"مكون" - Traduction Arabe en Turc

• oluşan
• oluşuyor
• madde
• malzeme
• kişilik
• oluşur
• bileşen
• bileşeni
• karbon

Belki de bir matematikçi ve bir hackerdan oluşan bir takımı var.
ولكي نوقع بشيء كهذا لربما أنه لديه طاقم مكون من مخترقين ورياضيين

A, C, G ve T adını verdiğimiz 4 tane alt birimden oluşuyor.
إنه مكون من أربع وحدات: أيه سي جي وتي، كما نسميهم

diğer 50 hasta, içinde etken madde olmayan bir şeker tableti, bir plasebo ilacı almışlar, sadece bir tane hasta ölmüş.
50 مريض آخرين تناولو البلاسيبو و هو عقار وهمي لا يحوي أي مكون فعال، مات واحد منهم فقط

Ve bir mucize meyvesi, aşina değilseniz, doğal bir malzeme ve özel bir niteliğe sahip.
و توت يعتبر معجزة , ان لم تكونوا تعرفوه هو مكون اساسي .. وفي خصائص مميزة

Daha önce böyle bir şey görmemiştim. Tek kişilik bir ordu gibiydi.
أنا لم أرى شيئاً كهذا لقد كان كجيش مكون من شخص واحد

Hipokamp, yoğun biçimde birbiriyle bağlantılı iki hücre tabakasından oluşur.
الحُصين مكون من صفيحتين من الخلايا، والتي هي مترابطة بكثافة.

Örneğin, tünel diyot, elektronikte kullanılan bir bileşen, kuantum tünellemenin mucizeleri sayesinde çalışmaktadır.
على سبيل المثال, الثنائي النفقي, وهو مكون يستخدم في الالكترونيات, يعمل بفضل عجائب نفق الكم.

Bir dahi yaratmak için, sevgi bileşeni, çok büyük önem taşıyan bir bölümdür.
مكون ذاك الحب هو مثل جزء كبير من إنجاز أي نوع من العبقرية

eğer pencere çerçevelerinden oluşan bir duvarımız varsa, ve
لو لدينا حائط مكون من أجزاء من النوافذ وواحدة من هذه الأجزاء مشروخه،

Esas tempoyu pekiştiren ve doğruluğu yükselten ek bir ritmik bileşenden oluşan bir dış katmanı da, sonrasında ekleyebiliriz.
يمكننا حينها إضافة طبقة خارجية، تتألف من مكون إيقاعي إضافي، لتعزيز النغمة الرئيسية و زيادة الدقة.

Protein polisakaridesten oluşan bir dış tabakası olduğundan eminim.
ولكنى اعرف الان انة مكون من طبقة من البروتين

Şimdi, beyin, bildiğiniz gibi, nöronlardan oluşuyor.
حسناً , ان الدماغ كما تعلمون مكون من خلايا عصبية

Yine daraltmıyor. Bütün gezegen, hemen hemen pislikten oluşuyor.
مازلت لا تدقق الكوكب كله مكون من القاذورات

Atmosfer çok ince ve neredeyse tamamen karbondioksitten oluşuyor.
الغلاف الجوي رقيق جدا وهو مكون تقريبا بالكامل من ثاني أكسيد الكربون

I çalışmak için bu iksir için bir anahtar madde eksik olduğunu düşünüyorum.
أعتقد أن مكون واحد ينقصك كي تعمل هذه الجرعة

Eğer gerçekten kirli bomba patlatmaya niyetlilerse, nükleer madde bunun sadece bir parçası.
..إن كانوا حقا يريدون تفجير قنبلة قذرة . فإن المواد النووية ماهي إلا مكون واحد فحسب

Özel bir malzeme, buranın sakinlerinden birinin lütfu.
انه مكون خاص مجامله من احد سكاننا

Ve en önemli malzeme arkadaşlığımızdı.
وأهم مكون في هذا كله هو صداقتنا

Şu an iki kişilik bir takım gibi görev yapıyorsunuz.
إنّك تقوم بعملية من خلال فريق مكون من رجلين الآن.

Bu, bir şirketin yönetimi için bir felaket anlamına gelebilir hele de benimki gibi sekiz kişilik küçük bir şirketiniz varsa.
وستشكل كذلك إلهاء هائلا لإدارة الشركة، خصوصا مثل دكان صغير مكون من ثمانية أشخاص مثل شركتي.

İris'in durmaksızın ürettiği bazal miktardaki gözyaşı, üç tabakadan oluşur ve artıkları, kiri uzaklaştırır.
إن قطرات الدمع الأساسية التي تفرزها أيريس من غلاف رقيق مكون من ثلاث طبقات والذي يغطيها ويبعد الأوساخ والشوائب.

Hepsi, bu 12 bileşen Sosyal İlerleme Endeksini oluşturuyor.
إجمالًا، تلك ال 12 مكون يشكلون إطار التقدم الاجتماعي.

Dairemin kapısına yığıldım ve banyoya emekleyerek gittim ve sorunumun ne olduğunu keşfettim: İlacımın içine en önemli bileşeni koymayı unutmuştum.
لقد وقعت على باب غرفتي .. وزحفت الى الحمام حيث وجدت المشكلة .. لقد نسيت ان اخلط اهم مكون من مكونات دوائي ..

Nitrojeni dengelemek için sadece buna yüksek karbon eklemen gerekir ve doğada en etkili karbon da saf talaşın içinde bulunur.
يجب اضافة مكون غني بالكربون للموازنة مع النتروجين و أحد أكثر الأمور كفاءة على الأرض