| Nasıl işlevsel olacaklarını bilen insanlar arasında kendinizi canavar gibi hissedersiniz. | TED | تشعُر وكأنك وحشٌ بين البشر الذين يعلمون كيف يتعاملون معًا. |
| Onu yoğun sisle çevrili büyük bir kuşa benzeyen canavar olarak canlandırıyoruz. | TED | فقُمنا بتصويره كأنه وحشٌ طائرٌ وضخم، يُحيط به ضبابٌ كثيف. |
| Kocaman bir canavar olan Kendine Zarar Verme, su yüzeyinin hemen altında her zaman pusuda bekler. | TED | وهو وحشٌ ضخم يكمُن دائمًا في مكانٍ قريب تحت سطح الماء. |
| Bir canavarı avlamamız gerekiyor. Yolumuza çıkan diğer şeyleri de. | Open Subtitles | لدينا وحشٌ لنصطاده وأي شئ آخر يعترضُ طريقنا |
| Peşlerinde oldukları şey kutuplarda yaşayan gerçek bir canavar. Grönland köpek balığı. | Open Subtitles | والذي يُلاحقونه هو وحشٌ بحري شمالي حي ، قرش اليابسة الخضراء |
| Beni kurtarabileceğini düşündün. Ama tek yaptığın bir canavar yaratmaktı. | Open Subtitles | ظننتِ أن بإمكانَكِ إنقاذي جُلَ ما فعلته، هو إنشاء وحشٌ آخر |
| Bu gölde sadece balık yiyen canavar yaşıyormuş. | Open Subtitles | هناك وحشٌ يأكل الأسماك يعيش في هذه البحيرة |
| - Çok iyiydi. - Çarpıştı iki canavar, duyuldu çığlıklar! | Open Subtitles | هذه جيده - لقد صنعا وحشٌ بواسطة مؤخرتينِ فقط - |
| Arka bahçemizde bir canavar var ve bu konuda hiçbir halt yapmıyorsun! | Open Subtitles | فهنالكَ وحشٌ في فنائنا الخلفي و أنتَ لا تفعل شيئاً لعيناً حيال ذلك |
| Vahşi bir canavar aldın yanına ve beni tımarladın ve beni şımarttın ve beni dizinin dibinde durmam için eğittin, ama bu beni köpek yavrusu yapmaz, Liv. | Open Subtitles | لقد تبنّيتي وحشٌ جامح، ورعيتيني و لاطفتيني وقمتِ بتدريبي لكي أجلس عند رجليكِ، |
| Eminim beni sikilemez bir canavar olarak görüyordur. | Open Subtitles | أنا متأكدةٌ من أنه يظن بأنّي وحشٌ لا يُضاجع |
| İnsanlar bir canavar olarak doğduğunu söylüyorlar ama bence kötü davranıldı ve dayak yedi. | Open Subtitles | يُقال أنّه وحشٌ منذ ولادته، لكني أظنّ التعرّض للتنمّر والضرب حولاه لوحشٍ. |
| Gel canavar, gel bili bili. Gel canavar, gel bili bili. | Open Subtitles | هُنا أيها الوحشُ، وحشٌ، وحشٌ هُنا أيها الوحشُ، وحشٌ، وحشٌ |
| Adam kalpsiz bir canavar. | Open Subtitles | إن الرجل وحشٌ قاسٍ عديم الرحمة |
| O bir canavar olduğu için değil onu sevdiğimiz için yapayım. | Open Subtitles | ليس لأنّها وحشٌ بلّ لأنّنا نحبها |
| Avcı Sınavı'nı hafife almışım. Bu heriflerin hepsi canavar. | Open Subtitles | "لقد أقللتُ من تقدير إختبارات الصيّادين، كلّ شخصٌ هنا وحشٌ في حد ذاته" |
| Yatağın altına baktığında orada canavar falan olmadığını kendi gözlerinle görürsün. | Open Subtitles | "تنظر أسفل السرير و ترى بنفسك عدم وجود وحشٌ أسفله" |
| Yani olumsuz duygulardan doğan bir iç canavara sahipseniz tek amaç sadece o canavarı öldürmek değil, aynı zamanda insanlar olarak karmaşık varlıklar olduğumuzu da anlamak. | TED | وبالتالي، إذا كان لديك وحشٌ بداخلك نشأ بسبب المشاعر السلبية، فلا بُد ألا يكون هدفك هو القضاء على ذلك الوحش فقط، بل أن تفهم أننا، البشر، كائناتٌ مُعقّدة التكوين. |
| Bir gece iliklerine kadar korkmuş ve kendini bir canavara çevirmiş. | Open Subtitles | وفي أحد الليالي ..افقده الخوف صوابه فقام بتحويل نفسه إلى وحشٌ مُرعب |
| Irak bir krallığı yakıp yıkan melun bir yaratık var! | Open Subtitles | ثمّة وحشٌ مخيفٌ يخرّب مملكةً بعيدة |
| Siz boktan bir canavarsınız! | Open Subtitles | أنت وحشٌ عاهرٌ لعين |