"وجيهاً" - Traduction Arabe en Turc

• sağlam
• tek bir
• Bana iyi
• geçerli bir

Elimizde ceset yoksa daha sağlam delillere ihtiyacımız var.
جثة ،بدون ذلك من أكثر وجيهاً شيئاً سنحتاج فإننا

Elimizde ceset yoksa daha sağlam delillere ihtiyacımız var.
بدون جثة، فإننا سنحتاج شيئاً وجيهاً أكثر من ذلك

Bak, birisi sana "Seni neden öldüreyim?" diye sorduğunda, sağlam bir cevap vermelisin.
أتعلم، عندما يسألك أحدما لم قد أقتلك"؟" لا ينبغي عليك أن تعطيه سببا وجيهاً كهذا

Şu an seni öldürmemem için tek bir iyi neden söyle
أعطِني سبباً وجيهاً يمنعني من قتلكما الآن.

Sana güvenmem için tek bir sebep göstersen dünden razıyım.
إن أعطيتني سبباً واحداً وجيهاً لذلك سأفعل.

Bu fotoğraflardan birinin gerçek olması için Bana iyi bir neden göster.
أخبرني سبباً وجيهاً واحداً يشير إلى أنّ إحدى هاتَين الصورتَين حقيقيّة

Seni kovmamam için hemen Bana iyi bir sebep göster.
أعطني سبباً وجيهاً واحداً يمنعني من طردك حالاً

Umarım bu heriflerin hâlâ hayatta oluşunun geçerli bir nedeni vardır.
من الأفضل أن يكون هناك سبباً وجيهاً في أن هذين الأخوين ما زالوا أحياء

İnan bana, çok geçerli bir sebebim vardı. O ses benim duşumdan mı geliyor?
حسنً , ثقي بي كان لديّ سبباً وجيهاً هل هذا حمامي ؟

Bana sağlam bir sebep göster bakalım.
إمنحيني سبباً وجيهاً.

Jennie Tate ya da Dr. Morgan'ı sağlam bir sebeple incitmek isteyecek kimseyi bulamadım.
لم يتسنَ لي العثور على أحد يمتلك سبب وجيهاً لإيذاء (جيني تايت) أو الطبيب (مورغان)

Mary'yi aramamak için tek bir neden söyler misin? Tabii.
أيمنك أن تعطيني سبباً واحداً وجيهاً يمنعك من الإرتباط بـ(ماري)؟

Mary'yi aramamak için tek bir neden söyler misin? Tabi.
أيمنك أن تعطيني سبباً واحداً وجيهاً يمنعك من الإرتباط بـ(ماري)؟

Seni üzüm gibi koparmamam için Bana iyi bir sebep söyle!
أعطني سبباً وجيهاً واحداً حتّى لا أقشّرك كالعنب

Onu sokak pantomimcisi yapıyor. Şu an kafana sıkmamam için Bana iyi bir neden söyle.
أعطني سبباً وجيهاً واحداً يجعلني لا أضع رصاصة في رأسك الآن.

Bize söylememek için eminim geçerli bir nedeni vardır.
أنا واثق من أن لديه سبباً وجيهاً لإخفاء الأمر عنا

Bu, boşanmak için geçerli bir sebep değil.
و لكن هذا ليس سبباً وجيهاً للطلاق.