Kamusal ve özel fonlarla çalışıyor olup 100'den fazla iştirakçi ülkeye kanıt ve raporlar temin ediyorlar. | TED | ويتم تمويلهم بشكل عام وخاص وتقدم الأدلة والتقارير لأكثر من 100 دولة مشاركة. |
Tüm bu nedenlerden basit, güzel ve özel bir düğün olabilirdi. | Open Subtitles | تقدصين بأنها أسباب تجعلكِ تقررين الحصول على زفاف جميل، و بسيط، وخاص |
Ben de bunu sorarsın diye umuyordum. Burası çok pahalı olduğu için üzgünüm ama daha güzel ve özel, değil mi? | Open Subtitles | كنت آمل أن تقول هذا ، آسفة أن هنا غالٍ للغاية ، لكنة لطيف وخاص |
Kadın ve erkeğin arasındaki en derin yakınlık özel bir şeydir ve gizli kalmalıdır. | Open Subtitles | الشكل الأعمق للألفة بين رجل و إمرأة يجب ان يكون امر سري وخاص جدا |
Oh, güzel ve özel. Ne, şansım mı artıyor yoksa ne? | Open Subtitles | لطيف وخاص , هل حالفني الحظ أم ماذا ؟ |
Şu an gizli ve özel bir polis soruşturmasının ortasındayım. | Open Subtitles | لأني في وسط تحقيق شرطة، سري، وخاص. |
Ama Charlie o kadar tatlı ve özel ki. | Open Subtitles | ولكن شارلي انه ظريف وخاص جداً |
ve özel bir konu. | Open Subtitles | وهو أمر شخصي وخاص |
- "Gizli ve özel" Şahane değil mi? | Open Subtitles | -شخصي وخاص" ألسنا مُتأنقين؟" |
Aslında ben, en iyi kız arkadaşım için tamamen özel bir çizme arıyordum. | Open Subtitles | وانا في السوق فعلياً من اجل ان ابتاع زوج من الاحذيه مميز جداً وخاص لصديقتي الحميمة |
Şu anki biyolojik durumun bize özel bir araştırmaya neden oldu. | Open Subtitles | وضعكِ الطبي الحديث يتطلب... ِ بحث جديد وخاص |
- Bu bana ait çok özel bir Ramón damgası. | Open Subtitles | - - هل هناك .. هذا ملكى وخاص جدا الختم |