Birlikte Bu kötü durumdan kurtulacağız. Durum gerçekten Çok kötü. | Open Subtitles | ومعاً يمكننا التفكير بالذي سنفعله, لأن هذا سيء, سيء للغاية. |
Bu kötü oldu. Tanrım. Beyler, masayı düzenleyene kadar 15 dakika ara verelim. | Open Subtitles | كان هذا سيء ، عزيزي يا سادة دعونا نأخذ خمسة عشر دقيقة أستراحة |
Bu kötü, anne. Bebeklerin yaşamak için süte ihtiyaçları var. | Open Subtitles | هذا سيء يا أمي، يحتاج الرضع للحليب ليعيشوا |
derdiniz ki, Bu çok kötü ve hayatınıza devam ederdiniz. | TED | وأنت ستقول، حسنًا هذا سيء جدًا، وسوف تستمر في حياتك. |
Büyük planı bir tür olup olmadığını ailem, tüm büyülü savaşlar ile, Bu berbat. | Open Subtitles | مع كل المعارك السحرية في عائلتي إذا كان هناك نوع من الخطط الكبرى هذا سيء |
Bu kötü. Eğer l bırakın ve beni bulamıyorum, onlar sonra geleceğiz. | Open Subtitles | هذا سيء ، إذا ذهبت و لم يجدوني سيأتون من أجلكم |
Anladim. Bu kötü oldu. Tanidik biri iyi olurdu. | Open Subtitles | اجل , هذا سيء لأنه من الجيد أن أكون مع شخص أعرفه |
Oo, Bu kötü oldu çünkü ben bir şeyler paylaştığımızı sanmıştım. | Open Subtitles | حسناً، هذا سيء جداً لأني ظننت أن بيننا شيء |
- Bu kötü oldu bilirsin, çünkü kötü şakalarının olmadığı bir dünyada... | Open Subtitles | -حسناً, هذا سيء للغاية أتعلم, لأنه سيكون من الرائع العيش في عالم |
Örneğin: Bu kötü mü? | TED | على سبيل المثال : هل هذا سيء ؟ |
Bu kötü! Ve sen gittin her şeyin içine koydun bunu. | Open Subtitles | هذا سيء , وأنتِ قمتِ برشها على كل شيء |
Bu çok kötü. Büyükbaba uzun bir süre önce bunu yapmayı bıraktı. | Open Subtitles | هذا سيء جدا، جدي توقف عن صنع خبز بونغ منذ مدة طويلة |
Ne dersen de, o kadın ganimetime el koydu. Bu çok kötü. | Open Subtitles | بغضّ النظر عن طريقة نظركم للأمر، لقد فرّت مع غنيمتي، هذا سيء. |
Bu çok kötü. Eminim polis olmadan önce buradaki en sıkı partici de sendin. | Open Subtitles | هذا سيء جدا أراهنك أنك قد عرفت كل ذلك قبل أن تحصل على الشارة |
Çok kötü çünkü sattığın bu silahla iki kişi öldürüldü. | Open Subtitles | هذا سيء للغاية لأن هذا السلاح الذي بعته قتل شخصين |
Tanrım, Bu berbat bir şey. Red'in seni kovduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | ياإلهي ، هذا سيء لا أصدق بأن ريد طردك |
Çok kötü olmuş. Ama bir partideyiz, içki iç. | Open Subtitles | هذا سيء جدا لك لكن عليك احتساء الشراب انها حفلة |
Sanırım bunu görmeniz lazım. Durum kötü. | Open Subtitles | أعتقط أنه عليك أن ترى هذا ، هذا سيء |
Her siyah-beyaz filmdeki kötü adam o. Bunun kötü olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هذا الرجل الشرير في كل فيلم أبيض وأسود تظن هذا سيء ؟ |
- Hayır, Bu kötü. - Lt kötü değil, Bu korkunç. | Open Subtitles | لا ، هذا سيء إنه ليس سيئاً ، إنه مروّع |