"نضيع" - Traduction Arabe en Turc

    • harcıyoruz
        
    • kaybediyoruz
        
    • kaybetmeyelim
        
    • harcamayalım
        
    • azalıyor
        
    • ziyan
        
    • israf
        
    • harcamak
        
    • kaybedelim
        
    • heba
        
    • kaybı
        
    • harcayalım
        
    • kaybetmeden
        
    • kaybedemeyiz
        
    • harcamamalıyız
        
    Zamanımızı boşa harcıyoruz. 32 test yaptık. 100 tane daha yapabiliriz. Open Subtitles نحن نضيع الوقت، أجرينا 32 فحصاً وربما أمامنا مئة فحص آخر
    Efendim, bu önemli bir bilgi değil. Vaktimizi boşa harcıyoruz. Open Subtitles يا سيدي هذه المعلومات لا تخص الموضوع نحن نضيع وقتنا
    Ya silahın nerede olduğunu biliyor ve bizimle oynuyor ya da hiçbir fikri yok, bu durumda vakit kaybediyoruz. Open Subtitles إما أنها تعلم أين السلاح و تعبث بنا أو أنها ليس لديها أدنى فكرة و نحن نضيع وقتنا هنا
    Zaman kaybediyoruz. Daha fazla Dumancı gelecek. Buradan hemen gitmeliyiz. Open Subtitles اننا نضيع وقتا ثمينا سيحضر المزيد من القراصنة يجب ان نتحرك الآن
    - Vakit kaybetmeyelim. - Evet, doğru dedin. Open Subtitles ـ دعونا لا نضيع المزيد من الوقت ـ نعم هيا
    Birlikte geçirdiğimiz zamanı Jessi'den bahsederek harcamayalım. Open Subtitles . . لن نضيع اي دقيقه اخرى هباءا من وقتنا المخصوص نتكلم عن جيسي
    Zamanımızı harcıyoruz. Ellie Andrews otobüse biner mi hiç? Open Subtitles نحن نضيع وقتنا اذا اعتقدنا ان ايلى اندرسون قد تستقل الحافلة
    Zamanımızı boşa harcıyoruz. Chivington yerlilerin nerede olduğunu biliyor. Open Subtitles نحن نضيع وقتنا تشيفينجتون يعرف أين هم الهنود
    Tüm bu insanlar için boşa zaman harcıyoruz. Open Subtitles العائلات نستطيع حمايتها لكننا نضيع الوقت مع هؤلاء الناس
    Neden gereksiz celselerle zamanımızı boşuna harcıyoruz? Open Subtitles لِمَ نضيع الوقت في محاكمة عديمة الفائدة؟
    Aileyi koruyabiliriz, ama bu insanlarla zamanımızı harcıyoruz. Open Subtitles العائلات نستطيع حمايتها لكننا نضيع الوقت مع هؤلاء الناس
    - David, - Seni görmek isteyeceğinden emin değilim. - Öyleyse vakit kaybediyoruz, gidelim. Open Subtitles دافيد انا لا أعرف اذا كان سيرضى أن يقابلك نعم لقد أخبرتك أنه قد لا يستمع الينا وربما نحن نضيع الوقت و يجب علينا أن نرحل
    Çok zaman kaybediyoruz. Bırak ben yapayım. Open Subtitles إننا نضيع الكثير من الوقت، دعينى أنا أفعل ذلك
    Bilgisayarı açık bırakalım. zaman kaybediyoruz. Open Subtitles دعنا نترك الكومبيوتر يعمل نحن نضيع وقتنا
    - Çünkü zaman kaybediyoruz. - Teyla'nın hazırlanmak için kullanabileceği zamanı. Open Subtitles لأننا نضيع الوقت وقت تحتاجه تايلا لكى تستعد
    Çünkü ben de posta taşıyorum ve sizin önünüzde itiraf ediyorum: Teslim ettiğimizden fazlasını kaybediyoruz. Open Subtitles وأعترف اليوم أمامكم يا قوم أننا نضيع رسائل أكثر من تلك التي نوصلها
    Daha fazla zaman kaybetmeyelim. Hazırlık anlamında. Open Subtitles دعينا لا نضيع مزيداً من الوقت ناحية الأولويات
    Son dakikalarımızı bununla ilgili konuşarak harcamayalım. Open Subtitles دعنا لا نضيع اللحظات الأخيرة بينما نتحدث عنها
    - Nelson, ben deneyeyim. - Zamanımız azalıyor! Open Subtitles ـ هيا، يا نيلسن، دعني أحاول ـ نحن نضيع الوقت
    Az miktardaki gıdamızı, Romalılarla paylaşarak ziyan etmemeliyiz. Open Subtitles لا يجب أن نضيع الطعام القليل الذي لدينا على الرومانيين اللعناء
    - Babam bana herşeyi anlatır. - Ayrıca bana paramızı israf etmememiz gerektiğini söyledi. Open Subtitles يقول لي أبي كل شيء، وهو قال أيضا أننا يجب ألا نضيع مالنا
    Ekmeğimizi nasıl kazandığımızın basit detaylarını anlatmak sadece değerli zamanımızı harcamak olur bu yüzden bunu yapmayalım." Open Subtitles و سوف نضيع اللحظات الثمينة إذا أخبرنا بعضنا البعض بالتفاصيل المبتذلة عن كيفية كسب قوت يومنا فلا تدعنا نفعل ذلك
    Neden başka biri olmayı istemek için vakit kaybedelim ki? Open Subtitles لماذا نضيع دقيقة أخرى نتمنى فيها لو كنا مختلفين؟
    Biliyorum hayat uzun, ama zamanımızı bu tür sorularla heba etmeyelim. Open Subtitles اعرف ان الحياة طويلة لكن دعنا ان لا نضيع وقتنا باسئلة بلاغية
    Burada böyle oturmak zaman kaybı. Her hafta. Zaman kaybı. Open Subtitles إنها فقط مضيعة للوقت الجلوس هنا، اسبوع بعد اسبوع، نضيع الوقت
    Büyük savaşı tartışmak varken, neden küçük savaşlarla vaktimizi harcayalım ki? Open Subtitles لم نضيع الوقت في مناقشة المعارك الصغيرة، بينما يمكننا مناقشة الحرب الكبرى؟
    Araba iki saat içinde gelecek, o zaman, zaman kaybetmeden futbola başlayalım. Open Subtitles لدينا ساعتين قبل وصول السيارة , لماذا نضيع الوقت؟ .سنلعب الكرة
    Teröristlerin kim ve nereli olduklarını öğrenmemiz için zaman kaybedemeyiz. Open Subtitles المهم ألا نضيع وقتاً في معرفة هوية هؤلاء الارهابيين ومن أين أتوا
    Bizi vaktimizi boşa harcadığımız için cezalandırdı. Belki bu sefer harcamamalıyız. Open Subtitles إنه يعاقبنا لتضييعنا الوقت ربما يجب ألا نضيع المزيد من الوقت

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus