| Yanina gelip, aynanin otesine gecen kizla neler oldugu hakkinda konusmami istedi seninle. | Open Subtitles | وطلبت منّي أن أحادثكَ قليلاً بشأن ما حدث اليوم مع الشابة وراء المرآة |
| Ama evden ayrıldığın için endişeliydi o yüzden seni kontrol etmemi istedi. | Open Subtitles | لكنّها قلقت من مغادرتكَ البيت، لذلك طلبت منّي أن أخرج لتحرّي أمركَ. |
| Fakat gitmeden hemen önce yanıma uğradı. Benden Hasat'ı durdurmamı istedi. | Open Subtitles | لكنّه مرّ عليّ في طريقه للرحيل وطلب منّي أن أوقف الحصاد |
| Bilmiyorum, tatlım. Bunu sana vermemi söyledi. | Open Subtitles | لا أعرف يا عزيزتي، طلب منّي أن أعطيك هذه |
| Ne yapmamı bekliyorsun? Üst sınıfların acıları üzerine mi yazmamı istiyorsun? | Open Subtitles | أتريدين منّي أن أكتب عن معاناة الطبقة الراقية ؟ |
| Bu tarz cevaplar vererek... - ...onay raporu almayı nasıl bekliyorsun? | Open Subtitles | نظراً لإجاباتك هذه، كيف تتوقع منّي أن أوافق على عودتك للعمل؟ |
| Peki, Bay Mandelbaum, ne yapmamı istiyorsunuz? | Open Subtitles | حسناً يا سيد ماندلبام، ماذا تريد منّي أن أفعل؟ |
| Bakın, o hemşire önlük giymemi istedi ama omzumda ben vardı... | Open Subtitles | كانت تلك الممرضة قد طلبت منّي أن أرتدي عباءة ولكن كنت أشكو من شامة على كتفي |
| Bay McCarter sizin bütün eşyalarınızı bu sabah toplamamı istedi. | Open Subtitles | السيد ماك كارتير طلب منّي أن أحزم كل أشيائك هذا الصباح |
| Şimdi de oğlumu, eşimin oğluna dava açması için ikna etmemi istiyor. | Open Subtitles | والآن يريد منّي أن أقوم بإقناع ابني لرفع دعوى ضدّ ابن زوجتي |
| Bu zımbırtıyı sizin için yok etmemi ister misiniz? | Open Subtitles | هل تريد منّي أن أُدمّر هذه السيارة من أجلك؟ |
| Bir kaç ip ucu var ve benim yardım etmemi istiyor. | Open Subtitles | لديها خيوط، وتريد منّي أن أساعدها للعثور عليها. |
| Çok üzgünüm, ama Benden net olmamı istediniz, ben de net olacağım. | Open Subtitles | أنا آسف للغاية، لكنكَ طلبتَ منّي أن أكون مُباشرًا معك، لذا سأفعل |
| Benim kim olduğum. Eğer Benden kendimi anlatmamı isteseydiniz, muhtemelen aynı cevapları ben de verecektim. | TED | وإذا طلبتم منّي أن أصف لكم نفسي، فمن الممكن أن أجيبكم بنفس القول. |
| Bütün bunları anlatmamı istemenizin amacı kendinizi Benden üstün hissetmek. | Open Subtitles | أنتِ تريدين منّي أن أخبركِ بكلّ شيء حتّى ترفعين رايـة التفوّق عليّ |
| Dava da yaklaşıyor, seni uyarmalıyım eğer ifade vermemi isterlerse, yalan söylemem. | Open Subtitles | مع تلك القضية الموجهة ضدكم عليّ أن أحذرك إذا طلبوا منّي أن أشهد لن أقوم بالكذب |
| Tetkiki atlamamı ve onay vermemi söylüyordu. | Open Subtitles | طُلبَ منّي أن أتخطى التفتيش و الإشارات التى تقود للأدلة. |
| Benden sizin T-shirt işinize yatırım yapmamı istiyorsunuz? | Open Subtitles | تريدون منّي أن أستثمر في مجال تجارة الأزياء خاصتكم؟ اسكت أيها العجوز. |