35 yıl önce, o ilk gün bodrumdaki laboratuvara gelip biz, bütün tıp teknisyenleriyle konuştun. | Open Subtitles | في أول يومٍ لك قبل 35سنة أتيت إلى المختبر وتحدثت إلينا نحن الأخصائيين |
Babama gittin ve küçük bir yılan gibi onunla konuştun. | Open Subtitles | ذهبت إلى والدي وتحدثت .إليه كالثعبان الصغير |
Uçaktan indi ve deneyimli biriymişcesine basınla konuştu. | TED | خرجت من الطائرة وتحدثت إلى الصحافة كما لو كانت من المخضرمين |
2 hafta önce transa geçti ve hiç bilmediği bir dilden konuşmaya başladı. | Open Subtitles | دخلت فى غيبوبة منذ أسبوعين تقريبا وتحدثت بلغات لا يمكن أن تكون تعرفها |
Belki dışarı çıkıp onlarla konuşursam bu olanları önleyebilirdim. | Open Subtitles | ربما اذا خرجت وتحدثت إليهم نتفادي هذا الموقف |
Nihayet kabul belgesini aldım, bugün elçilikle de konuştum, her şey ayarlandı. | Open Subtitles | لذا أنا أحمل رسالة الموافقة وتحدثت مع المسؤولين كل شيء تحت السيطرة |
Kadınlarla konuşur ve onlara toprağın neden verimsiz olduğunu açıklar ağaçları kesip satmışlardır. | TED | وتحدثت مع النساء، لتشرح لهن بأن الأرض قاحلة لأنهم قطعوا الأشجار وباعوها |
Bunu seninle ve onunla konuştuk. | Open Subtitles | لقد تحدثنا عن ذلك أنا وأنت وتحدثت معه أيضاً |
Oraya gidip o kızla konuşursan, seninle mahkemede hesaplaşırız. | Open Subtitles | إذا ذهبت وتحدثت مع الفتاة ، سأراك في المحكمة |
Konuşurken, o sanki halen bir radikalmiş gibi konuştun ve bize Joe Bey'i nerde bulacağımızı belirten bir adres verdin. | Open Subtitles | وتحدثت عنه على أنه مازال متطرفا وزودتنا بالعنوان الذي أنت تعلم بوجود |
Babama gittin ve küçük bir yılan gibi onunla konuştun. | Open Subtitles | ذهبت إلى والدي وتحدثت إليه كالثعبان الصغير. |
Ve yüreğinden konuştun. Bu gece duyduğum işte buydu. | Open Subtitles | وتحدثت من قلبك وهذا ما سمعته الليلة |
Söylesene Michael şu vergi işiyle uğraşan adamla konuştun mu... | Open Subtitles | يا (مايكل) هل حدث وتحدثت مع رجل الضرائب ذاك ؟ |
Mantosunu aldığında telefon çaldı durup açtı ve bir kaç dakika konuştu. | Open Subtitles | وعندما أخذته, رنّ الهاتف لذا توقّفت للرد, وتحدثت لدقيقتين |
Sanırım annesi Marion'ı gördü ve onunla konuştu. | Open Subtitles | اعتقد انها رأت ماريون وتحدثت معها |
Bak ne diyeceğim. Onu bulup konuşmaya çalışayım, ne dersin? | Open Subtitles | سأخبرك شيئاً، ما رأيك فيما لو تعقبتها وتحدثت معها؟ |
Bir okulu ziyarete gittik ve çocuklarla konuşmaya başladım ve odanın karşısındaki, kızımla neredeyse aynı yaşta olan ve bana bakan bu kızı gördüm, yanına gittim. | TED | وذهبنا لزيارة مدرسة وبدأنا نتحدث مع الأطفال، وثم رأيت هذه الفتاة في أنحاء الغرفة والتي بدت لي بعمر ابنتي فأقبلت عليها وتحدثت معها. |
Belki dışarı çıkıp onlarla konuşursam bu olanları önleyebilirdim. | Open Subtitles | ربما إذا خَرجتُ وتحدثت معهم كان يُمكنُ أنْ لا يحدث هذا |
Ayrıca alt kattaki komşuyla da konuştum, Bayan Ellis, 92 yaşında. | Open Subtitles | وتحدثت ايضاً مع الجيران في الطابق السفلي، السيدة ايلس، عمر 92سنه |
Kameraya bakıp... eşinle konuşur musun? | Open Subtitles | هلاّ نظرت في اتجاه العدسة وتحدثت مع زوجتك |
Uzun uzun ve derinlemesine düşündüm...ve bununla ilgili annemle konuştuk. | Open Subtitles | حول ما ناقشناه سويا أثناء التخييم وتحدثت إلي أمي عن الموضوع |
Evet çünkü oraya gidip onunla konuşursan bundan 20 ay sonra iki durumdan biriyle son bulacak. | Open Subtitles | -هذا صحيح, لأنك ان ذهبت وتحدثت معها فبعد 20 شهر من الآن سينتهى الأمر على احدى الطريقتين |
Eşiniz onunla konuşmuş ve ona piskoposun kendilerini bir odaya kilitleyip aç susuz bıraktığınızı söylemiş. | Open Subtitles | وتحدثت له وأخبرته أن زوجها حبسهم فى الحجره بدون أكل وشرب لمدة 5 أيام |
Yani diyor ki, Brunei'yi direk arayıp Riald'la konuştunuz mu hiç? | Open Subtitles | سؤاله هل أتصلت الى بروناي وتحدثت مباشرة الى رياض؟ |