Hayvanın yaratılma amacında olduğu gibi kafası kesilmiş ve yolunmuş şekilde getirseydin ya. | Open Subtitles | لما لم تجلبه لي مقطوع الرأس و منتوف الرش كما اريده انا ؟ |
Annesini, evin dışında, kafasından yaralanmış ve karnı kesilmiş bir şekilde buldu. | Open Subtitles | وجد أُمه الحبيبة خارج الكوخ ، رأسها نصف مقطوع و بطنها مبقور |
Sadece bir kütüğün üstünde düğme var ve kablo kesilmiş. | Open Subtitles | إنه مجرّد زر على قطعة خشب وذلك السلك مقطوع فقط |
Baş parmağı kesik, eli kanayan... bir yarım akıllıyla ne kadar saklanabilirdik? | Open Subtitles | منذ متى يمكن أن نبقي تحت الرادار مع متخلف مقطوع الإبهام ينزف |
Öyleyse neden geçen sene kutu içinde kesik bir kol aldığın zamanki kadar mutlu görünmüyorsun? | Open Subtitles | إذا لماذا بدوتى أكثر تحمسا العام الماضى عندما أهديتكى ذراع مقطوع فى صندوق ؟ |
Gövde etrafında çürük muhtemelen spinal travma kopmuş bir uzuv. | Open Subtitles | كدمات شديدة حول الجذع إصابة محتملة بالعمود الفقري طرف مقطوع |
Telefonlar da çalışmıyor. | Open Subtitles | الهاتف مقطوع أيضا |
Seni bir dar sokakta boğazın baştan sona kesilmiş olarak bulmalarını istemiyorum. | Open Subtitles | أكره أن أراكَ في زقاق، وحلقك مقطوع من الأذن إلى الأّذن. |
- Sağ boğumun altından kesilmiş. | Open Subtitles | القسم العلوي مقطوع تماماً تحت المفصل الوربي الأيمن |
O kesilmiş kafayı bana ilk fırlattıktan sonra, bi bulmacanın parçaları gibi, beni bu oyuncaklarla bırakıyor. | Open Subtitles | أولاً, ألقى برأس مقطوع على ثم ترك لى أجزاء الدمية تلك مثل قطع الأحجيه |
Üst kattaki erkek kurbanın boğazı kesilmiş. | Open Subtitles | الضحية ذكر ،في الطابق العلوي حلقه مقطوع لماذا هذا غريب ؟ |
Ben de biraz garip karşıladım ama gittim komşulara sordum onların da yayını kesilmiş. | Open Subtitles | اعتقدت ان ذلك غريب بعض الشيء ايضا ولكني سألت الجيران و كان كايبلهم مقطوع ايضا |
Peki, şuradaki kesilmiş başı bunlarda onun elleri, şuradaki de saçı oluyor. | Open Subtitles | حسناً، هذا رأس مقطوع تلك هي الأيدي وهناك شعره |
Bunu yağlı bir tabloyla ya da kesik bir başla anmalıyız. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ نُحييه برسم زيتي أَو رأس مقطوع أَو شيء |
Daha önce kimse bana doldurulmuş kesik kafa vermemişti. | Open Subtitles | لاأحد اعطيني شيئ محشوَ أبداً مقطوع رأسة منَ قبل. |
kesik. Ama elektrik kesintisi güvenliği kapatmaz. | Open Subtitles | مقطوع.لكن انقطاع التيار لا يقطع الاتصال بالأمن. |
Annesine karşı hiçbir duygusal tepki yok çünkü görme bölümlerinden duygusal bölümlere giden bağlantı kopmuş. | TED | ليس هناك أي رد فعل عاطفي تجاه أمه لأن السلك من مناطق الرؤية إلى المراكز العاطفية مقطوع. |
Telsiz de çalışmıyor. | Open Subtitles | جهاز إتصالهم مقطوع أيضا |
S-Kayışı. Sanırım serpantin kayışı koptu. | Open Subtitles | الحزام "م" أعتقد ان الحزام المتعرج مقطوع |
Bu kadının parçalanmış boğazıyla burada neden yattığını söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | أيمكنكِ إخباري لماذا هذه السيّدة ملقاة هنا وحلقها مقطوع لشرائط؟ |
Komuta/Telsiz: Efendim, uzun dalga menzilinde değil, mesajlarımız kesildi. | Open Subtitles | من الراديو لغرفة التحكم نحن نتخطى الحد الأقصى لتلقي الرسائل ، الإتصال مقطوع |
Eğer birinin kopuk başını düşünmek seni üzüyorsa, bunun adı Aşk'tır. | Open Subtitles | عندما تزعجك فكرة رؤية شخص مقطوع الراس, ذلك يعني انك تحبة. |
Tahminimce, boğazı kesilen bu diğer adam da tercüme ediyordu. | Open Subtitles | والرجل الآخر مقطوع الحلق أعتقد أنه المُترجم |
Nefes nefese bana geldi. Dağılmıştı. | Open Subtitles | لقد أتى وكان مقطوع النفس وشعره أشعث |
Walter, bunun mührü yırtılmış. | Open Subtitles | (والتر)، شريط الختم على هذا الصندوق مقطوع. |