Hepsi bu. Benimle konuşman iyi vakit geçirmeni engelliyor mu? | Open Subtitles | أوه, كلامك معى ليست فكرتك لقضاء وقت ممتع فى التسليه? |
Umarım siz ve eşiniz burada güzel bir hafta geçirir. | Open Subtitles | اتمنى ان تكون انت وزوجتك قد قضيتما اسبوع ممتع معنا |
Dişçiye gitmek zevkliyse, bu komik olmak üzere. - Hakem yok. | Open Subtitles | لو كان الذهاب لطبيب الأسنان ممتع فإن ذلك قد بدأ يسعدنى |
Bence bu çok ilginç, çünkü bütün çöpleri çöp yakma fırınında yakıyoruz. | Open Subtitles | ..حسنًا ، أجد أنه ممتع رؤية كيف نحرق القمامه كلها في الفرن |
- Bunu uzun bir süre yapamayacağım. Bu çok eğlenceliydi. | Open Subtitles | لن أتمكن من فعل هذا لوقت طويل إنه ممتع جداً |
harika bir gösteri yaptığınızı sanıyorsunuz ama bu bir oyuncak değil. | Open Subtitles | متأكد من انكم تعتقدون هذا عرضاً ممتع لكن هذه ليست لعبة |
Geçmişe dair bir anısı, geleceğe dair bir bilgisi yok ve sadece iki şeyi umursuyor: Rahatlık ve eğlence. | TED | لا يوجد لديه ذاكرة للماضي و لا أدنى معرفة بالمستقبل .. هو يهتم بشيئين فقط : "سهل و ممتع" |
Çünkü iyi vakit geçirelim istedim ama sizin hapları yutmayacağınızı biliyordum. | Open Subtitles | لأننا كنا نحظى بوقت ممتع ولكنكم لم تكونوا تُريدون الإستمتاع به |
Nasıl "İyi eğlenceler, aman boğazına bir şey takılmasın." denir? | Open Subtitles | كيف تقولون وقت ممتع او لا تغصين في الطعام ؟ |
Şimdi köpeği bana ver ve gidip iyi vakit geçir. | Open Subtitles | و الآن اعطيني هذا الكلب و اذهبي لقضاء وقت ممتع |
Kahretsin! Ne güzel bir zaman! Keşke bunu her gün yapabilsem. | Open Subtitles | يا له من وقت ممتع اتمنى لو قمت بهذا كل يوم |
Tekrar eski odamda olmak güzel ve tekrar eski komş-- | Open Subtitles | شيئ ممتع ان يعود الشخص لغرفة نومه القديمه وحيه القديم |
Evet, yine de komik olan üzerinde pek fazla çizik görmedim. | Open Subtitles | نعم امر ممتع على اية حال لاحظت الكثير من الخدوش بكِ |
Feribotta oturmuş buna gülecek kadar da komik bir şey değil yani. | Open Subtitles | انه ليس امر ممتع ان تضحك في عباره و الناس من حولك |
Ama bir bilim dalını ilginç kılan başka özellikler de vardır. | TED | ولكن أحياناً, للعلم سمات أخرى ما يجعله بالفعل حقاً ممتع. |
Uydurma cümleler yerine kendiliğinden ilginç olan gerçek içeriklerle öğreniyorlar. | TED | على عكس التعلم بالجمل المعدة مسبقا الناس يتعلمون باستخدام محتوى حقيقي وهو بطبيعته ممتع |
Bakıcılar, dadılar, refakatçiler, hatta korumalar. Ne eğlenceliydi. | Open Subtitles | المرضعات , المربيات , الوصيفات حتى الحراس كان شىء ممتع |
harika bir gece, biz çok eğleniyoruz, siz de eğleniyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | هذا عظيم ، نحن نمضي وقت ممتع وأنتم أيضاً ، أليس كذلك؟ |
Bu bir tür eğlence gibi gelmişti o zaman. | Open Subtitles | كان الامر يبدو كشئ ممتع نقوم به في ذلك الوقت |
Dostum, eğer bizimle birlikte isen, bu hiç de hoş değil. | Open Subtitles | يا رجل ، لو كنتَ تعبث معنا فهذا ليس ممتع أبداً |
Rüzgâr istediği yönden eser. İşte bu yüzden gemicilik eğlencelidir. | Open Subtitles | الرياح تنفخ في الاتجاه الذي تريده هي ولهذا الإبحار ممتع |
Söylentilere göre, resmiyetin dışında çok Eğlenceliymiş. Gitmeyi düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | ليس حفلاً رسمياً لكنه ممتع هل تعتقد أنك ستذهب ؟ |
Başlayalı iki buçuk, üç ay oldu ve gerçekten çok eğlenceli gidiyor. | TED | بدأنا منذ شهرين و نصف أو ثلاثة أشهر, و الأمر ممتع حقا. |
Evet zaten aşağılanıp alaşağı edilmek çok zevkli ve getirisi bol. | TED | نعم، لأنه ممتع و مجزي جداً أن تُهان وتُقهر. |
Ama iyiden de ötesiniz. çok keyifli bir dansçısınız. | Open Subtitles | أنت أفضل بكثير من مجرد راقص جيد، أنت راقص ممتع جداً |
Televizyonda aptalca davranmak eğlenceli olsa da, ertesi gün, diğer insanların da beğendiğini öğrenmek, bizim için daha eğlenceliydi. | Open Subtitles | وكما كان التمثيل بغباء مباشرة على التلفاز ممتع كان امتع في اليوم التالي عندما اكتشفنا ان اناس اخرون استمتعو به ايضاً |
Sizler için birkaç kahkahamız var. İlki oldukça neşeli. | TED | لذا لدينا بعض الضحك لكم. الأول ممتع جداً. |