"وفى نفس" - Traduction Arabe en Turc

    • aynı
        
    • Bu arada
        
    Ve aynı sebepten dolayı, çözüm açıktır, çünkü bu, insan doğasını değiştirmekle alakalı değildir. TED وفى نفس الجزء، الحل أصبح واضح، لأن هذا ليس واضح، من ناحية، عن تغيير الطبيعة الإنسانية.
    Yaşam için vazgeçilmez olan aynı zamanda yaşam için zararlı mı? Open Subtitles هل هذا الشئ الذى لا غنى عنه للحياة وفى نفس الوقت يؤذيها؟
    İkizim ve ben tam olarak, aynı yerde ve zamanda sadece birkaç dakika farkla doğduk. Open Subtitles أنا وتوأمى هذا وُلدنا فى نفس المكان وفى نفس الوقت بالضبط
    aynı tekne, aynı depo... İşleri tıkırındaymış. Open Subtitles على نفس القارب وفى نفس المخزن وقد مضى كل شىء على ما يرام
    Bu arada, dikkatli olun, hazır durumda bekleyin size sıra gelirse diye. Open Subtitles وفى نفس الوقت ابقوا صامتين وجاهزين إذا حان وقتكم
    Ailenin bir ferdi olup, aynı zamanda da bir yabancı olabilir. Open Subtitles ربما يكون فرد من العائله وفى نفس الوقت غريبا
    Evde alışveriş yapıyoruz, Web'de sörf yapıyoruz fakat aynı zamanda kendimizi boşlukta ve birbirimizden daha çok kopmuş hissediyoruz. Open Subtitles نحن نتسوق فى البيت ونتصفح الانترنت وفى نفس الوقت نشعر بالفراغ وننهش ببعضنا البعض اكثر من اي وقت مضى في تاريخ البشريه
    aynı zamanda, on milyon dolarlık ödülü alacaksınız. Open Subtitles وفى نفس الوقت ستحصل على جائزة تقدر بعشرة ملايين دولار
    aynı zamanda, on milyon dolarlık ödülü alacaksınız. Open Subtitles وفى نفس الوقت ستحصل على جائزة تقدر بعشرة ملايين دولار
    Fakat sonra, ay göreviyle aynı zamanlarda, tümü ateşli Newtoncu küçük bir biliminsanı gurubu.. Open Subtitles ولكن بعد ذلك وفى نفس أثناء مهمة بعثة القمر مجموعة صغيرة من العلماء من تابعى نظريات نيوتن
    Ama aynı zamanda çok büyük bir şok yaşadılar. Open Subtitles لكن وفى نفس الوقت كانت هناك صدمة هائلة في داخلهم
    aynı zamanda da etlerinin bedenlerinden ayrıldığını görebildiğim bu insanların kim olduğunu öğreniyordum. Open Subtitles وفى نفس الوقت كُنتُ أَعرِف منْ كان هؤلاء النّاس، والذي يُمكنني أن أري لحمُهم يُمزّق من أجسادِهِم.
    Hem aynı zamanda eve göz kulak olan biri olur dedim. Open Subtitles وفى نفس الوقت مراقبة المنزل لحماية استثمارك
    Ama aynı zamanda manyak ve paranoyak biri gibi duruyor. Open Subtitles وفى نفس الوقت يبدو كمعتوه مُصاب بجنون العَظَمة.
    aynı süre için Lawrence, şoför, o da tatile gönderildi. Open Subtitles وفى نفس الوقت ,اعطى السائق اجازة
    Ve aynı gece San Francisco' ya uçtun ? Open Subtitles وفى نفس الليلة سافرتى الى سان فرنسيسكو؟
    Fransız şair François Le Métel de Boisrobert'in öldüğü yılla aynı. Open Subtitles وفى نفس السنة فقد العالم الشاعر الفرنسى "Franأ§ois le Mأ©tel de Boisrobert"
    Ilizarov cihazı kemiği stabilize eder ve aynı zamanda, eğer başarılı olursa ki olup olmayacağı hiç belli olmaz, kemiği iki tarafından çekerek uzamasını sağlar. Open Subtitles " جهاز التثبيت " إليزاروف وفى نفس الوقت إذا ما نجح الأمر سنقوم بسحب العظام بكلتا الإتجاهين
    Zerakem onun geliştirdiği yöntemi hemen hemen aynı zamanda geliştirmişti. Open Subtitles لقد طورة "زاكريام" نفس العمليه التى فعلتها وفى نفس الوقت إنها مصادفه
    Bu arada beni evliliğin saçmalığına inandırarak yetiştirdin. Open Subtitles وفى نفس الوقت كان على أن أنضج على يدك و تخبرينى أن الزواج مجرد هراء
    Oh, Bu arada, inanılmaz bir şeyi keşfettim. Open Subtitles وفى نفس الوقت وفى نفس اوقت إكتشفت شىء ما مدهش جداً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus