Ne yaptığın beni ilgilendirmez Fran. 21 yaşını geçtin sen. | Open Subtitles | ليس من شأني ما تفعلينه عمرك أكثر من 21 سنة |
Umursamıyorum bile. beni ilgilendirmez. Sadece iyi olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | لا آبه حتى، ليس من شأني أريد فقط معرفة أنها بخير |
biliyorum, beni ilgilendirmez, ama umarım kendini affetmenin bir yolunu bulacaksın. | Open Subtitles | أعلم أن هذا ليس من شأني لكن أرجو أن تسامحي نفسك |
benim işim değil ama siz ikiniz arasında bir gerginlik fark ettim. | Open Subtitles | هذا ليس من شأني ولكنني لاحظت .. وجود .. علاقة متوترة بينكما |
Özel hayatım beni ilgilendirir, ama haberin olsun diye söylüyorum, çok sıkıcı biriydi. | Open Subtitles | حياتي الخاصة هي من شأني أنا لكن فقط للمعلومية.. لقد كان مملاً جداً |
Ancak içtenlik dolu bir mektupsa onu okumak bana düşmez. | Open Subtitles | ولكن إذا كانت صادقة فإنه ليس من شأني أن أقرأها |
beni ilgilendirmez ama ortağım onunla arkadaştan öte olabileceğinizi düşünmüş. | Open Subtitles | ليس هذا من شأني لكنه يظن أنه أكثر من صديق |
Darryl, beni ilgilendirmez ama Noel'de Cece'yi yanıma alamasaydım ben de çok üzülürdüm. | Open Subtitles | إنه ليس من شأني يا ديريل لكن إذا لم أمضي العيد مع سيسي |
Bilirsin, beni ilgilendirmez ama, sır tutmak pek de iyi sayılmaz böyle ilişkilerde. | Open Subtitles | أنتي تعلمين هذا ليس من شأني ولكن الاحتفاظ بالاسرار ليس جيدا في العلاقات |
Biliyorum beni ilgilendirmez ama onun planıyla hareket etmen senin için iyi olabilir. | Open Subtitles | أعرف أنه ليس من شأني لكن قد يكون ظرورياً أن توافق على خطته |
Bu beni ilgilendirmez. | Open Subtitles | هذا ليس من شأني أوقفني لو خرجت عن المسار |
Büroda çalıştırdıkları kişiler beni ilgilendirmez. | Open Subtitles | القطع أخذناها من مكتب العمل ليست من شأني |
Bununla uğraşma dostum. Bu ne senin, ne de benim işim. | Open Subtitles | انس هذا الأمر يا رجل ليس هذا من شأني ، ولا من شأنك |
Senin sorunların, senin soruların bunlar benim işim değil ve istediğin cevaplar bende değil. ...bunlar benim işim değil ve istediğin cevaplar bende değil. | Open Subtitles | مشاكلك، وأسئلتك، الباردة لأن هذا قد يبدو، ليست من شأني. |
Sen istemediğin sürece onu düzeltmek benim işim değil. | Open Subtitles | ,و ليس من شأني معالجتها بالطبع مالم تطلب مني هذا |
Gel gelelim içindeki verem mikrobu beni ilgilendirir. | Open Subtitles | لكن كما ترى بكتيريا السُل التي بداخلك هي من شأني |
Bunu söylemek bana düşmez ama, ait olduğu yer parmaklıkların arkası. | Open Subtitles | ليس من شأني هذا الأمر لكن مكان هذا الرجل في السجن |
Bu benim Üzerime vazife değil tabii, ama... etrafına ışık saçmaya başladı. | Open Subtitles | أعلم أن هذا ليس من شأني و لكنها بدأت تشع بالحياة |
Biri tartaklanırsa... - ...bana düşer. - Bir dakika. | Open Subtitles | هذه مدرستي عندما أرى شخصا يتعرض للأذى فهو من شأني |
Yani üstüme vazife değil ama benim kendi biyolojik babam berbat biri. | Open Subtitles | أعني, ذلك ليس من شأني لكن عندي أب بيولوجي وهو كابوسٌ لي |
Senin hayatını nasıl yaşadığın beni hiç ilgilendirmiyor ama seni bir daha çiftliğimin yanında yakalarsam, kafanı kırarım! | Open Subtitles | أنه ليس من شأني كيف تعيشين حياتك لكن لو رأيتك حول مزرعتي ساكسر رأسك |
Bunun Beni ilgilendirmediğini ve burnumu ait olmadığı işlere soktuğumu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه ليس من شأني وأحشر أني في غير محله |
İyi, devam et. Boktan şeyleri kalıba dök! Benim sorunum değil. | Open Subtitles | الغرامة، إذهب، وصُبَّ كامل القذارة، فهذا ليس من شأني.. |
Üzgünüm ama bir düzineden fazla prezervatifin varsa, beni ilgilendiriyor. | Open Subtitles | معذرة. فتاة في الـ17 ومعها واقيات ذكرية؟ هذا من شأني تماماً |