Kızının benimle olmasındansa, onu döven eşiyle olması daha iyiydi. | Open Subtitles | كانت تفضّل بقاء أمك مع زوج يضربها عن البقاء معي |
Gidip Ellen Carroll'ın kocasıyla konuşurum. | Open Subtitles | - يبدو انني سأكون معك سأذهب للتحدث مع زوج ايلين كارول |
Eğer başka bir kadının kocası ile bir ilişki yaşıyorsanız genelde bunu doğrudan burnunun dibinde yapmak hiç iyi değildir. | Open Subtitles | عندما تكونين على علاقة غرامية مع زوج امرأة أخرى في العادة من الأفضل أن لا تقومي بذلك تحت ناظرها |
Onu hep yanında Fransızca konuşan siyahi bir kocayla canlandırırım gözümde. | Open Subtitles | انا دائما كنت اتخيلها مع زوج اسود يتحدث الفرنسية |
Üstelik kocası sürekli işten atılan bir kadını. | Open Subtitles | مع زوج يجلب المتاعب ويُطرد دائماً من العمل |
- Sıradan. Mandy Bronson'a yoğunlaşmalıyız. Kurbanın kocasıyla ihtiraslı bir ilişki yaşayan yuva yıkan diva. | Open Subtitles | يجب أن نركّز على (ماندي برونسون)، مدمّرة بيوت ومغنيّة تدخل بعلاقة مع زوج الضحيّة |
Amanda'nın kocası, Dr Gary Sinclair ile beraber. | Open Subtitles | " مع زوج " آماندا " الدكتور " غاري سنكلير |
Döndüğünden itibaren düne kadar üvey babasıyla yaşıyordu. | Open Subtitles | منذ عودتها , عاشت مع زوج أمها حتى البارحة |
Yani ya eşiyle, ya da uzun süreli bir partneriyle yşaıyor. | Open Subtitles | مما يعني انه يعيش مع زوج او شريك منذ وقت طويل |
Kocanın eski karısının eşiyle aran iyi midir? | Open Subtitles | هل أنتِ على وفاق مع زوج زوجة زوجك السابقة؟ |
Misafir evinde arkadaşımın eski eşiyle sevişebilirsiniz anlamına gelmez. | Open Subtitles | لا أن تمارسي الجنس مع زوج صديقتي السابق في بيت الضيوف الخاص بي |
Sadie Keller'ın kocasıyla konuşacağım. | Open Subtitles | سأذهب للتحدث مع زوج سادي كيلير |
Akers'ın kocasıyla yaptığınız görüşmeyle ilgili söyleyecek bir şeyin var mı? Patrona o raporu hazırlıyordum şimdi. | Open Subtitles | لديك شيء لتقوله حيال مقابلتك مع زوج (آكرز)؟ |
Conner'ın kocasıyla nasıl gitti? | Open Subtitles | كيف جرى الامر مع زوج كونر؟ |
Az önce Anne'in eski kocası ile konuştum. Yarım saat içerisinde onunla buluşacağım. | Open Subtitles | لقد تحدثت للتو مع زوج (آن) السابق سأقابله بعد نصف ساعة |
Bu seyahati bir kocayla yapmayı umuyordum. | Open Subtitles | كنت أتمنّى أن أقوم بتلك الرحلة مع زوج |
Göz bebekleri büyümüş, sol eli titreyen ve adı John Brown olan bir kocayla beraber, balayına bavulsuz olarak çıkıyorsunuz. | Open Subtitles | في اللحظة التي أراكِ فيهـا مع زوج مثلهكمثلالتلاميذالمُسنّة... الذي يشتكي من هزّة فياليدّاليسرى... الذي يقضي شهر العسل بدونأمتعة... |
Üstelik kocası sürekli işten atılan bir kadını. | Open Subtitles | مع زوج يجلب المتاعب ويُطرد دائماً من العمل |
Öyle ateşli ki bu durum, Sarah'nın yönetmen kocasıyla ihtiraslı bir ilişkiye sebep oldu. | Open Subtitles | مثيرة جداً، بحقيقة دخولها في علاقة غراميّة مع زوج (سارة) |
Hayır, Tasha'nın kocası için çalışıyorum. Sen LaKeisha olmalısın. | Open Subtitles | كلا، أنا أعمل مع زوج (تاشا) لا بد من أنك (لاكيشا) |
16 yaşındayken üvey babasıyla kavga etmiş. | Open Subtitles | عندما كان في السادسة عشر تشاجر مع زوج والدته |