Seni bugün, meslektaşlarından birinin hayatını almanı isteyerek tahmin bile edilemez durumlara soktum. | Open Subtitles | وضعتك فى موقف لا يمكن تصوره اليوم عندما طلبت منك قتل أحد زملائك |
Seni bu duruma ben soktum Eve, senin için iyi olan hiçbir zaman yapamadım. | Open Subtitles | أنا وضعتك فى ذلك الموقف لن أستطيع أن أعوضك عن ذلك أبدا |
Başını belaya soktuğum için özür dilerim ama hey, dostlar ne güne duruyor? | Open Subtitles | اسف على هذة التفاهات التى وضعتك بها, لكن هاى0000 لماذا يكون الاصدقاء؟ - |
Ama üzgün olduğumu söylemek istiyorum , ...seni içine soktuğum şey için.. | Open Subtitles | لكنى أود أن أقول إنى آسف لما قد وضعتك فيه |
Seni çok büyük tehlikeye attım seninle bir daha konuşmayarak ve çekip giderek buna son vermeliyim. | Open Subtitles | ، لقد وضعتك في خطر محدق و يجب أن أنهي الأمر بالإبتعاد و عدم التحدث معك ثانية |
Seni bu birime getirdim çünkü bu işi ne kadar çok istediğini biliyordum. | Open Subtitles | انا وضعتك فى وحدة تحليل السلوك انا علمت كم اردتى هذا بشدة |
Hayvanları idare edişiniz sizi Tepeye yerleştirecek. | Open Subtitles | طريقة تعاملك مع الحيوانات الأليفة وضعتك على القمة |
"ve komaya soktu, rüyanda köpek olarak ıssız bir adada olduğunu görüyorsun." | Open Subtitles | كهربتك و وضعتك في غيبوبة و أنت تحلم أنك كلب على جزيرة |
Seni olabildiğince uzakta olabilmek için, tuvalet görevine verdim. | Open Subtitles | لقد وضعتك فى مهمة المرحاض لكى تبقى بعيدا عنى |
Biliyorum, seni zor duruma düşürdüm ve sen de bunu sorun etmedin bu yüzden... | Open Subtitles | لقد وضعتك بموقف صعب و كنت جيّدة مع ذلك لذا .. |
Sadece tüm suç başıma kalmasın diye seni kullandım. | Open Subtitles | لقد وضعتك بوضعيات وكأنك تفعل ذلك لأني لم أرد أن أتحمل اللوم لوحدي |
"Diğerlerine yardım etme yolundaki amacını istismar ettim ve seni her doktorun kabusu olabilecek bir duruma soktum." | Open Subtitles | التعهد بمساعدة الآخرين و وضعتك في وضع.. يشكل كابوساً لكل طبيب |
"Diğerlerine yardım etme yolundaki amacını istismar ettim ve seni her doktorun kabusu olabilecek bir duruma soktum." | Open Subtitles | التعهد بمساعدة الآخرين و وضعتك في وضع.. يشكل كابوساً لكل طبيب |
Seni bu duruma ben soktum, biliyorum. Bunun için pişmanım, inan bana. | Open Subtitles | أنا أدري بالموقف الذي وضعتك فيه أنا أشعر بالسوء، صدقيني |
Seni yeterince tehlikeye soktum, bana gerçekten nazik davrandın. | Open Subtitles | لقد وضعتك في خطر كفاية و انت كنت لطيفاً جداً معي |
...seni sıkıntılı bir duruma soktuğum için özür mahiyetinde. | Open Subtitles | وهو اعتذار بالمناسبة لأنني وضعتك في موقف محرج |
Başaracağız." Ve Bassem Doaa'ya dedi ki, "Seni bu duruma soktuğum için çok üzgünüm aşkım. | TED | سوف ننجح" قال لها: " آسف يا حبيبتي لأني وضعتك في هذا الموقف.. |
Dün gece senden benim için yalan söylemeni istemekle seni zor bir duruma soktuğum için özür dilerim. | Open Subtitles | ليلة أمس، يطلب منك ي لي... أنا آسف وضعتك أبدا في ذلك الموقع. |
Sen bana yardım etmeye çalışıyodun, ve ben seni bunca şeyin ortasına attım. | Open Subtitles | لقد كنت تساعدنى وانا وضعتك فى وسط كل هذا , انا اسف |
Gelip seni oradan aldım, kulüpten dışarı taşıdım, arabaya getirdim. | Open Subtitles | انا من حملتك خارج الملهى و وضعتك فى السيارة |
- sizi oraya çıkartırsam doğruyu söylemeyecek misiniz? | Open Subtitles | أنتى لن تقولى الحقيقة اذا وضعتك على المنصة؟ أنا لا أعرف ما هى الحقيقة |
Sabre yazıcının güç kablosu seni komaya soktu. | Open Subtitles | الكهرباء في طابعتك كهربتك و وضعتك في غيبوبة |
Davayı sana verdim. | Open Subtitles | لقد وضعتك عليها ولما قد يهمنّي هذا الأمر ؟ |
Bugün için kusura bakma. Seni zor duruma düşürdüm sanırım. | Open Subtitles | متأسفه جدا، لابدّ اننّي وضعتك في موقف حرِج |
Kirli işlerimi yapasın diye seni yarattım. | Open Subtitles | وضعتك على الأرض لتهتم بعملي القذر |