devam ediyoruz akıntıya karşı kürek çekip sürekli geriye düşerek geçmişe. | Open Subtitles | في الصباح المشرق لذا نحن نمضي بطريقنا والقوارب تسير عكس التيار |
devam etmek gerekirse garnizon üssünde eğitime başladığımızda en başta katılamayacağım söylendi. | TED | ولكي نمضي قدمًا، عندما جاء موعد التدريب في قاعدة الحامية العسكرية، في البداية، أُخبرت أنه لا يمكنني الذهاب. |
Evet, hepmizi harika bir zaman geçiriyoruz, ve daha da iyi olacak çünkü | Open Subtitles | حسناً.إذاً نحن جميعاً نمضي وقتاً رائعاً. و حتى أنها سوف تصبح أفضل لأن، |
Hadi gidelim. İlk hamburger yiyelim sonra düşünürüz. | Open Subtitles | تبدو خطة ملائمة نتناول الشطائر أولاً، ثم نمضي |
Olanları unutalım. Hayatımıza devam edelim. | Open Subtitles | آمل أن نضع ذلك وراءنا، دعنا نمضي في حياتنا. |
Yine de tarih sadece Romalı erkeklerden ibaret olamaz. O halde hikayemize devam ediyoruz. | TED | ومع ذلك، فإننا لا يمكن أن يكون لدينا تاريخ الرجال الرومان فقط، لذلك نمضي هنا. |
Bu mal varlığını yaratıyoruz ve bu dijital kırıntıların izini arkamızda bırakarak, hayatımıza devam ediyoruz. | TED | نحن نخلق هذا الأصل، ونترك درب فتات الرقمية هذا وراءنا بينما نمضي في الحياة قدماً. |
Pekala, arkadaşım, artık yolumuza devam edeceğiz, bu yüzden o kadar acele etme, oğlum. | Open Subtitles | حسنا صديقي الأن سوف نمضي في طريقنا ليس سريعا هكذا سوني |
devam etmeden önce, ...ekolojinin gereksiz bir bilim olmadığını hatırlatmak isterim. | Open Subtitles | قبل أن نمضي قدماً، أود تذكيرنا جميعاً أن علم البيئة ليس علماً ترفيهياً. |
O, ülkenin iyi durumda olduğuna ve eskisi gibi devam etmemiz gerektiğini düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد بأن البلد بخير وبأنه علينا أن نمضي قدماً في الأعمال كالعادة |
Arkadaşlarla bara gitmek yerine akşamımızı sosyal ağlarda geçiriyoruz. | TED | نمضي مساء على الشبكة الاجتماعية عوض أن نذهب إلى الحانة مع أصدقائنا. |
VV: Hayır, aslında bayağı vakit geçiriyoruz. | TED | فيكتور: لا، في الواقع، نحن نمضي بعض الوقت في الأسفل. |
Şu beleş bavullardan alalım birkaç tane de gidelim artık. | Open Subtitles | و إلى هنا تنتمي و الآن , دعنا نأخذ بعض الأمتعة المجانية و نمضي قدماً |
Tamam o zaman gidelim. | Open Subtitles | -إذن فلنذهب. هيا بنا -وملتبسة وهذا ما يجعلنا نمضي قدما |
Mikrofon falan bulunda, devam edelim. | Open Subtitles | لذا فإما أن نضع مكبر صوت أمامها وإما أن نمضي. |
Yaşamımızı biz belirleriz, ve onun üzerinden geçerken tekrar yaratabiliriz.. | TED | نحن نخلق حياتنا، و يمكننا إعادة إنشائها ونحن نمضي خلالها. |
Sırf birlikte vakit geçirelim diye mi otelin dolu olduğu yalanını söyledi sizce? | Open Subtitles | أتعتقدون بأنه كذب بشأن الفندق محجوز بأكمله فقط كي نمضي جميعاً الوقت معاً ؟ |
Ben ve ekürim, ev arkadaşı olanlarla takılmaya evlerine gidiyoruz. | Open Subtitles | أنا وصديقي نمضي الوقت مع مع رفقتي مسكن داخل شقتهما. |
Ve ailemiz ve arkadaşlarımız ile birlikte dirliğimiz adına ilerleyebilmemiz için, bu yola odaklandığımıza emin olmalıyız. | TED | ولكي نمضي قدمًا معًا، مع أسرنا وأصدقائنا ومن أجل صحتنا علينا التأكد أننا نركزُ على هذه الطريقة. |
Seninle baba oğul gibi vakit geçirmemiz çok güzel, Baba. | Open Subtitles | من اللطيف أن نمضي معاً هذه اللحظات الأبوية، يا أبي |
Bence, sadece teklifi duymalıyız eğer düzgün bir teklifse, sonrasına bakarız. | Open Subtitles | انا فقط اعتقد انه يجب عليك سماع العرض اذا كان هناك عرض، وسوف نمضي من هناك |
Ben Big Sur savunarak hafta sonu geçirmek nefret çünkü, iyi. | Open Subtitles | جيد ، لأنني أكره أن نمضي عطلة الأسبوع و نحن على خلاف |
Bizi öldürteceksiniz, Gitmemiz gerek. | Open Subtitles | إغلق خلفيتك، إنس هذا العمل المجنون سنقتل جميعاً، يجب أن نمضي |
- Yani çok yakın arkadaştık cuma geceleri hariç birlikte çok vakit geçirdik ama... | Open Subtitles | في الحقيقة نحن لم نمضي الكثير من الوقت معا وبالتاكيد لم نمض وقتا في ليالي الجمعة |
bu gece birkaç ufak işlemden sonra biz buradan gideceğiz. | Open Subtitles | علينا فقط أن نمضي في تفاصيل الوصية ثم نغادر الليلة |
Asker, esire atını ver! gitmeliyiz General. | Open Subtitles | ايها الجندي, اعطي للسجين حصانك يجب ان نمضي ايها الجنرال |