Meyve satıcılarının, terzilerin önünden geçerken çok keskin bakışlar ile karşılaştım sanki beni dilimlere ayırırcasına." | TED | سواء مشيت لبائع فاكهة أو خياط، تلقيت نظرات حادة قطعتني إربًا إربًا.“ |
Şehvetli bakışlar, derin nefes almalar... Göğüslerini öne çıkarmalar. Ne ararsan vardı. | Open Subtitles | نظرات مثيرة وتنفس ثقيل وجسدها مكشوف، كل ما في القائمة |
Babam garip bir şekilde gazetesini karıştırır ve annem caydırıcı bakışları ile çocuğuna bakardı. | TED | يقوم الأب بتحريك ورق صحيفته بشكل مربك والأم تطلق نظرات إلى طفلها تقشعر لها الأبدان. |
Çölün kumları arasında bir yerde aslan gözdeli ve insan başlı bir karartı bakışları güneşler gibi boş ve amansız | Open Subtitles | "فى مكان ما فى الرمال فى الصحراء" "شكل يتكون من جسد أسد" "و رأس رجل" نظرات فارغة تُحدق, بينما الشمس |
Wyatt Earp kızmış görünüyor. | Open Subtitles | نظرات وايات إيرب تبوّلت. بسرعة، هيا لنأت ب خارج هنا. |
Sonraları her sevdiğim kadın içime korku soktu. Alaylı bakışlarından çekindim. | Open Subtitles | ولاحقا، كنت أخشى الخادمة من نظرات الشماتة بعينيها |
Tanımadığım bir kadınla göz kontağına giremediğim düşünülürse. | Open Subtitles | ارى اننى عاجز عن عمل نظرات بالعين مع امراة |
Ben, şartlı tahliyeyle, bir sürü kötü bakış arasında çıktım. | Open Subtitles | "أمّا أنا, خرجتُ مع تعليق عقوبة والكثير من نظرات الشذر" |
O pisliklerin yüzlerindeki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا اطيق الانتظار حتي اري نظرات الذعر علي وجه هؤلاء الاوغاد |
- Hadi ama! Çubuk kraker yiyip ırkçı nenelerin ters bakışlarına maruz kalabilirdik. | Open Subtitles | بحقكِ، يمكننا أن نتشارك كعكعة ونحصل على نظرات جانبية من سيدات عنصريات عجائز |
Sadece son zamanlarda bir bağlılık gördüğümü, gizli bakışlar yakaladığımı düşünüyordum da. | Open Subtitles | انه فقط مؤخرا تخيلت انه بينهم تواصل نظرات سريه معيّنه |
Hiçte ölüm dolu bakışlar falan atmıyordum. Şüphe ve kuşku bakışları atıyordum. | Open Subtitles | لم أكن أرمق بنظرات قاتلة، إنّما نظرات شك وريبة |
Ardı arkası kesilmeyen sorular, kötü bakışlar, dini inancımla ilgili imalar. | Open Subtitles | الأسئلة المتواصلة، نظرات استعلاء، إيحاءات في معتقداتي الدينية، |
- Kurnazca yapıyorlar ama döndüğümden beri malum bakışları farkediyorum. | Open Subtitles | -إنه أمر غير ملحوظ لكن منذ أن عدت لاحظتُ نظرات معيّنة |
Buraya tam vaktinde geldik gibi görünüyor. | Open Subtitles | نظرات مثل نحن أصبحنا هنا في الوقت المناسب. |
Başka ne harika görünüyor biliyor musun? | Open Subtitles | وأنت تَعْرفُ أَيّ ما عدا ذلك نظرات رائعة؟ |
Sanki genç bir kadın, eğersiz bir ata biniyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | اسلوب نظرات مثل... شابّة تركب من غير سرّاج. |
Bana, hiç kimsenin sana şu "zavallı bekar sen" bakışlarından atmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | أتريدين إقناعي أنك لم تواجهي نظرات الشفقة تلك من قبل؟ |
Onun gelmesi her zaman bir kaç ufak göz atışa bir kaç şehvet düşkünü bakışa ve erkeklerin onu kesmesine neden olurdu. | Open Subtitles | ظهورها المفاجئ كان مؤكداً دائماً أن يجذب بعض نظرات الإعجاب نظرات الشهوة و بعض المعاكسات المباشرة |
Kane'in ona bakış şekli beni ürpertiyor. | Open Subtitles | لقد بدء الشك يداهمني من طريقه نظرات كين لها |
Dallas'a bakışların pek babacan değil gibi. | Open Subtitles | أنت لا تنظر إلى دالاس نظرات الأب إلى ابنته. |
Fikrimi soracak olursan kendine acımayı ve yakışıklı prensinle duygusal bakışmaları bırakıp işini yapmalısın. | Open Subtitles | اتعلمين ما اعتقده؟ اعتقد عليك التوقف عن نظرات المغازله والتركيز كليا على صديقك هناك وتقومين بعملك |
Ve her seferinde, gözleriyle beni takip eden mahkumların soğuk bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. | TED | و في كل مرة، كنت أشعر بنظرات السجناء التي كان يقشعر منها بدني نظرات هؤلاء السجناء المحكوم عليهم كانت تتبعني. |