Jimmy'yle Tommy bu hafta sonu, benim bir işimi halletmeye Tampa'ya gidiyorlar. | Open Subtitles | كان جيمي وتومي سيذهبان إلى تامبا بعطلة نهاية الأسبوع ليحضرا شيئاً لي |
Sürekli insanlarla tanışıyorum. Bu hafta sonu partilere bile davet edildim. | Open Subtitles | كنت مشغولاً بمقابلة الناس حتى أنني دعيت لحفلات عطلة نهاية الأسبوع |
hâlâ hafta sonu, bir şeyler yapma şansımız var mı? | Open Subtitles | هل ثمة أحتمال بأن نقوم بشئ ما بعطلة نهاية الأسبوع |
Hiç kuşkum yok, Hafta sonuna kalmaz yine buraya gelirsiniz. | Open Subtitles | لا أشك في أنكم ستعودوا هنا مجدداً قبل نهاية الأسبوع |
Otelde yarı fiyatına fırsatlar var.Sadece bu haftasonu için bay Peterson. | Open Subtitles | أسعار الفنادق في النصف فقط نهاية الأسبوع هذه السيد بيترسون مرحبا |
Bu çok garip çünkü bütün hafta sonunu Don Todd'un biyografisini dinleyerek geçirdin. | Open Subtitles | ذلك غريب لأنك أمضيت نهاية الأسبوع كاملة تستمع لسيرة دون تود على الشريط |
5.000 dolarına bahse girerim ki bu hafta sonu Christopher'la yatamayacaksın. | Open Subtitles | سأراهنك بخمسة الالاف دولار بأنه لا يمكنك معاشرة كريستوفرعلى نهاية الأسبوع |
Bu hafta sonu ana rahminde alkolden etkilenenler hakkındaki haberi gördünüz mü? | Open Subtitles | رأيت التغطية التي حدثت حول جنين الكحول على عطلة نهاية الأسبوع هذه؟ |
Pekala, yani diyorsun ki hafta sonu boyunca burada çözünmekte miymiş? | Open Subtitles | حسناً هل تقصدين أنه كان هنا كل نهاية الأسبوع يتحلل ؟ |
Duydukları şeyler var ya, bütün hafta sonu onu hatırlayacaklar. | Open Subtitles | وماسمعوهُ تواً هيئة المحلّفين؟ سيفكرون به طوال عطلة نهاية الأسبوع. |
ve üstüne bir de hafta sonu kaptığı iltihap var. | Open Subtitles | وفوق هذا اضف العدوى التي حدثت له في نهاية الأسبوع |
Lütfen bu hafta sonu başıma gelen sadece kötü şey bu olsaydı. | Open Subtitles | بحقـك، كأن هذا كان أسوأ ما حدث لي في عطلة نهاية الأسبوع |
Fakat bir hafta sonu için gelirsin diye umut ediyordum. | Open Subtitles | ولكنني كنت أتمنى أن تأتين، ولو لعطلة نهاية الأسبوع فحسب. |
Eğer Hafta sonuna kadar çeteyi yakalayamaz isem Pazartesinden itibaren trafiğe geçeçeğim. | Open Subtitles | إذا أنا لا أمسكهم في، نهاية الأسبوع سأذهب إلى التوزيع يوم الإثنين |
Hoş değil ama bir şey yapmazsak Hafta sonuna kadar ölmüş olacaksın. | Open Subtitles | ليس أمراً جميلاً، لكن إن لم نفعل شيئاً فستموتين في نهاية الأسبوع |
Seni Monterey'deki sevgililerin Hafta sonuna götürmek için kandırdım ve süper sonuçlandı. | Open Subtitles | خدعتكِ لقبول عطلة نهاية الأسبوع للأزواج في مونتيري, ولقد بدا ذلك عظيماً. |
haftasonu için beni burada yalnız başıma bırakıp giden sensin. | Open Subtitles | أنت من تركني في عطلة نهاية الأسبوع تركتني هنا بمفردي |
Şimdi, Paris veya Roma'da bir haftasonu geçirmek farklı şeyler. | TED | الآن، عطلة نهاية الأسبوع في باريس، وفي روما، هذه أشياء مختلفة. |
Belki benimle gelip hafta sonunu orada geçirmek hoşuna gider. | Open Subtitles | أنه ربما قد ترغب أن تأتي معي لقضاء عطلة نهاية الأسبوع هناك. |
Göreceksin haftanın sonuna kadar... normal bir insan gibi olacağım. | Open Subtitles | وسترين، في نهاية الأسبوع سأكون شخصاً جديداً كلياً إنها عطلتك |
Ve Haftasonuna kadar elimizde onu mutlu edecek kadar taşımız vardı. | Open Subtitles | فى نهاية الأسبوع وبمناسبة عودته كان لدينا صخور تجعله مشغولا للأبد |
Gecede 2 gösteri Haftasonları 3 gün ve güneşli günler, hiç bitmeyecek. | Open Subtitles | عرضان في كل ليلة ثلاثة عروض كل نهاية الأسبوع متعة بلا نهاية |
Aaron Northwestern Üniversitesine gitti. Hafta sonları görüşüyoruz. Ben mi? | Open Subtitles | ارون ذهب لنورث وي ومازلت أقابله مرة فى نهاية الأسبوع |
Bunu aslına bakarsanız, mühendislerimizden biri, Dom, bir hafta sonunda geliştirdi. | TED | وهو شيء قام أحد مهندسينا، اسمه دوم, ببناءه في عطلة نهاية الأسبوع. |
Bu hafta sonundan sonra Bir süre için sizi görmek istemiyorum. | Open Subtitles | أعتقد بعد عطلة نهاية الأسبوع تلك يمكنني الإستغناء عن رؤيتكم لفترة |
Başkan gerekeni yaptı. Aflarımızı alacağız. haftanın sonunda almış oluruz. | Open Subtitles | لقد وافقت الرئيسة، وسنحصل على العفو الرئاسي بحلول نهاية الأسبوع |
Zevk almak yerine, o işe tahammül ediyorlar ve haftasonunu bekliyorlar. | TED | إنهم يتحملون، بدلا من أن يتمتعوا، وينتظرون نهاية الأسبوع. |
İki günde bir ve hafta sonlarından birini almayı teklif ediyorum. | Open Subtitles | أنا أعرض أن آخذ يوماً وأعطيكِ يوماً ونتبادل عطلَ نهاية الأسبوع |