| SP: Doris en çok katkıda bulunan kişilerden biri; o bir uzay arkeoloğu. | TED | س. ب: دوريس هي واحدة من أكبر المساهمين لدينا. إنها عالمة آثار فضائية. |
| Bir örnek: Arup dünyadaki en başarılı mühendislik firmalarından biri ve Pekin Olimpiyatları için binicilik merkezinin inşası ile görevlendirildi. | TED | مثال: اروب هي واحدة من أنجح الشركات الهندسية في العالم، و كانت مُفوضة لبناء مركز للخيول للألعاب الأولمبية في بكين. |
| Hey, biraz yardımcı ol. Cebimdeki ilaçlardan çıkarıp, ağzıma bir tane koy. | Open Subtitles | انت ، كن رياضيا ، خذ واحدة من الاقراص وضعها تحت لساني |
| Kesinlikle yeni yıl için bunlardan bir tane alıyorum. Kapıda ne yazıyor? | Open Subtitles | وحصلت على واحدة من هذه من أجل عيد الميلاد ماذا تقول اللافتة |
| en iyi ve büyük gönüllü çalışmalardan biriydi. dünyadaki herhangi bir hapishanelerde gerçekleşen. | TED | وكانت واحدة من أفضل وأكبر صور العمل التطوعي من أي سجن في العالم. |
| en sevdiğim kelimelerden birisi, çünkü düz anlamlı bir kelime. | TED | إنها واحدة من كلماتي المفضلة، لأنها كلمة واقعية وموضوعية للغاية. |
| Fakat zamanla ölmek yerine daha çok orkide türü oluştu. Orkideler en çeşitli çiçek açan bazı bitki türlerinden biri. | TED | ومع مرور الوقت، ظهرت أنواع من الأوركيد أكثر من تلك التي انقرضت، تُعد الأوركيد واحدة من أكثر النباتات المزدهرة تنوعًا. |
| en sevdiklerimden biri bu, çünkü iş gören çeşitli bölümleri var. | TED | إنها واحدة من مفضلاتي، لانها حصلت على جميع انواع قطع العمل. |
| en guzel seylerden biri Tasarımcıların esasında hayat üzerinde çalışıyor olması, her ne kadar teknolojiyi gözönünde bulundursalar da. | TED | واحدة من أجمل الأشياء هي أن المصممين لا يعملون فقط على الحياة حتى وأنهم يضعون التكنولوجيا الجديدة في الحسبان |
| Bu değişime örnek niteliğindeki yakın zamanda ünlenen türlerden biri "battle royale". | TED | واحدة من إحدى الأنواع التي تمثل هذا التغيير هي لعبة باتل رويال. |
| Birkaç gün sonra, akıl hocalığı yaptığım biri ofisime uğradı. Çok heyecanlıydı. | TED | بعد أيام، واحدة من متلقيات إرشادي مرّت على مكتبي، وكانت جدّ مبتهجة |
| Tüm koşuculara bir tane şunlardan dağıtılıyor, ayakkabılarının tepelerine iliştiriyorlar. | Open Subtitles | نعطي كل عدّاء واحدة من هذه ليلصقها في مقدّمة حذائه |
| Bunlardan bir tane al.. ve onu porno yıldızı gibi mutlu et. | Open Subtitles | واحدة من هذه وستمارس الجنس مع زوجتك مثلما لو كنت نجم دعارة |
| Bu delikte memnun olduğum her gün... bunlardan bir tane alacaksın. | Open Subtitles | تحصل على واحدة من هولاء كل يوم مما يجعلني راضي بهذا |
| Evrenle ilgili bu görüş tarihte en uzun süre ayakta kalan görüşlerden biriydi. | Open Subtitles | هذه النظرة للكون كانت واحدة من أكثر المعتقدات رسوخاً على مدار تاريخ البشرية |
| Tarihin en büyük zırhlı araç soygunlarından birisi 17 milyon dolardan daha fazla. | Open Subtitles | واحدة من أكبر عمليات السطو في التاريخ ، أكثر من 17 مليون دولار |
| Buradaki büyük sarı küreciğin etrafındaki küçük küreciklerden bir tanesi bilim bütçesi | TED | الميزانية العلمية هي واحدة من الفقاقيع الصفراء المتواجده حوالي الفقاعة الصفراء الكبيرة |
| Hatırlayın, çoğu insan bu teknik mucizelerden birini bile hayal edemezken, Pantheon'u yapmak için en az beşine ihtiyacınız var. | TED | تذكر أن معظم الناس لا يستطيعون حتى أن يتخيلوا واحدة من هذه المعجزات التقنية، وتحتاج على الأقل خمسة لبناء بانثيون |
| - Çörek işimizi bu kadar isteyen biriyle daha önce hiç karşılaşmamıştık. | Open Subtitles | لا أعتقد أننا رأينا أحد لذلك يجب ان نخرج واحدة من هم |
| Büyük ihtimalle ne kadar güzel olduğunu bilmeyen güzel kadınlardan birisin. | Open Subtitles | حقيقةً، أنت ربما تكونين واحدة من الجميلات الآتي لا يعرفن ذلك. |
| Anlayacağınız, ben bir göçmen çocuğu veya göçmen olan 84 milyon Amerikalı'dan biriyim. | TED | ترون، أنا واحدة من 84 مليون أمريكي الذين هم مهاجرون أو أطفال المهاجرون. |
| katlanmış bir tek sayfayı yerinden yırtarak adının geçtiği yeri ortadan kaldırabilecek ve kan dökme sorumluluğunu Ronald Marsh'a devredebilecektir. | Open Subtitles | بأنه بنزع ورقة واحدة من الخطاب المزدوج تستطيع اخفاء وازالة اى ذكر لأسمها وتترك المسئولية كلها تقع على رونالد مارش |
| Çevredeki en dayanıklı ve tuzlu suya en toleranslı kertenkelelerden biridir | Open Subtitles | إنها واحدة من أقسى السحالي و الأكثر تكيفاً مع المياه المالحة |
| Adım Richards Berry ve dünyadaki en iyi mesleklerden birine sahibim. | TED | اسمي ريتشارد بيري، وأعمل في واحدة من أفضل الوظائف في العالم. |
| Ve bu kartların birinin arkasında yepyeni bir otomobil var. | Open Subtitles | وخلف واحدة من هذه البطاقات السيارات هي العلامة التجارية الجديدة. |