Bir ulus, kökeni Portekiz; ama artık Portekiz'in bir parçası değil. | Open Subtitles | أمه نشأت من البرتغال ولكن الان لم نعد جزء من البرتغال |
Evet, bir gün artık evli bir çift gibi olmadığımızı anladım. | Open Subtitles | نعم، أنا فقط أدركت يوم واحد بأنّنا كنّا لم نعد متزوّجون. |
Babamın sonu gelmez klasik dualarına artık katlanmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لم نعد مضطريين بعد موت ابي لملل الابتهال هذا الموسم |
- Rosemary ve ben beraber değiliz. - Değil misiniz? | Open Subtitles | ــ أنا وروزماري لم نعد إلى بعضنا البعض ــ حقاً؟ |
Seninle alakası yok. Vanessa ve ben artık birbirimize aşık değiliz. | Open Subtitles | ليس هناك شيئا لفعلة لم نعد انا وفينسيا نحب بعضنا البعض |
Şimdi kalkıp bizden ayrılacak olursan, artık daha fazlasını yapamayız. | Open Subtitles | الكثير لدرجة أننا لم نعد نفعل المزيد لو أنكِ سترحلين |
Belki de, bizim artık bir tehdit olmadığımızı bildikleri içindir. | Open Subtitles | ربما لأنهم ربما عرفوا أننا لم نعد نمثل تهديدا لهم |
Hayır. artık birlikte bir şey yapmıyor olmadığımız gerçeği yüzünden tartışıyoruz. | Open Subtitles | كلاّ، بل نتجادل بشأن حقيقة أنّنا لم نعد نفعل شيئاً معاً |
Hâlâ evli olsak bu benim için önemli olabilirdi ama artık evli değiliz. | Open Subtitles | كان ذلك يمثل اهمية لي عندما كنا متزوجين لكن نحن لم نعد متزوجان |
Evet, dün, ateş ederdim, fakat bugün dün değil artık... | Open Subtitles | حسنا,بالأمس كنت لأطلق النار ولكننا لم نعد فى الأمس,أليس كذلك؟ |
Onun bizimle iletişim kurmayı bırakması değildi olay bizim artık onu anlamayı başaramamızdı. | Open Subtitles | لم يكون بسبب توقفها عن الإتصال بنا إنما بسبب أننا لم نعد نفهمها |
İnsanların alacağı ürünler yapardık biz, artık ne yaptığımız belli değil. | Open Subtitles | لقد أعتدنا بناء منتجات الناس ستشتريها لم نعد واقعين بعد الآن |
Sonuçta teknik takip artık uymamız gereken kurallar olmadığı anlamına geliyor. | Open Subtitles | أن هناك حقائق لم نعد نلتزم بها. لو قمت بإزالة المراقبة، |
Biliyorsun, artık o kadar yakın değiliz. Yaşam tarzımı gerçekten onaylamıyor. | Open Subtitles | لم نعد مقربين من بعضنا، هي لا توافق على نمط حياتي. |
- Tamam, artık 45 dakikamız yok. Beş dakikamız var diyelim. | Open Subtitles | حسناً، إذاً لم نعد نملك 45 دقيقة، بل بالأحرى 5 دقائق. |
Aa, onlara nimetlerini yemekte kullanarak iyi bakacağımıza söz veriyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعد بأن نراعها جيدا كما سنَستعملُه لأَكْل كُلّ مخلوقاتكَ. |
Ve ayrıca biz geri gelmek yoksa Elders aramak zorunda. | Open Subtitles | وأنه يجب عليكِ أن تنادي الشيوخ في حال لم نعد |
Şimdi ilk soruya geri dönelim: İklim finansı için para basabilir miyiz? | TED | لذلك، دعونا نعد إلى السؤال الأصلي: هل يمكننا طباعة النقود لتمويل المناخ؟ |
Günbatımına dek dönmezsek, Charlotte teyzeye gidin. | Open Subtitles | إذا لم نعد مع المغيب خذيهم للخالة تشارلوت. |
Ve yiyeceklerden bahsetmişken, yemek kültürümüz de evrim geçirdi ve kültürel yemekleri bugün tıpkı burası gibi estetik, steril ortamlarda hazırlıyoruz. | TED | و بالحديث عن الغذاء، فإن ثقافة الغذاء لدينا تطوّرت واليوم نحن نعد الغذاء في مرافق جميلة و معقّمة مثل هذه. |
Hiç biramız da kalmadı, ahbap. Hiç şansımız kalmadı, kardeşim. | Open Subtitles | وليس لدينا زجاجات بيرة، نحن لم نعد محظوظين يا صديقي |
- Evet beni de. - Size zaten bir şey vermiştim. - Burada nükleer bombalar yapıyoruz. | Open Subtitles | لقد أعطيتك شيئا ما نحن نعد قنابل نووية هنا |
Mesajın herbir kısmını gelir gelmez şifreletip, hazırlamalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نعد له ليكون عندنا كل أجزاء الرسالة ونترجمها حالما تصل إلينا |
- Bir kere daha yapalım Hollis. | Open Subtitles | أوه، ذلك يؤدي إلى جزءا المهجورة لم نعد ننز إلى هناك بعد الآن |
Ortalıkta dolaşıp duruyoruz ve ne yapmamız gerektiğini gerçekten bilmiyoruz. | Open Subtitles | تعرضنا للعديد من المشاكل لم نعد ندري مانفعل |
Hadi şu parayı sayalım. - Hasiktir. - Kahretsin. | Open Subtitles | . دعينا نعد هذا المال . اللعنة |
Ayrıca dedektifi söyleyecekleri konusunda hazırlamamız gerek. | Open Subtitles | علينا ان نعد المحقق لما يجب عليه ان يقوله له |