Ve resepsiyona gidip dedik ki, "Öğle yemeği için buradayız" | TED | توجهنا لموظفة الاستقبال وقلنا لها "نحن هنا من أجل العشاء" |
Umarım öyle olur. Yani, her şeyden önce, çocuklar için buradayız, değil mi? | Open Subtitles | أتمنى ذلك أعني بالنهاية نحن هنا من أجل الأطفال |
- Alan Matthews'ın Gazal için sakladığı tüfekle ilgili konuşmak için buradayız. | Open Subtitles | نحن هنا من أجل القناص آلان ماثيوس الذي يخبيء جزال |
Kusura bakma. Bize aldırma, dostum. Biz yalnızca televizyon için geldik. | Open Subtitles | آسفون، لا تؤاخذنا يا رصاح نحن هنا من اجل التلفاز، فحسب |
Dr. Hartman, buraya Peter'ın sigarayı bırakmasına yardım etmeniz için geldik. | Open Subtitles | دكتور هارتمان، نحن هنا من أجلك لمساعدة بيتر بالتوقف عن التدخين |
Randy, biz çocuk için burdayız tramplen için değil. | Open Subtitles | راندي نحن هنا من أجل الفتى لا من أجل الترامبولين |
S*ktir et turtayı, seni yaşlı canavar! Akşam yemeği için buradayız. | Open Subtitles | تبأ للشطيره,نطمع فى المزيد نحن هنا من أجل العشاء |
S*ktir et turtayı, seni yaşlı canavar! Akşam yemeği için buradayız. | Open Subtitles | تبأ للشطيره,نطمع فى المزيد نحن هنا من أجل العشاء |
Çıkar ağzındaki baklayı, Madison. Senin için buradayız, değil mi? | Open Subtitles | فلها يا ماديسون نحن هنا من أجلك، أليس كذلك؟ |
Zirve için buradayız, yoldaki gösteriler için değil. | Open Subtitles | نحن هنا من أجل القمة ليس من أجل الإستعراضات الجانبية |
Merhaba, eski dostum. Sihirbaz için buradayız. | Open Subtitles | مرحباً، صديقي القديم نحن هنا من أجل الرجل السحري |
Dürüst olmalısın, Nestor. Hazine için buradayız. | Open Subtitles | نسطور لسنا هنا من أجل التاريخ، نحن هنا من أجل الكنز. |
Biz Şov Korosu Şampiyonası için buradayız. | Open Subtitles | نحن هنا من أجل المسابقة الوطنية لغناء المجموعات. |
Hey, dinle. İş için buradayız. Diplomatik biçimde. | Open Subtitles | أنصت، نحن هنا من أجل العمل بشكل دبلوماسي |
Objeler için buradayız, hazine için değil. | Open Subtitles | نحن هنا من أجل القطع الأثرية وليس الكنز، إبحثا في المكان. |
Jimmy Turelli hakkında konuşmak için buradayız. | Open Subtitles | نحن هنا من أجل التحدث أليكِ بشأن جيمي توريللي |
Takma kafana, Jack. Buraya senin için değil, onun için geldik. | Open Subtitles | لا تقلق , نحن لسنا هنا من أجلك نحن هنا من أجلة |
K.O.K.'un seks partisi... ..yani kızlar partisi için geldik. | Open Subtitles | مرحبا نحن هنا من أجل الحفلة حفلة الفتيات |
Pekala. Sakın unutmayın. Buraya egzersiz yapmak için geldik. | Open Subtitles | حسناً، لكن تذكّروا، نحن هنا من أجل التدرّب فقط. |
Çok utandım. -Biz bunun için burdayız. | Open Subtitles | ـ أنا محرج ـ ذلك ما نحن هنا من أجله |
Senin için burdayız, kardeşim, ve seni seviyoruz. | Open Subtitles | نحن هنا من أجلك يا أخي، ونحن نحبك |