| Ama kim olduğunuzu, neden burada bulunduğunuzu biliyor. Ben bunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لكنه يعرفكم و يعرف سبب وجودكم هنا و أنا لم أكن اعرف هذا |
| Soygun sırasında tam olarak nerede olduğunuzu öğrenmek isterim. | Open Subtitles | اريد ان اعرف تحديدا مكان وجودكم وقت السرقة |
| Bu benim vakam, burada olmanız hayatımı karıştırıyor ve karışıklıkları sevmem. | Open Subtitles | هذه قضيتي و وجودكم هنا يعقد حياتي و أنا لا أحب التعقيد |
| Bugün burada olmanızın sıcaklığını hissetmek istiyoruz. | Open Subtitles | لذا يجب علينا الشعور بدفئكم وجودكم معنا هنا اليوم |
| Ya da belki bu hikâye o zamandır tek kelime geri dönüş yapmadan hangi cehennemde olduğunuz hakkındadır! | Open Subtitles | أو ربما قصة مكان وجودكم منذ ذلك الحين بدون أيّ محاولة تواصل معي |
| Tüm hasta çocuklar gibi varlığın buna bağlı. | Open Subtitles | مثل جميع الأطفال المرضى، لأن وجودكم يعتمد على الشفقة |
| Ayrıca buradaki Varlığınız dikkati üzerimize çeker ve Kuzeylilerin tahrik olup burayı yakmalarına neden olabilir. | Open Subtitles | ...وجودكم هنا ربما يجذب الانتباه الينا ويستفز اليانكى ليضرموا النار بنا جميعا |
| Siz çocuklar buradasınız çünkü hiç birinize ödeme yapılmadı ve siz de kızdınız! | Open Subtitles | السبب الوحيد في وجودكم هنا هو أنكم لم تحصلوا على المبلغ وأنكم مستاءون |
| Neden burada olduğunuzu çok daha iyi anlayacaksınız. | Open Subtitles | ستتكون لديكم فكره عن سبب وجودكم بهذا المكان |
| Lütfen affedin ama cenaze töreninin ertesi günü nerede olduğunuzu ikinize de sormam gerekiyor. | Open Subtitles | اعذرانى لكن من الضرورى أن أسأل عن مكان وجودكم فى اليوم التالى للجنازه |
| Siz üçünüz, neden burada olduğunuzu anlıyorum, yardım etmek istiyorsunuz ama burada asistan ben olacağım bugün. | Open Subtitles | أنتم الثلاثة أفهمُ سبب وجودكم هنا وأعلمُ أنّكم تريدون المساعدة |
| İsimlerinizi, nerede doğduğunuzu, en sevdiğiniz rengi iyi yaptığınız bir şeyi ve neden burada olduğunuzu belirtmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أريدكم أن تسجلوا أسماءكم أين ولدتوا .. و لونكم المفضل أي شيء تتقنونه بشكل جيد ..وما سبب وجودكم هُنا |
| Burada olmanız harika olurdu, biliyor musun? | Open Subtitles | وجودكم هنا يا جماعة سيكون عظيم |
| Son bir kaç hafta burada olmuş olmanız... | Open Subtitles | .. وجودكم هنا الأسابيع الماضية |
| Yalancı olduğumu düşünüyorsanız, burada olmanızın bir anlamı yok. | Open Subtitles | إذا تعتقدوا أني كذاب، فلا داعي من وجودكم هنا |
| Bu haftasonu burada olmanızın gerçekten evle alakası yok. | Open Subtitles | وجودكم في هذه العطلة لم يكن ابدا بسبب المنزل |
| Kim olduğunuz umurumda değil. Neden burada olduğunuz umurumda değil. | Open Subtitles | ،لا أبالي من أنتم ولا أبالي بسبب وجودكم هنا |
| Buraya geldiyseniz bu mesaj panolarında yazdıklarınızdan daha fazlasını yapmaya hazır olduğunuz ve bir zombi salgınından kurtulabileceğiniz anlamına geliyor. | Open Subtitles | وجودكم هنا يعني أننا نجزم مما كتبتبوهم في رسائلكم أنكم مستعدين للقيام بما هو أكثر من الاحتماء |
| Bu binadaki varlığın uluslararası hukuku ihlal ediyor. | Open Subtitles | مجرد وجودكم في هذا المبنى ينتهك القانون الدولي. |
| İsteğiniz hoşuna gitmeyecek. Varlığınız da. | Open Subtitles | بأنه لن يقبل بطلبكم أو يتقبّل وجودكم |
| Kardeşlerim, size söylenildiği gibi, gönüllü olarak buradasınız. | Open Subtitles | أيها الأخوة، كما قيل لكم، فإن وجودكم هنا طوعيّ |
| Sizi burada ağırlamak bir zevk. Hepinizi ağırlamak. | Open Subtitles | حسنا , انه لشئ سار و جودكم هنا شئ سار وجودكم مجتمعين هنا |
| Bunu kendini tehlikeye atmak pahasına yap... ama başıma birşey gelirse... en hızlı süvarilerime, burada ki Varlığınızı yaymasını emrederim. | Open Subtitles | افعل ولا تلُم إلّا نفسك فقد أمرت أسرع فرساني بنشر نبأ وجودكم هنا إن أصابني أي مكروه. |
| Dünya gezegeni yardımınıza da varlığınıza da fethinize de rıza göstermiyor! | Open Subtitles | لا يوافق كوكب الأرض على مساعدتكم، ولا وجودكم أو غزوكم |