Gelinle tanışmak ister misiniz, yoksa sadece viski için mi geldiniz? | Open Subtitles | هل تود مقابلة العروس، أم إنك حضرت من أجل الويسكي فقط؟ |
herhangi bir .teşhis koymadan önce, ailesi ile tanışmak isterim. | Open Subtitles | أي نوع من أنواع التشخيص احب مقابلة الأباء أولاً وحدهم |
Bütün bu insanlar, hepsi görüşme için geldi, değil mi? | Open Subtitles | كل هؤلاء الناس هنا، لأجل مقابلة العمل أيضاً، أليس كذلك؟ |
- Biriyle görüşmem gerekiyor. - Kutlama yaparız diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | ـ يجب عليّ مقابلة أحد ـ ظننت إننا كنا سنحتفل |
Ama patronum beni göremez. Başka bir iş görüşmesi yapıyorum. | Open Subtitles | ولكن يجب ألا يراني مديري أن أجري مقابلة لعمل آخر |
Bir hanım yargıçla görüşmek istiyor, ama randevusu yok. Yaygara koparma. | Open Subtitles | هناك امرأة شابة ترغب في مقابلة القاضي, لكن ليس لديها موعد. |
Ama avukat öncesinde babanızı görmek isteyip istemeyeceğinizi bilmek istiyor. | Open Subtitles | لكن المحامي يريد أن يعرف إن أردتمــا مقابلة والدكمــا أولا |
Kampta uzun süre kalırsanız efendim, ikizinizle tanışmak gibi hoş bir sürprizle karşılaşabilirsiniz. | Open Subtitles | لو بقيت في المخيم أكثر ربما تجد سرور المفاجئة من مقابلة توأم متشابه |
Anne ve babanla ilk kez tanışmak kolay mı sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه من السهل مقابلة والديك للمره الأولى ؟ |
Will'le tanışmak istersin diye düşündüm çünkü kendisi de Hollis Yurtları'nda kalmış. | Open Subtitles | أعتقد أنك كنت ستحب مقابلة ويل لأنه كان يقطن في منازل هوليس |
Ama, onu durdurabilecek birini tanıyorum. Belki size bir görüşme ayarlayabilirim. | Open Subtitles | .ولكنني أعرف شخصا ً يستطيع إيقافه ربما استطيع تدبير مقابلة معه |
Polislerin deyimiyle bir "A.G." kartı. Yani "Arazi görüşme" kartı. | Open Subtitles | إنها بطاقة م.م.هذا مايطلقه الشرطة عليها إنها بطاقة مقابلة ميدانية. |
Bu yüzden bunu ilk resmi görüşme olarak düşünelim olur mu? | Open Subtitles | لذا دعنا نعتبر هذة اول مقابلة رسمية , هلا بدئنا ؟ |
Bu toplantının işten çıkarılma görüşmem olduğu ortaya çıktı. | TED | الاجتماع الذي اتضح بأنه مقابلة إنهاء خدمتي. |
İş görüşmem var ve halime bak. | Open Subtitles | وبالاضافة لذلك لدي مقابلة توظيف وعلي ان اذهب بهذا الشكل |
Sonra da bana çalıştığı yerde iş görüşmesi ayarlamak için kendini suçlu hissettirdi. | Open Subtitles | ثم جعلته يشعر بالذنب كي يرتب لي مقابلة عمل بالمكان الذي يعمل به |
Washington Post'tan bir muhabir ile görüşmek üzere yola çıktım. | Open Subtitles | انا في طريقي الى مقابلة مع صحفي من واشنطن بوست |
Bay Dixon'ı tek başına görmek istiyorum. | Open Subtitles | ارغب فى مقابلة السيد ديكسون ولكن بمفرده تماما |
Yalnızca Perşembe günkü Charlie Rose röportajı için teşekkür edecektim. | Open Subtitles | مجرد شكر مني لأنكِ ستجرين مقابلة شارلي روز يوم الخميس |
Kaybedenler iş görüşmesine bile çağrılmaz veya sigorta primi için daha fazla ödeme yaparlar. | TED | بينما لا يحصل الخاسرون حتى على مقابلة عمل أو يدفعون أكثر مقابل التأمين. |
Dinle bir işe girmeden önce belki 1000 tane görüşmeye gideceksin. | Open Subtitles | أسمعى 1000 ستذهبين الى أكثرمن مقابلة قبل أن تحصلى على عمل |
Siz bunları inceledikten sonra, 11'de bir toplantı yapalım mı? | Open Subtitles | بعد أن تلقي نظرة ماذا عن مقابلة الـ 11 ؟ |
Beni başka biriyle buluşturmak için benimle buluşmak mı istedin yani? | Open Subtitles | طلبت مني مقابلتك وأجبت لك هذا أتطلب مني مقابلة شخص آخر؟ |
Anlamanın yolu ise bu; uinsanların dikkatini büyük tam sayfa ilanlarla dağıtarak ya da yeni insanlarla tanışma ısrarında olmakla ilgisi olmadığıdır. | TED | كيفية فهم ذلك ليس حول لفت إنتباه الناس باعلانات تملأ صفحة كاملة، أو قصد مقابلة الناس. |
Laila'ya başka bir buluşma daha teklif ettim ve bilmek isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | لقد طلبت من ليلا مقابلة اخرى وانا فكرت انكى يجب ان تعرفى |
Bu yüzden annem, Mathilde ile tanışmayı ve dükkanı görmeyi istemedi. | Open Subtitles | كمارفضتأمي مقابلة ماتيلد أورؤيةحتىالدكان |
Çok önemli bir toplantım var. Bu acil. | Open Subtitles | فلدى مقابلة مع مدير وكالة إدارة الطوارئ هذا الأمر عاجل جدا يا سيدى |