"واخبرت" - Traduction Arabe en Turc

• ve
• söyledim

Kuzenime söyledim ve o da bana bir koleksiyoncuya satmamı önerdi.
واخبرت ابن عمي واقترح عليّ بأن ابيعها إلى رجل يهوى جمع الطوابع

İki yıl sonra, evliliğimizz biterken, bir fahişe ile seks yaptım ve bunu karıma söyledim
بعد سنتين , سقط زواجنا مارست الجنس مع عاهرة واخبرت زوجتي

Azami alti aylik ömrüm var, ve sadece üç kisiye söyledim... bu yüzden kendine saklarsan sevinirim.
الباقي لي ستة اشهر علي الاغلب في الحياة , واخبرت فقط ثلاث اشخاص لذا ساكون ممتنة اذا احتفظتي بذلك بسرك

Ben de gidip müdüre söyledim, o da onlara hepsini yıkattı.
ولذلك ذهبت واخبرت المشرفة الخاص بي وجعلتهم يغسلوا جميع تلك الأغراض

Müdür beslenme çantam olan yarrak define sandığını buldu ve o da kafayı yedi.
يا إلهي بدأت بالبكاء ثم خرجت واخبرت المدير بذلك

Sende günah çıkarma hücresinin mührünü kırdın ve herkese heykelin sahte olduğunu söyledin.
لقد اخلفت بضمان الاعتراف واخبرت الجميع بأن التمثال مزور

Oh! Biliyordum. Ben, ön tarafta araç gördüm ve ben Gina şöyle dedi:
علمت بذلك , رأيت سيارتك في الامام واخبرت جينا

Bak Ben, gelmeni istiyorum çünkü bu gece diğer boyuta gidiyoruz ve onlara sensiz gitmeyeceğimi söyledim.
انظر يا بن, احتاج منك ان تأتي لأننا سوف نذهب الليلة واخبرت الشباب

Ben de gidip birkaç tane tavşan aldım ve uyuduklarında ağızlarından çıktıklarını söyledim.
لذا اشتريت أرنبين واخبرت الفتاتين انهما خرجا منهما بينما كانوا نائمين

Bir gün o adamın Linda ve çocuğa zarar vereceğini hatta öldüreceğini, Linda'ya söyledim.
واخبرت " ليندا " مرات عديدة ان ذلك الرجل يوما ما سيؤذيها هي وطفلها ربما يقتلهم حتى

ve sen de Mueller ve Kendall'a onu öldürmelerini söyledin.
واخبرت انت مولار و كاندال ان يقتلوه

Yani kokaini buldun ve Styles'a mı söyledin?
ولقد اكتشفت امر الكوكايين واخبرت ستايل

ve kız kardeşimle konuştum. Yolda durup onu ziyaret edeceğiz.
واخبرت شقيقتي اننا سنمر عليها ونزورها

Oğlum her dersten A aldı ve eşime onu sevdiğimi söyledim.
- لا, المعذرة ابني حصل على تقدير ممتاز, واخبرت زوجتي اني احبها

Jeremy hikâyeyi doğrulayacak tek kişi ve kahretsin ki konuşmuyor.
واخبرت (تانيا).. انها لن ترى... (هالي) ابداً.

- Carl ve Ian'a mesaj attım.
. لقد سبق واخبرت (كارل) و (إيان)