Bak. Nişanlım, babasını hapse gönderdiğim için beni düğün günümüzde terketti. | Open Subtitles | انظر ، لقد تركتنى خطيبتى يوم زفافى لأرسل والدها الى السجن |
Edemeyeceğini biliyordum. Büyükelçi'nin kızı şu anda buraya, babasını görmeye geliyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن ابنة السفير قادمة هنا حتى ترى والدها الآن |
Edemeyeceğini biliyordum. Büyükelçi'nin kızı şu anda buraya, babasını görmeye geliyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن ابنة السفير قادمة هنا حتى ترى والدها الآن |
Ona her şeyi anlattım ve o gerçek babasıyla tanışmayı çok istedi. | Open Subtitles | حسناً لقد أخبرتها كل شيء, وهي تريد أن تعيش مع والدها الحقيقي. |
Ama en komik yanı, kendini yatakta Mirjam'ın babasıyla bulman. | Open Subtitles | ولكن الجزء المضحك أنك وجدت نفسك في السرير مع والدها |
Bazı şeyleri rehin verdi... babasından biraz borç aldı... birazını Katleen den çaldı. | Open Subtitles | لقد قامت برهن بعض الأشياء واقترضت البعض من والدها وسرقت البعض من كاثلين |
Çinli kıza ne olacak? 11 yaşında. Ben onun babasıyım. | Open Subtitles | و كان برفقة طفلة صينية إحدى عشر عاماً أنا والدها |
Dediniz ki, "elbette," kardeşiniz babanızı severdi, çünkü her çocuğun babasını sevmesi beklenir. | Open Subtitles | أنه بالطبع ، أختك تحب والدها لانه من المفروض ،أن الأبناء يحبون آبائهم |
Belki de o şerefsiz babasını görmeye ve baharın tadını çıkarmaya gitmiştir. | Open Subtitles | ربما عادت هناك لكي ترى والدها الخنيث أو التمتع بسقوط أوراق الشجر |
O da erkek arkadaşına yemini ifadesi sırasında babasını öldürtüyor. | Open Subtitles | ليقتل والدها أثناء الإدلاء بإفادته ليبدو أنه جزء من القضية |
Her zaman tek bir dileği vardı, o da öz babasını tanıyabilmek. | Open Subtitles | والشيء الوحيد الذي كانت تتمناه هو أن تتمكن من معرفة والدها الحقيقي. |
Henüz üç yaşındayken babasını trajik bir şekilde kaybetti. | TED | لقد فقدت والدها بشكل مأساوي عندما كان عمرها ثلاث سنوات فقط. |
Ablam annenin verdiği bilgi sayesinde biyolojik babasını buldu. | Open Subtitles | أختي وجدت والدها البيولوجي بالمعلومات التي أعطتها لك والدتك |
Bu kızın merhum babasıyla arasında bir bağ kurmasına engel olduğunuz doğru mu? | Open Subtitles | هل هو صحيح بأنك تمنع هذه الفتاة من الأتصال مع والدها الميت ؟ |
Neyse ki babasıyla yaşanan nahoş durumları aşabildi de ailedeki yerini alabildi. | Open Subtitles | سيكون ذلك جيدا لاجتياز الأعمال المزعجة مع والدها وأخذ مكانها في العائلة |
Beyaz babasıyla, petrol üretim patlamasını takip etmek için batıya seyahat etmiş. | TED | سافرت مع والدها الأبيض غربًا، في أعقاب فترة ازدهار النفط. |
Ve ben de babasıyla yeniden bir araya gelip uzlaştığında kulübede olma ayrıcalığına sahip oldum. | TED | وكان لى شرف الإمتياز أن أكون فى الموقف عندما تصالحت مع والدها وأصبحوا متحدين مرة آخرى |
Bazı şeyleri rehin verdi... babasından biraz borç aldı... birazını Katleen den çaldı. | Open Subtitles | لقد قامت برهن بعض الأشياء واقترضت البعض من والدها وسرقت البعض من كاثلين |
Madison'ın bu kelimeleri kendi babasından öğrenmiş olabileceği hiç aklına geldi mi? | Open Subtitles | هل جال بخاطرك ان ماديسون ربما سمعت الكلمة من والدها? |
Ben onun babasıyım. Onu korumak benim görevimdi. Ben beceremedim. | Open Subtitles | انا والدها , ووظيفتى ان أحميها , ولقد قمت بذلك |
Hayır, hayır. Başka çarem var tabii ki. Ben onun babasıyım. | Open Subtitles | لا لا لا لا , أجل لدي الخيار حسناً أنا والدها |
Eğer O bilmeyecekse baba olmanın ne anlamı var ki? | Open Subtitles | واين المتعة فى ان يكون والدها من غير ان تعرف هى ذلك |
Sen onun babasısın. | Open Subtitles | أنت والدها وأنا أنظر إلي عينيك وأخبرك بذلك |
- Babası öldüğü için yas içinde olan ve Beverly Hills'te alışverişin kendini toplayacağını düşünen bir prenses var. | Open Subtitles | حزينة من كيروكي ، فقدت والدها مؤخراً وتعتقد بأن التسوق بما يوازي شهراً في بيفيرلي هيلز سيجعلها تشعر بتحسن |
babasının imparator olarak davasının esasını anlatan Aleksiad üzerinde çalışmaya başladı. | TED | بدأت العمل على اليكسياد، التي جعلت من حالة والدها تستحق كإمبراطور. |
- Muhtemelen ablamın öz babasıydı. - Canavar. | Open Subtitles | ربّما كان والدها الحقيقي الوحش |
babanın bekleme odasındaki bir ömür bekleyişinden sonra görünüşe göre doktor sonunda gelmiş. | Open Subtitles | بعد عمر من المكوث في غرفة والدها للإنتظار يبدو وأخيراً أن الطبيب آتى |
Evet. onun babası ve dedem birlikte balığa çıkarmış galiba. | Open Subtitles | نعم , والدها وجدي كانوا يصطادون سوية على ما أعتقد |
Ama Keje beni istemedi. Gerçi altınları sayınca babasına verdiler bana kızı. | Open Subtitles | ومع ذلك لم تكن كاجا تريدني حتى بعد أن إمتلكتها من والدها |