Dediğim gibi, o sırada çardakta Bayan Paton'la birlikte olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | كما قلت نحن نعرف أنه كان في المنزل الصيفي مع زوجته |
Aaron Hallam adındaki bir adamı gözetim altında tuttuğunuzu biliyoruz. | Open Subtitles | سيدي، نعرف أنه لديك رجلا يدعى أرون هالم.. رهن إعتقالك |
Ama ikimiz de biliyoruz ki zamanı gelince en iyi şeyi yapacaksın. | Open Subtitles | لكن كلانا نعرف أنه عندما يحين الوقت أنت ستفعل ما تراه أفضل |
Şu ana kadar, ona bıçak çektiğini bildiğimiz tek kişisin. | Open Subtitles | وحتى الآن أنت الوحيد الذي نعرف أنه حمل سكين عليها |
Üzerinde iz sürücü ya da dinleme aygıtı olup olmadığını nereden bileceğiz? | Open Subtitles | كيف نعرف أنه لا يحتوى على جهاز تتبع معه؟ أو جهاز تنصت؟ |
Evet, çıkmak istiyor. Her neyse, ikimiz de muhtemelen yalandan komada olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | أجل, يريد الخروج, بأيه حال أنا و أنت نعرف أنه ربنا يزيف هذا |
biliyoruz ki, fâni dünyadaki evimiz yıkıldığında, Tanrı'dan bir evimiz olacak ellerle yapılan değil cennette ebedi bir ev. | Open Subtitles | نعرف أنه إذا ما تحطّمت الخيمة الدنيويّة التي نعيش فيها، فلدينا مأوى من الرب، منزل ليس من صنع الأيدي، |
Artık ilerde bu senaryoyla gerçekten karşılaşırsak ne olacağını biliyoruz. | Open Subtitles | بتنا نعرف أنه في حال واجهنا السيناريو ذاته في المستقبل |
Bence ikimiz de bana karşı elinde bir şey olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | أظن أن كلانا نعرف أنه لا تهمة عليّ تبقيني بسببها هنا |
Elimizde kanıt olmasa bile Bichri'nin bir şeyler karıştırdığını biliyoruz. | Open Subtitles | حتى ولو ليس لدينا دليل فنحن نعرف أنه يخطط لشيء |
Bardan çıktıktan sonra iki gün daha kalmayı düşündüğü halde otelden ayrıIdığını biliyoruz. | Open Subtitles | حسنا,نعرف أنه غادر النزل بعد مغادرته للحانة رغم أنه حجز الغرفة لليلتين إضافيتين |
İkimiz de ne kadar kötü olursa o kadar rahatsız görünmemeye çalışacağını biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا نعرف أنه كلما كان الأمر أسوأ سيرغب في أن يبدو أقل إنزعاجاً |
Chase onu, sana saygısından yarattığını söylüyor ama ikimiz de yalan söylediğini biliyoruz. | Open Subtitles | وقالت تشيس أنها تم إنشاؤها كإشادة لك، لكننا كنا نعرف أنه كان يكذب. |
Hepimiz muhteşem bir film olduğunu biliyoruz ve kültüre girip, bir fenomen haline gelmesini ve tüm farklı permütasyonlarını görmek çok ilginçti. | TED | جميعنا نعرف أنه فيلم رائع، وقد كان من المثير جدا رؤيته يخرج للثقافة ويصبح ظاهرة ورؤية كل تبديلاته المختلفة. |
Biz altı gibi olduklarını biliyoruz, ama 2x3'ü neyle çarptığımızda o büyük sayıya ulaşacağımızı bilmiyorduk. | TED | كنا نعرف أنه كان مثل ستة، ولكن لم نكن نعرف ما هو 2 × 3 التي تتكاثر معا لتعطينا هذا العدد الهائل. |
biliyoruz ki bu kadınlar hamile kalınca virüsü bebeğe de aktarabiliyorlar. | TED | كما نعرف أنه عندما يصبحن حوامل فمن الممكن أن ينقلن الفايروس للأجنة |
Şu ana kadar, ona bıçak çektiğini bildiğimiz tek kişisin. | Open Subtitles | وحتى الآن أنت الوحيد الذي نعرف أنه حمل سكين عليها |
Üzerinde iz sürücü ya da dinleme aygıtı olup olmadığını nereden bileceğiz? | Open Subtitles | كيف نعرف أنه لا يحتوى على جهاز تتبع معه؟ أو جهاز تنصت؟ |
İyi olduğunu bilmemizi istemiş. | Open Subtitles | أراد منا أن نعرف أنه على ما يرام. |
O ve ben biliyorduk ki, eğer vurmasaydım, annemi öldürecekti. | Open Subtitles | أنا وهى كلانا نعرف أنه لو لم أفعل كان سيقتلها، |
Tahminimce Higgins seni bizi gözetlemen için gönderdiğini bildiğimizi öğrendi. | Open Subtitles | تخميني هو يعرف هيغنز أننا نعرف أنه أرسلت للتجسس علينا. |
En azından hapiste olsaydı, yaşadığını bilirdik... - Sorunun o olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | ــ حتى لو كان بالسجن، على الأقل وقتها نعرف أنه على قيد الحياة ــ لا أعتقد أن هذا يتعلق به. |