"مفتاح" - Traduction Arabe en Turc

    • anahtar
        
    • anahtarın
        
    • Anahtarım
        
    • anahtarları
        
    • anahtarlarını
        
    • anahtarının
        
    • anahtara
        
    • anahtarıdır
        
    • anahtarına
        
    • sırrı
        
    • önemli
        
    • Key
        
    • anahtarı
        
    • düğme
        
    • yolu
        
    Zımbaların üzerine ufak devre bileşenleri koyabilirsiniz, mesela bir ampul ya da anahtar, TED يمكن ان نضع على الشرائط القصيرة عناصر الدارات مثل مفتاح .. او مصباح
    bu bilgi terimleri içerisinde kendi biyolojimizi anlıyoruz ve bu bir anahtar noktadır. TED إن مفتاح الثورة هنا هي أن نفهم البيولوجيا الخاصة بنا بنفس شروط المعلوماتية.
    Keşke geçmişe gidip olanları değiştirmemizi sağlayacak bir anahtar olsaydı. Open Subtitles اتمنى لو كانت هناك طريقة أو مفتاح ما لتغيير الماضى
    Daire tutunca arabadan kurtul. Hala tek anahtarın olmuş olur. Open Subtitles تخلص من السيارة، وعندما تشتري الشقة سيكون لديك مفتاح واحد
    İstediğin zaman gidebilirsin. Anahtarım var. Open Subtitles .يمكنك أن تذهبي بالوقت المعتاد لدي مفتاح
    Dediklerimi yaparsan kimsenin canı yanmaz. Sende kokpitin anahtarları var, değil mi? Open Subtitles اذا نفذت ما اقول فلن اؤذيكى لديكى مفتاح كابينة الطائرة
    Gidip eşini yaptırmak için evinin anahtarlarını ödünç alabilir miyim? Open Subtitles هل أستطيع استعارة مفتاح شقتك كي أصنع منه نسخة ؟
    Burası, bir hırsızın anahtar bırakması için tuhaf bir yer. Open Subtitles ، هذا مكان غريب للص لترك مفتاح ألا تعتقدي ذلك؟
    Otele geri dönmeliyim. Sadece bir anahtar var. Onu kaybetmeyin. Open Subtitles يجب أن أعود للفندق هناك مفتاح واحد فقط لا تفقده
    Galaksideki kaygan yılankafalara tekmeyi basmak için gerekli anahtar olabilir. Open Subtitles ربما يكون هو مفتاح طرد كل هذه الأفاعى خارج مجرتنا
    Eğer anahtar yoksa boş yere bu hale geldiğimi düşüneceğim. Open Subtitles سأكون مثل شبح الأوبرا إذا لم يكن هناك أي مفتاح.
    Mesela üç hafta önce Riley benden ayarlı anahtar istemişti. Open Subtitles منذ ثلاث أسابيع مضت رايلي طلب مني مفتاح الربط السداسي
    ...kilide olan anahtar bir zamanlar bendeydi ama kasamdan çalındı. Open Subtitles مفتاح ذلك القفل كان في حوزتي لكنه سرق من خزانتي
    Onu Kira'nın odasına birkaç gün önce koydum; anahtar hala bendeydi. Open Subtitles تسللتُ إلى غرفة كيرا منذ بضعة أيام لا يزال لديَّ مفتاح
    O zırhlar onların gerçekte kim olduklarını anlamamız için anahtar olabilir. Open Subtitles هذا الزى قد يكون مفتاح كشف شخصية هؤلاء الرجال في الحقيقة
    Chris, bu kurumda bu anahtarın emanet edildiği tek kişi sensin. Open Subtitles كريس أنت الشخص الوحيد فى هذه المؤسسة الذى ليده مفتاح كهذا
    Yine de söylemeliyim ki, eğer oraya gitmek için bir Anahtarım olsaydı, onu kendime saklardım, çünkü tüm aşağılık tiplerin yanımda bitmesini istemezdim. Open Subtitles و مع ذلك علىّ أن أقول إن كان لدىّ مفتاح لمكان كهذا فعلىّ أن أبقيه لنفسى
    Tamam, bunlar dairemin anahtarları... buralarda... kurcalamayı kes! Open Subtitles حسناً، مفتاح شقتي هنا في مكان ما، لا تسترق النظر
    Ama burada bir sorun var. E-posta sunucuları şifreleme anahtarlarını da tutuyor. Yani, hemen yanı başında anahtarı olan büyük bir kilidiniz var. TED ولكن توجد مشكلة مع هذا. و هي أن خادم البريد الإلكتروني لديه مفتاح التشفير. بالتالي يوجد قفل ضخم بجانبه المفتاح.
    Peki güvenlik kasasının anahtarının bende olması nasıI? Open Subtitles ما رايك بــــ لان معى مفتاح صندوق الامانات
    Ya da ben kapıyı açık bıraktığım için anahtara ihtiyacı olmadı. Open Subtitles أو أنّه لم يكن بحاجة إلى مفتاح ربّما لأنني لم أقفله
    Su hayatın anahtarıdır, ama donmuş halde iken, gizli bir güçtür. TED الماء هو مفتاح الحياة، ولكن فى شكل متجمد، فهى قوة كامنة.
    Doğru şifre çözüm anahtarına sahip olduğun sürece bilgi yeniden edinilebilir. Open Subtitles المعلومات يمكن ان تُسترجع طالما انكى لديكى مفتاح فك التشفير الصحيح
    ...birinci Lig'de ve her oyun kurucu bilir ki, zaferin sırrı ve anahtarı önceden oyunu sezebilmektir. Open Subtitles القسم واحد و كل شخص يعرف أن السر أن مفتاح النصر
    Biri bana saha çalışmasında anında karar vermenin çok önemli olduğunu öğretmişti. Open Subtitles لقد علمني أُستاذي أن سرعة التصرف هو مفتاح النجاح في عملنا الميداني
    Crab Key dışında her yere. Oraya girmeye iznimiz yok. Open Subtitles كلهم ماعدا مفتاح سرطان البحر ليس لنا حق الذهاب هناك
    Vücudumun savaş ya da kaç sistemini kontrol eden bir kontak anahtarı gibi. TED سيكون الأمر بمثابة تحويل مفتاح الإشعال في آلية المقاومة أو الفرار في جسدي.
    Yani evinizin ön kapısının yanında bir düğme olduğunu, siz evden ayrıldığınızda buzdolabı hariç her şeyi kapatabildiğinizi hayal edin. TED ولكن تخيلوا لو أن لكل منزل مفتاح كهربائي بجانب الباب الأمامي، وعندما تغادرون المنزل تستطيعون إطفاء كل شيء عدا الثلاجة،
    Buradan 10 km ötede bir pist var. Bu adadan kurtulmanın yolu. Open Subtitles ثمّة مهبط جويّ يبعد 10 كم من هنا، إنّه مفتاح هذه الجزيرة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus