Tüm istediğimiz sadece biraz kahve ve iki parça turta, tamam mı? | Open Subtitles | كل ما نريده بعض من القهوة و قطعتين من الفطائر، أليس جيدا؟ |
İşimiz bittikten sonra istediğimiz, her şeyi yapabiliriz, öyle değil mi? | Open Subtitles | نحن يمكننا أَن نفعل ما نريده بعد العمل أليس كذلك ؟ |
Onun kesin ve dönüşü olmayacak bir şekilde dünyadan gitmesini istiyoruz. | Open Subtitles | ونحن نريده ان يرحل عن هذا العالم تماماً من دون عودة |
Alabileceğimiz tüm yardıma ihtiyacımız var. Ufak birşey yapsanızda yeter. | Open Subtitles | نحن نحتاج لكل العون الذى نريده فقط اعطيه جرعة بسيطة |
Öyle ya da böyle, bilmek istediğimizi bulacağız. Bunda iyiyizdir. | Open Subtitles | بطريقة أو أخرى سنعرف ما نريده .. نحن جيدون بهذا |
İstediğimiz şey, tetikleme mekanizmasındaki bileşen. FB alt devre levhası. | Open Subtitles | ما نريده هو قطعة من آلية التفجير اللوحة الكهربية الفرعية |
İstediğimiz yere istediğimiz zaman, istediğimiz yere istediğimiz... Yer... Mekan. | Open Subtitles | و أن نذهب لأي مكان نريده في الوقت الذي نريده |
Ama herhangi bir şeyden şüphelenirse... istediğimiz şeyin bir önemi kalmayacak. | Open Subtitles | لكن إذا إشتبه بأيّ شيء، ما نريده لن يهم بعد ذلك |
İstediğimiz her şeyi yapabilseydik müthiş bir şey olurdu ama hayat böyle işlemiyor. | Open Subtitles | سيكون جيدا لو فعلنا ما نريده بالتحديد لكن الحياة لا تعمل بهذه الطريقه |
Uyandığımız zaman da istediğimiz her şeyin olduğu bir yer bulacağız. | Open Subtitles | وعندما نستيقظ، سوف نبحث عن المكان الذي به كل شيء نريده |
Tek istediğimiz güvende hissedebileceğimiz ve kendimiz gibi olabileceğimiz bir yer bulmaktı. | Open Subtitles | جلّ ما كنا نريده مكان نشعر فيه بالأمان ونكون على ما هيتنا |
Akıllı materyal kullanarak kendin yap adlı veri bankamızı daha da büyütmek istiyoruz. | TED | نريده ان يصبح قاعدة بيانات كبيرة ولّدت بشكل جماعي من معلومات اصنعها بنفسك حول المواد الذكية |
ve "Ne seviyede bir eşitsizlik istiyoruz?" | TED | ومن ثم، ما هو مستوى عدم المساواة الذي نريده في مجتمعنا؟ |
"Dürüst olmak gerekirse çocuğum, senin işemeni istiyoruz. | Open Subtitles | 'كل ما نريده منكم، أيها الأطفال، هو أنك تبول ' |
çok açık bir duyguyla bu yüzden gelecekte bilgisayarlarımızdan yada dışardan alış-veriş yapmak yerine ihtiyacımız olan herşeyi evimizde kendi kişisel üreticilerimizde üreteceğiz | Open Subtitles | بإدراك واضح جدا لذا بالمستقبل، بدلا من التسوق عبر الإنترنت أو في الشارع يمكننا أن ننتج كل شيء نريده أو نحتاجه في المنزل |
Yani bizi iş üstünde yakaladı. Ama ihtiyacımız olanı aldık. | Open Subtitles | . إذن لقد كشفتنا . لكننا حصلنا على ما نريده |
Birbirimize istediğimizi söylüyoruz ama ertesi sabah yine yan yana oluyoruz. | Open Subtitles | يمكننا ان نقول ما نريده لكن في اليوم التالي نبقى موجودين |
Başta ihtiyacımız olanları almak içindi, sonra ne istersek onu almaya başladık. | Open Subtitles | في البجاية، كان ذلك لأخد ما نحتاجه، وبعدها أصبح لأخد ما نريده |
Mutluluk hepimizin istediği bir şeydir bu yüzden mutluluğu ararız. | Open Subtitles | .. السعادة .. شئ نريده جميعاً لذا، فنحن نبحث عنه |
Yapmamız gereken şey... onu istediğimiz yere çekmek. | Open Subtitles | ما علينا أن نفعله هو أن نجعله يأتى إلى حيث نريده أن يأتى |
Bizeyse siyah egemenliğinin dünyayı kurtaracağını söyleyen kaçık bir siyah lazım. | Open Subtitles | ما نريده هو مدلوز أسود يقول: "السُلطة السوداء ستنقذ العالم" َ |
Eğer bu canavarı o kontrol ediyorsa onu sinirlendirmek istemeyiz. | Open Subtitles | اذا كان يتحكم بذلك الوحش أخر شيء نريده أن نغضبه |
Biz başkasının yardımını istemiyoruz. Rahat bırakılmak istiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نحتاج إلى مساعدة أحد كل ما نريده أن نترك وحدنا |
Bence bu değiş tokuş, hayatta en çok isteyeceğimiz şeyle aramıza bir engel koyuyor | TED | ولكني اعتقد ان تلك المقايضة يمكنها ان تقف في وجه ما نريده حقاً |
Tek istediğim oğlunuzu bulmak ve başını beladan uzak tutmak. | Open Subtitles | كل ما نريده هو العثور عليه وأبقاءه بعيداً عن المشاكل |
Bu durumun onunla karşılaştırılabileceğini düşünmüyorum. Tüm isteğimiz insanlarımızı korumak. | Open Subtitles | بالكاد يمكنني المقارنة بهذا الموقف كل ما نريده حماية شعبنا |
Fakat burada hepimizin istediğini alabileceği bir yol daha var. | Open Subtitles | ولكن هنالك طريقة نستطيع بها جميعاً الحصول على ما نريده |
Biz onun tekrar içeri tıkılmasını istemiyor muyduk. | Open Subtitles | ما الفارق؟ نريده أن يتم أرساله مجدداً وهذا كان سيفعلها |