Ama aynı zamanda barış ihtimalinin geri çevrilmeyecek kadar umut verici olduğunu düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | لكنكم أيضًا تفكّرون، أن فرصة السلام شيء واعد للغاية أن يُغضّ الطرف عنها. |
C.A. : Konuşmanla ilgili ilk kısım dehşet vericiydi, ikinci kısım, inanılmaz derecede umut verici. | TED | أندرسون: كان الجزء الأول من الحديث مخيف، والجزء الثاني واعد مفعمٌ بالأمل. |
100 metre içinde karşılaşınca, telefonlarımız çalar "çık'a" ya da "Çıkma'ya" basarsın. | Open Subtitles | عندما يكون أحد على بعد يقل عن 100 يارد هاتفينا يرنان يمكن أن تضغط على واعد أو اكره اذا كلانا ضغط على واعد |
Gelecek parlak, hanımlar beyler ve çok yakında bizimle olacak. | Open Subtitles | المستقبل واعد أيُها السيدات والسادة. وعلى وشك أخذ منعطف جديد. |
Çok heyecanlı çünkü, bekarken daha fazla seksi siyah kadınla çıkmış olmayı isterdi. | Open Subtitles | فهو متحمّس لأنّه يتمنّى لو كان واعد أكثر نساء مثيرات وسوداء البشرة حين كان عازباً |
Bir erkek arkadaşım orda yaşıyordu. Hatta bir hula dansçısıyla çıkmıştı. | Open Subtitles | صديق لي كان يعيش هناك، حتى أنه واعد راقصة طوق |
Geldi ve kızının öğrenci olarak umut vaat ettiğini fark etmeye başladı. | TED | أتى وبدأ يلاحظ أن ابنته لها مستقبل واعد كطالبة. |
Adam şehirdeki bütün güzel barmenlerle çıktı. | Open Subtitles | ذلك الرجل واعد كل عاملة حانة مثيرة بالبلدة |
Çok yazık. ümit verici bir kariyeri elinin tersiyle bir kenara attın. | Open Subtitles | ياللأسف ,لقد ضيعت من يدك مستقبل واعد |
Gelecek vadediyor. | Open Subtitles | انه واعد للغاية |
Üç yıl süren ısrarlı araştırmaların sonunda, bugün dünyayla paylaşacağım şey umut verici bir çözüm. | TED | وفي النهاية، وبعد ثلاث سنوات من البحث الدؤوب، ما أود أن أشاركه العالم اليوم هو حل واعد. |
Bu, gelecekte bize yardımcı olabilecek çok umut verici bir çözüm. | TED | هذا حل واعد جداً قد يساعدنا في المستقبل. |
Gelecek ellerimizdeydi, kuşkulu ve umut verici. | Open Subtitles | لقد كان المستقبل في أيدينا غير مضمون و واعد |
Gelecek ellerimizdeydi, kuşkulu ve umut verici. | Open Subtitles | لقد كان المستقبل في أيدينا غير مضمون و واعد |
On dördüne "Çıkma'ya" basmış, beşine "çık'a". | Open Subtitles | لقد ضغطت على اكره 14 مرة وعلى واعد 5 مرات |
100 metre içinde karşılaşınca, telefonlarımız çalar "çık'a" ya da "Çıkma'ya" basarsın. | Open Subtitles | هاتفينا يرنان يمكن أن تضغط على واعد أو اكره اذا كلانا ضغط على واعد كل شخص يحصل على رقم هاتف الآخر |
Dünyanın başka yerlerinde genç insanlar parlak bir gelecek arayışıyla evlerinde ayrılıp uzaklara doğru yol alıyorlar. | Open Subtitles | في أنحاء مختلفة من العالم الشباب يتركون الوطن ويسافرون بعيدا في البحث عن مستقبل واعد |
Erginliğe erişebilirse bu vadide onu parlak bir gelecek bekliyor. | Open Subtitles | إذا نجى من الطفولة ثم ان لديها مستقبل واعد فى هذه الوديان القليلة |
Birkaç canavarla çıkmış bir erkek olarak rahatlıkla adamın halini anladığımı söyleyebilirim. | Open Subtitles | حسناً ، كرجل قد واعد عدّة أرانب مغليّة أستطيع القول أنني كنتُ بمثل ذلك الوضع |
Boşandıktan sonra baban annemle çıkmıştı. | Open Subtitles | لقد واعد والدك أمي بعد الطلاق |
Komik dünya Fisher. Sen hep benden fazla gelecek vaat ediyordun. | Open Subtitles | عالم غريب يا فيشر، لقد كنت دوماً ذو مستقبل واعد أكثر مني. |
- Yani çılgın hayranlarından biriyle çıktı. | Open Subtitles | إذن ، لقد واعد مُشجعة مجنونة به ؟ |
Çok yazık. ümit verici bir kariyeri elinin tersiyle bir kenara attın. | Open Subtitles | ياللأسف ,لقد ضيعت من يدك مستقبل واعد |
Gelecek vadediyor ama. | Open Subtitles | انه يحظى بمستقبل واعد مع ذلك |
çağdaş tasarımın bence zihin açıcı, gelecek vaadeden bir başka yönü, ki bu gerçekten tasarımın geleceği olacak, toplu tasarım fikri. | TED | جانب آخر للتصميم المعاصر أعتقد أنه يوسع الفكر، واعد وسيصبح مستقبل التصميم وهي فكرة تصميم جماعي |
Başka kadınlarla çıktığını biliyorum ama o düşündüğünüz kişi değil. | Open Subtitles | أعلم بأنه- واعد نساءاً أخرى ولكن هو ليس كما تظنه |
Aynı anda üç kişiyle çıkan kişi mi söylüyor bunu? | Open Subtitles | هذا من الرجل الذي واعد 3 رجال في نفس الوقت |
Zavallı adamın dişini ve çene kemiğini saf ama gelecek vaad eden bir tıp öğrencisinin doktorluğa ilk adımının hatırası olarak sakladım. | Open Subtitles | أبقيت على سن الرجل المسكين وعظام فكَّه السفليَّة. كتذكرة باليوم الذي طالب طب شاب وساذج لكنه واعد في نفس الوقت... أصبح طبيبًا. |