"من البيت" - Traduction Arabe en Turc

    • Evden
        
    • Saray'dan
        
    • Beyaz
        
    • evi
        
    • Evdeki
        
    • evinden
        
    • odasından
        
    Annem para kazandığı bir işi olmasaydı Evden kendi işine başlamak isterdi. Open Subtitles عندما نخفق أمي في الحصول على عمل تبدأ عملها الخاص من البيت
    İyi parçaları aldım ve onları Evden birkaç zırvayla değiştirdim. Open Subtitles أخذت البضاعة الجيدة وبدلته ببضاعة تالفة من البيت وبهذه الطريقة,
    Evden işe gidip gelebilir, ama tek başına yaşamakta ısrar ediyor. Open Subtitles يمكنها أن تذهب للعمل من البيت ولكنها تصر على العيش بمفردها
    Şu ana kadar Beyaz Saray'dan resmi bir açıklama gelmedi. Open Subtitles لم يردنا أي بيان رسمي من البيت الأبيض حتى الآن
    Bence Beyaz Saray'ın verdiği mesaj çok talihsizdi, çünkü bunun sebebi yiyecekler. Open Subtitles وأعتقد أن هذه رسالة مؤسفة من البيت الأبيض لنشرها لأن المشكلة الطعام
    Sinirlenirim. Sonra sen benim tarafımda olursun, Dana onun tarafında olur, çocuklar ağlamaya başlar, ve köpek evi terkeder! Open Subtitles عندها أنا سوف أغضب وأنت ستقفين إلى جانبي ودانا ستقف إلى جانبه والأولاد سيبكون و الكلب سيخرج من البيت
    Ne yani, bu beni de Evden şutlayacağın anlamına mı geliyor? Open Subtitles ما معنى ذلك ؟ هل سوف تطرديني من البيت ايضا ؟
    Buradan gittiler. Bacanağımın evinde kalıyorlar. Kendi çocuklarımı Evden kovdurttu bana. Open Subtitles لقد رحلوا، إنّهم يسكنون رفقة عديلي جعلتني أطرد أطفالي من البيت
    Arabayı buraya park edemem, Evden bir şeyler getirdim de. Open Subtitles لا أستطيع الوقوف هنا. فقد أحضرت أغراضاً من البيت للتو
    Şey, bir şey oldu. Bir iki gün Evden gitmek isteyebilirsin diye düşündüm. Open Subtitles شيء ما حدث، ظننتُ أنّه يجب أن تخرجي من البيت ليوم أو اثنان
    Bu sana alarmlar çalmadan önce Evden tam 15 metre uzaklaşmana izin verecek. Open Subtitles سيسمح لكِ هذا بالسير مسافة 50 قدمًا من البيت قبل أن ينطلق الإنذار
    Ama sorun şu ki, Evden ayrılıp üniversiteye gittiğimde, onun emirlerini özlemeye başladım. TED لكن المشكل أنه، حين خرجت من البيت وذهبت للجامعة، بدأت أفتقد أوامره.
    Ama gün gelince o her zaman gevşek basamağı atlar kahvesinden bir yudum almadan ya da yemeğinden bir lokma bile yemeden Evden çıkıp giderdi. TED ولكن في ذلك اليوم، كان دائماً يتخطى السجادة كان دائماً يخرج من البيت دون أن يحتسي القهوة أو حتى أن يأكل قليلاً
    Oğlum onun için Evden plakları, eşyaları çalıyor olsa bile. Open Subtitles حتّى لو سرق الإسطوانات وبعض الأشياء من البيت.
    Ama kabul edelim kızlar, Evden fazla uzaklaşmadık. Open Subtitles لكن دعنا نواجهه بنات؛ نحن لم نبعد جداً من البيت
    1902 sonbaharında Başkan Theodore Roosevelt Beyaz Saray'dan biraz uzaklaşmak için Mississippi'ye giden bir trene bindi. Smedes adlı bir kasabada kara ayı avlamayı planlıyordu. TED كان خريف عام 1902، والرئيس ثيودور روزفلت احتاج الى اجازة قصيرة من البيت الابيض فأخذ قطاراً الى مسيسيبي ليصطاد الدببة السوداء خارج مدينة تدعى سميدس.
    Sheldon Tercott, CNN, Beyaz Saray'dan bildiriyor. Open Subtitles شلدرون تيلكوت، سي إن إن من البيت الأبيضِ
    Beyaz Saray'dan henüz bir açıklama gelmedi, ancak geleceğini düşünüyoruz. Open Subtitles و لم تصدر بعد أية تصريحات من البيت الأبيض لكننا نتوقع صدورها فى أى لحظة
    Beyaz Saray'daki kaynaklarımız bize bu akşam için planlanmış bir gezi olmadığını söyledi. Open Subtitles مصادر من البيت الأبيض تخبرنا لا يوجد نزهة قد قررت في هذا المساء
    Umarım bakım evi düğüne katılmam için bana o gün izin verir. Open Subtitles أتمنى ان تسمح لي الممرضه أن أخرج من البيت حتى أحضر الزفاف
    Kurban ve Evdeki köpek saldırıya uğradığında tüm kapılar kapalıymış. Open Subtitles أعني، ضحيّة وكلبه مهاجم داخل من البيت بكلّ الأبواب أغلقت.
    Bay Levin'e dövüşü evinden izlemesini söyleyin. Open Subtitles ثم قل للسيد ليفين انه سيكون افضل ان جلس وشاهد القتال من البيت على التلفاز
    Şimdi, Beyaz sarayın doğu odasından Open Subtitles وإليكم الآن, من الغرفة الشرقية من البيت الأبيض,

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus