Ve eğer birinin bunu üstlenmesi gerekiyorsa, o kişi ben olmalıyım. | Open Subtitles | وإن كان شخص ما سيتضرر بسبب هذا فيجب أن يكون أنا |
Ve eğer kötü bir işin içindeyse bu ilk seferi de değilmiş. | Open Subtitles | وإن كان يخطط لشيء غير صالح، فإنها لم تكن المرة الأولى له |
Ve eğer öleceksen, Tanrı bunun nedenini biliyordur herhalde, ama inan olsun... | Open Subtitles | وإذا رحلت, فالله أعلم بالسبب على ما أعتقد. وإن كان الله, وهو على ما أقول شهيد |
Ama zamanın olsaydı Yine de onu öldürürdün, değil mi? | Open Subtitles | وإن كان لديك الوقت؟ كنت ستقتلها على أي حال, صح؟ |
Eğer bu okulda bunu yapmamıza yardım edecek biri varsa, girebilirler. | Open Subtitles | وإن كان هناك أشخاص بالمدرسة قد يساعدونا على فعل ذلك فسيدخلون |
- Ne olmuş? | Open Subtitles | وإن كان ؟ |
Eğer oysa, etkisiz hale getirmeden önce iyice sorgulayın. | Open Subtitles | وإن كان هو، تأكدوا بأن يتم استجوابه قبل أن يتم الغائه |
Bir hayaletin olsa bile, biz suçlulara özgürlük hakkı tanımıyoruz. | Open Subtitles | حتّى وإن كان لديكِ شبح، نحن لا نعرض الحرّية للمُجرمين. |
Ve eğer yaşlı Malcolm böyle aptalca bir şey için kızacaksa, o zaman bizim pozisyonumuz nedir? | Open Subtitles | وإن كان مالكولم العجوز سيستاء منّا لشيء سخيف كهذا، إذًا فأين نحن؟ |
Ve eğer bana güzel bir yer ayarlayacağın doğruysa, bu sefer ispatını isterim. | Open Subtitles | وإن كان صحيحاً أن لديك نقطة عاطفية لي هذه المرة أريد برهان |
- Hayır, biliyorum ne söylediğimi çok iyi biliyorum Ve eğer bu da isyana teşviğe giriyorsa, ben de suçluyum. | Open Subtitles | إني مدركة تماماً لما أقوله وإن كان تحريضاً على العصيان فإن أنا أيضاً مذنبة بنفس التهمة |
Ve eğer bu isyana teşvikse, ben de suçluyum. | Open Subtitles | وإن كان تحريضاً على العصيان فإن أنا أيضاً مذنبة بنفس التهمة |
Ve eğer Gölgeler Kitabı haklıysa, onun bir çeşit gaz baloncuğu gibi kaybolması, kurbanların serbest kalması, güvenli bir ortam kalması gerekiyor. | Open Subtitles | وإن كان كتاب الظلال مُحقاً فهو سيختفي كفرقعة فقاعة غازيّة، ليحرّر ضحاياه، ويتركهم بأمان تام |
Elbette umursuyorum, baba. Ve eğer bana kalsaydı, hiç ölmemiş olurdun. | Open Subtitles | بالطبع أهتم يا أبي ، وإن كان الأمر بيدي فلن تموت أبداً |
Kızgınlık odaklanma gerektirir, Ve eğer şu sahteci terapist haklıysa | Open Subtitles | ، الغضب يحتاج إلى تركيز وإن كان ذلك الأخصائي النفسي ، المحتال على حق |
Dinle, Leo benim kocam Ve eğer yardım için sizi buraya gönderdiyse yardım alacaksınız. | Open Subtitles | اسمعوا،ليو هو زوجي. وإن كان أرسلكم إلى هنا لتلقي المساعدة، فإنكم ستتلقون المساعدة هذا ما سيحصل. |
Evet, Ve eğer çocuk sahibi olmak istemek ve bir aydınlık ve Leo'yu geri istemek bizi bencil yapıyorsa, o zaman ben suçluyum. | Open Subtitles | نعم ، وإن كان إنتظار الأطفال و مساعدة المرشدين وعودة ليو تجعلنا أنانين ، أنا موافقة أن أكون مذنبة |
Evet ama 200 milyon kadar şeyi olsaydı Yine severdim. | Open Subtitles | أجل، ولكنني سأحبّه حتّى وإن كان يملك 200 مليون فحسب. |
Ayrıca Cadılar Bayramı olsaydı bile, kâsede bir şey yok ki. | Open Subtitles | حتى وإن كان عيد القديسين حقاً فليس هناك شيء في الوعاء |
Eğer bu doğruysa, neden hep yanlış yapıyoruz? | TED | وإن كان كل هذا صحيحاً، فلماذا نتعامل معه نحن بصورة خاطئة؟ |
Ne olmuş yani? | Open Subtitles | نعم وإن كان ? |
Eğer oysa bile bunu aklı başındayken yapmıyor biliyorsun Cole. | Open Subtitles | وإن كان قد فعلها, فهو ليس بصوابه (و أنت تعلم هذا يا (كول |
Bazen doğru olan şeyi yapmalısınız yanlış şey çok daha kolay olsa bile. | Open Subtitles | ببعض الأحيان عليكم القيام بالصواب حتى وإن كان الفعل السيئ أسهل سهولةً بكثير |