Ayrıca bazı şeylerin açıklamasız kalmasının daha iyi olduğunu düşündüğümü de biliyorsun. | Open Subtitles | وتعرف أيضًا أنني أعتقد أنّ بعض الأمور من الأفضل أن تظلّ غامضة |
Ayrıca bazı şeylerin açıklamasız kalmasının daha iyi olduğunu düşündüğümü de biliyorsun. | Open Subtitles | وتعرف أيضًا أنني أعتقد أنّ بعض الأمور من الأفضل أن تظلّ غامضة |
Midesine taktırdığı kelepçeyle verdiği kiloları da geri aldı, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | وتعرف هي كسبت وزن مرة آخرى من لاب باند , صحيح ؟ |
Çek yazmaktan ne kadar nefret ettiklerini ilk elden bilirsin. | Open Subtitles | وتعرف ذلك من تجربتك الشخصية كم يكرهون أن يكتبوا شيكاً |
Öyle değilse ona kendimi teklif edeceğim ve biliyor musun? | Open Subtitles | حسناً, لو هي غير مهتمة, سأتقدم لخطبتها وتعرف ماذا ؟ |
Tüm mekanı yürüyerek geçtin. Ne, nerede tam olarak biliyorsun. | Open Subtitles | لقد مشيت عبر المكان بأكمله وتعرف أين كل شيء بالضبط |
Tüm mekanı yürüyerek geçtin. Ne, nerede tam olarak biliyorsun. | Open Subtitles | لقد مشيت عبر المكان بأكمله وتعرف أين كل شيء بالضبط |
Yıllardır onu kontrol etmeye veya öldürmeye çalıştığımı ve başaramadığımı da biliyorsun. | Open Subtitles | وتعرف أيضاً أني لسنوات عدة كنت أحاول فرض سيطرتي عليها أو القضاء عليها لكني لم أتمكن من ذلك |
Yıllardır onu kontrol etmeye veya öldürmeye çalıştığımı ve başaramadığımı da biliyorsun. | Open Subtitles | وتعرف أيضاً أني لسنوات عدة كنت أحاول فرض سيطرتي عليها أو القضاء عليها لكني لم أتمكن من ذلك |
özgürlüğe inanıyorsun. özgürlüğün yok edildiğini biliyorsun. | Open Subtitles | تؤمن بالحرية وتعرف ما يجري من تضييق الخناق عليها |
Aynı anlama geliyor, bunu biliyorsun. Sadece söylemiyorsun. | Open Subtitles | يعني نفسي الشي, وتعرف ذلك ولا تريد أن تقولها |
Sana imreniyorum, bir sürü yer görüyorsun ve birçok şey biliyorsun. | Open Subtitles | أنا أحسدك, لقد رأيت الكثير من الأماكن وتعرف الكثير. |
bilirsin, Hayatta bulunduğun konum her zaman önemlidir. | Open Subtitles | وتعرف ان كل شئ فى الحياة هوة عبارة عن مكان |
Bay Krendler... sokakta görev yaparken bir kurşuna hedef olabileceğini bilirsin. | Open Subtitles | مستر كريندلر عندما تكون في الشارع وتعرف انك قد تأخذ رصاصة في الشارع |
Bay Krendler... sokakta görev yaparken bir kurşuna hedef olabileceğini bilirsin. | Open Subtitles | مستر كريندلر عندما تكون في الشارع وتعرف انك قد يطلق عليك النار أثناء تأديتك للواجب |
biliyor musun, daha da kötüsü, ona çocuk istediğini söylemen. | Open Subtitles | وتعرف ما الأسوأ الذي قلته لها قولك برغبتك في الأطفال |
Garip bir şey olduğunu ve bunu ondan sakladığımızı biliyor. | Open Subtitles | هي تدري أن شيئا غريبا حدث وتعرف أننا نخبئه عنها |
Elbette aynadakinin kendiniz olduğunu biliyorsunuz çünkü siz göz kırpınca o da göz kırpıyor ve karşınızda ayna olduğunun farkındasınız fakat kendinizi, kendiniz olarak tanıyamıyorsunuz. | TED | أعني، إنك تعرف أنه أنت لأنك حين تغمز صورتك تغمز وتعرف أيضا أنها مرآة ولكنك لا تعرف نفسك بنفسك حقا |
Her yere baktım ama bir polis karısı olarak ortalıktan nasıl kaybolacağını biliyordu. | Open Subtitles | بحثت في كل مكان عنها لكنها كانت زوجة شرطي وتعرف جيداً كيف تختفي |
Sen beni de Esha'yı da tanıyorsun. Esha'da bizimle gelecek. | Open Subtitles | تعرفني وتعرف إيشا أيضا إيشا ستأتي معنا |
Eşcinsel birinin böyle bir şey yapamayacağını da biliyordun. | Open Subtitles | وتعرف ايضا ان رجلا شاذا لن يرتكب هذه الجريمة |
Yalnızca gördüğünün gerçek olduğunu bilir ve ona inanırsın. | Open Subtitles | لا نطلب إلا أن تصدق ما تراه وتعرف بأنه حقيقي |
Saraya dik dik bakıp, daha fazlasını hak ettiğini bilmek. | Open Subtitles | للتَحديق فوق في القصرِ وتعرف بأنّك تَستحق أكثر. |
Kaplumbağaların zayıf görme duyuları olduğu bilinir, bu yüzden de tanıyamadıkları bitkileri yemekten kaçınırlar. | TED | وتعرف السلاحف بضعف بصرها، وبالتالي، فإنها تميل لتجنب النباتات التي لا تتعرف عليها. |
Global araştırıcılar sınırsız fırsatlar arıyordu ve elinde paran varsa, nereye bakacağını biliyorsan Karaipler'de sıradışı şeyler oluyordu. | Open Subtitles | منقّبين عالميين يبحثون عن فرصة لا حدود لها واذاكنتتملكالمال، وتعرف اين تبحث أمور غير اعتيادية كانت تحدث بالكاريبي |
Bay Pennypacker, bu Bay Vandelay, ve Bay Varnsen'ı tanıyorsunuz. | Open Subtitles | سيد بينيبيكر، هذا السيد فندلاي وتعرف السيد فارنسن. |
O halde, bombaların yerini söylemezsen sana ne yapacağımı da biliyorsundur. | Open Subtitles | وتعرف ما سأفعله لك اذا لم تخبرنى بمكان القنبلتين |
Kendiniz bizzat yapmasanız da sizin gezegeni ne kadar önemsediğinizi bilen bir algoritmaya sorarak. | TED | ليس بالضرورة أن تقوم بذلك بنفسك، ولكن يمكنك الاستعانة بخوارزمية تقوم بذلك عنك وتعرف مدى اهتمامك بهذا الكوكب. |