Dünya çapında, 4000'den fazla PKE'li insana ulaştık ve hasta toplantıları düzenleyip klinik araştırma ve çalışmaları yaptık. | TED | وجدنا أكثر من 4000 شخص من حول العالم مصاب بسرطان الغدد المرن و أقمنا اجتماعات مع المرضى و أقمنا درسات و تجارب سريرية |
Ve neden dünya çapında yüz milyonlarca insan onları seyretmek için toplanıyorlar? | TED | ولماذا يقوم مئات الاشخاص من حول العالم بالتجمع لمشاهدتهم؟ |
Yani bu gece tüm Dünya çapında bu olayı yaşıyor olacağız. | Open Subtitles | لذا الليلة سنغطي هذه الظاهرة من حول العالم |
Böyle bir cenneti yaratmak için dünyanın dört bir yanından altın topladı. | Open Subtitles | جمع أطناناً منه من حول العالَم لبناء هذه الجنّة على ظهر السّفينة. |
Dünya'nın dört bir yanından binlerce insan küresel bir ilki başarmak için toplandılar: İlk kitlesel fonlu hastaneyi inşa ettik. | TED | تداعى الآلاف من حول العالم لإنجاز ما سيكون الأول عالميا: بنينا أول مستشفى على الإطلاق يبنى بالتمويل الجماعي. |
bütün dünyadan kadınlarla karşılaştık kendi devletleri onları aile içi şiddetten veya baskıcı toplumsal kurallardan korumayı reddetmişti. | TED | نقابل نساء من حول العالم ترفض حكوماتهن حمايتهن من التعنيف الوحشي أو العادات المجتعية القمعية. |
dünyanın çeşitli yerlerinden 300 kişinin de katılımıyla minik mücevher kutuma kavuştum. | TED | وبعد تفقد 300 اقتراح من حول العالم توصلت إلى الحل |
Servisimiz dünya çapında kullanılmaya başlanmıştı. | Open Subtitles | الناس من حول العالم بدأوا يستخدمون خدماتنا |
"Fortnite"ı duymuşsunuzdur, dünya çapında 250 milyon oyuncu tarafından oynanan ve hızla ünlenen bir "battle royale" tipi oyun örneği. | TED | ربما سمعت ب"Fortnite" وهي من أنجح الأمثلة على ألعاب الرويال باتل، والتي يلعبها 250مليون شخص من حول العالم. |
Ve tahmin edin ne oldu, dünya çapında biliminsanları laboratuvarlarında, yaşlı yetişkin hücreleri dönüştürmek için yarışıyor -- sizden ve benden alınan yaşlı hücreler -- bu hücreleri yeniden daha kullanışlı IPS hücrelerine dönüştürmek için yarışıyorlar. | TED | و خمنوا ماذا بعد ذلك، العلماء من حول العالم و في المختبرات يتسابقون لتحويل الخلايا البالغة-- الخلايا البالغة منك ومني -- إنهم يتسابقون لإعادة برمجة هذه الخلايا إلى خلايا "آي بي إس" أكثر فائدة. |
Dünya'nın dört bir yanından 5.000 insanın 350.000 dolar katkı yapıp Umut Hastanesi kurması senin için ne anlama geliyor? | TED | أخبريني بما يعنيه لك أن يتبرع 5,000 شخص من حول العالم ب 350,000 دولار لبناء مستشفى الأمل. |
von Neumann çeşitli işlerde çalışmak üzere, dünyanın dört bir yanından insanlar davet etti. | TED | إذا فون نيومن دعا مجموعة من الغرباء من حول العالم للعمل على كل تلك المشاكل |
İnsanlar Dünya'nın dört bir yanından İspanya'ya gelip savaşmaya gönüllü oluyordu? | Open Subtitles | للناس الذين جاءو من حول العالم إلى اسبانيا ليتطوعو لها؟ |
Alıcılar dünyanın dört bir yanından gelir. | Open Subtitles | لذلك المشترين يطيرون من حول العالم |
Ama asıl muhteşem olan,daha çok kayıt geldikçe, bütün dünyadan birden 30 40 tane kayıt geldi. | TED | ولكن الرائع هو, أنه حين بدأت في إستلام أكثر وأكثر منهم, فجأة أصبح عندي 30, 40 صوتا من حول العالم. |
Geçen iki yıl içinde, dünyanın çeşitli yerlerinden gelip GreenLab'da çalışan 35 öğrencimiz oldu. | TED | خلال السنتين الماضتين كان لدينا 35 طالبا مختلفا من حول العالم يعملون في المعمل الأخضر. |
dünyanın çeşitli yerlerinden 250,000'nin üzerinde insan Toronto'ya 110 tur sürecek olan sokak yarışını izlemeye geldi. | Open Subtitles | ،، يُتوَقع اكثر من 250 ألف في ترونتــو وحدها من حول العالم ،، سباق الـ 110 دورة على مسار الشارع |