"وسأل" - Traduction Arabe en Turc

    • sordu
        
    • sorular sormuştu
        
    • sormuş
        
    • Diye soruyor
        
    Çocuğa üzerinde uyuşturucu bulunup bulunmadığını veya izin belgesi olup olmadığını sordu. TED وسأل الطفل فيما إذا كان يحمل أية مخدرات أو فيما لو كان يحمل رخصة.
    Üniversiteye matematiği bırakıp, onun yerine... felsefe dersleri verip veremeyeceğini sordu. Open Subtitles وسأل الجامعة إن كان باستطاعته التنحي عن تدريس الرياضيات وتدريس الفلسفة عوضاً عنها.
    Şu beyaz herif gece 1'de geldi ve alkolikler için indirimimiz olup olmadığını sordu. Open Subtitles رجل أبيض دخل علينا الساعة الواحدة وسأل إن كان هناك تخفيضات على الكحول
    Prensin ortalıktan kaybolmasıyla ilgili sorular sordu. Open Subtitles وسأل بعض الاسئلة عن أمير أختفى عن الأبصار
    Evet, topallayan bir adam gelip... bir ay önce taşlar hakkında sorular sormuştu. Open Subtitles نعم، كان هناك رجل يعرج جاء إلى هنا منذ شهر وسأل عن الأحجار
    Ve Basından biri Steve Ballmer'a... kod kaynaklarını açıp açmayacaklarını sordu. Open Subtitles "وسأل أحد الصحفيين "ستيف بالمر اذا كان يريدون جعل برامجهم مفتوحة
    Biri gidip Carol'a yardıma ihtiyacı olup olmadığını sordu. Open Subtitles وذلك عندما خرج أحد موظّفينا وسأل كارول إذا إحتاجت أي مساعدة
    Tamam, şu anda çok endişeliyim. Şef az önce aradı ve burada olup olmadığını sordu. Open Subtitles حسناً، الآن أنا قلقة، الكابتن إتصل لتوه هنا، وسأل إن كنتَ هنا
    Beni aradı ve sandalye ile yatağın fiyatını sordu. Open Subtitles اتصل وسأل عن السعر للسرير و الكرسي المتحرك
    Demin sen yokken uyandı. Seni sordu. Open Subtitles لقد أستيقظ باكراً عندما لم تكن هنا، وسأل عنك.
    O arada bir müşteri geldi ve çok doğal göründüğümü söyleyerek "makyajını kim yapıyordu acaba" diye sordu. Open Subtitles ومن ثم جاء زَبُون وظن أننى أبدو طبيعية جدا وسأل عن من وضع لى الزينة
    Hasodabaşı herkesi toplayıp bu iş nasıl oldu diye, tek tek sordu. Open Subtitles ‫جمّع المسؤول عن الجناح الجميع‬ ‫وسأل عن طريقة تنفيذ العملية‬
    Ve sonra, taksi çağırdık... ondan sonra da, bir limuzin şoförü yanıma geldi ve sürmeyi isteyip istemediğimi sordu. Open Subtitles ومن ثم, ثم اردت سيارة تكسي. وبعد ذلك, توقف سائق ليموزين وسأل إذا كنت أرغب في ركوب.
    Evet, arayıp kaçta buluşacağımızı sordu, ben de söyledim... Open Subtitles اجل,ويس اتصل وسأل عن وقت اللقاء وانا خبرته
    10 yıl kadar önce babanla birlikte üzerinde çalıştığımız bir projeyi sordu. Open Subtitles وسأل عن مشروع والدك وعملت على قبل عقد من الزمن.
    Kuzey Toprakları polisi uğrayıp seni sordu. Open Subtitles شرطيُّ المقاطعة الشمالية جاء هنا, وسأل عنك.
    Geçen gün formları dolduruyormuş ve bana penisiline alerjisi olup olmadığını sordu. Open Subtitles أجل، كان يملأ الاستمارات اليوم الماضي وسأل إن كان عنده حساسية من البنسلين
    Scott Adams bizimle karşılaştı ve bize Dilbert için nihai çalışma hücresinin tasarımına yardım etmek ister miyiz diye sordu, ki bu kulağa çok eğlenceli geliyordu ve biz bunu kaçıramazdık. TED سكوت أدامز التقى بنا وسأل إن كنا متحمسين لتصميم مساحة العمل المثلى لديلبرت، والذي بدا كشيء ممتع وبهذا فلا يمكننا التفريط فيه.
    Evet, topallayan bir adam gelip... bir ay önce taşlar hakkında sorular sormuştu. Open Subtitles نعم، كان هناك رجل يعرج جاء إلى هنا منذ شهر وسأل عن الأحجار
    İyi olup olmadığını ve neden ağladığını sormuş. Open Subtitles لقد سأل ان كانت بخير وسأل لماذا تبكي
    Çünkü adam tüm denizleri dolaşıyor ve her tanıştığı kadına "Altı ay sonra nerede olacaksın?" Diye soruyor. Open Subtitles لماذا ؟ لأنه عبر السبعة أبحر وسأل كل امرأة قابلها أين ستكونين خلال الستة أشهر القادمة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus