"وفي الوقت" - Traduction Arabe en Turc

    • arada
        
    • zamanda
        
    • bu esnada
        
    • Ve zamanla
        
    • Bu sırada da
        
    • zamanında ve
        
    Bu arada, azınlık grupları sıklıkla diğer tarafın nefret, hoşgörüsüzlük ve dar kafalılığıyla karşılaşıyor. TED وفي الوقت نفسه ، لا ترى الأقليات في معظم الوقت من الجانب الآخر سوى الكراهية والتعصب وضيق الآفق
    Bu arada, zehirli ok kurbağaları da kendi toksinlerine direnç geliştirmişlerdir, ancak farklı bir mekanizma yoluyla. TED وفي الوقت ذاته، طورت الضفادع السامة مناعتها ضد السموم التي تنتجها، ولكن من خلال آلية مختلفة.
    Bu arada zihnim kendini tekrar örmeye başladı. TED وفي الوقت نفسه، بدأ عقلي يحيك نفسه إلى ماكان عليه من جديد
    Bu muhteşem şeylerin tamamını topluluk üyelerimiz için yapıyoruz ve aynı zamanda, müşterilerimize para cezası ve harçla karşılık veriyoruz. TED نحن نقوم بكل هذا العمل الرائع لأفراد مجتمعنا وفي الوقت نفسه، نواجه ذلك عن طريق فرض غرامات ورسوم من زبائننا.
    bu esnada B hücresi ve yardımcı T hücresi antikor denilen özel proteinleri üretmeye başlamak için eşsiz antijenlerden edindiği bilgileri kullanır. TED وفي الوقت نفسه، تقوم الخلايا البائية والخلايا التائية المساعِدة باستخدام المعلومات المجمّعة من المستضَدّات الفريدة لبدء إنتاج بروتينات خاصة تدعى الأجسام المضادة.
    Fakat bizim dualarımızı işitecek Ve zamanla tapınak temizlenecek ve Tanrı geri dönecek. Open Subtitles لكنه سيسمع صلواتنا، وفي الوقت المناسب، سيتم تطهير المعبد وسيعود الله.
    Bu sırada da, aptal çocuğun öğretmeni kadının öldüğü gece birkaç köpek tarafından parçalanarak öldürülüyor. Open Subtitles وفي الوقت نفسه، مُعلم الفتى الديني هجم عليها قطيع من الكلاب البرية في ليلة موتها
    Bu arada büyüme ve gelişmenin yapı taşları olan protein ve amino asitler, his ve davranışlarımızı idare eder. TED وفي الوقت نفسه، فالبروتينات والأحماض الأمينية، المواد الغذائية البانية للنمو والتطور، تتحكم بشعورنا وتصرفنا.
    Bu arada, okyanusta, yüzey akımlarının arkasındaki ana kuvvet rüzgârdır. TED وفي الوقت نفسه، في عرض البحر، تعتبر الرياح المحرك الرئيسي للتيارات السطحية.
    Bu arada, başarılı bir şekilde yeni antibiyotikleri piyasaya süren Amerikan şirketi Achaogen gibi küçük şirketler hala iflas ediyor. TED وفي الوقت نفسه، الشركات الأصغر التي نجحت في إنتاج مضادات جديدة غالباً ما تفلس، مثل الشركة الأمريكية أوكياجن.
    Evet, bu arada dışarı çıkmış bile. Open Subtitles نعم، حسنا، وفي الوقت نفسه يذهب إلى الخارج
    Bu arada, bedenini sanatın hizmetine sunuyorsun! Open Subtitles وفي الوقت نفسه, انت تجعل من جسدك في خدمة الفن
    Bu arada sıkıyönetimi de sizlere duyuruyorum. Open Subtitles وفي الوقت نفسه، إنني أعلن عودة الأحكام العسكرية
    Bu arada, bana dikkat edersen iyi olur, yoksa pişman olursun. Open Subtitles وفي الوقت نفسه، هل سيكون أفضل علم لي لأنني أتمنى لكم سوء.
    Bu arada sen ve karın her şey normalmiş gibi davranmalısınız. Open Subtitles وفي الوقت نفسه أنت وزوجتك يجب أن تتصرفا كما لو كل شيء طبيعي ولا تناقش هذا مع أي شخص
    Bu arada, o istediğini görmekte... özgür. Open Subtitles وفي الوقت نفسه؛ هي مطلقة السراح لمعرفة لمن تريد
    Bu arada Samantha, Domonic'i mümkün olduğu kadar zorluyordu. Open Subtitles وفي الوقت نفسه، سامانثا تبذل دومينيك من الصعب ممكن.
    Aynı zamanda, şahsına yapılan kişisel ve profesyonel saldırılar gitgide artıyordu. Open Subtitles وفي الوقت ذاته، ذاته ومهنته اللذان انقضّا عليه صارا أكثر شراسة.
    Teklifleri geri çeviriyorum. Aynı zamanda bu lanet eve tıkılıp kaldım. Open Subtitles رفضت عروض، وفي الوقت نفسه أنا عالقة في هذا البيت السخيف
    Aynı zamanda acil durumlara müdahaleden de mahrum bırakılmış oldum. Open Subtitles وفي الوقت نفسه ، تم أخذي من طوارئ حقيقية محتملة
    bu esnada Rivera ile ilişkisi çalkantılıydı, iki tarafta da sadakatsizlik vardı. TED وفي الوقت نفسه، كانت علاقتها مع ريفيرا مضطربة، تحددت بالخيانة الزوجية من كلا الجانبين.
    Yeni arabalar için bir mağaza açacağız Ve zamanla üretime geçeceğiz. Open Subtitles سنفتتح محلاً لبيع السيارات الجديدة عندما نستطيع وفي الوقت المناسب سنبدأ بإنتاج السيارات
    Bu sırada da Boyle ile çalışacaksın. Open Subtitles وفي الوقت الحالي ستعمل مع بويل
    Hâlen işini zamanında ve eksiksiz yaparak bu paranın altında kalmayacağını bekliyorum. Open Subtitles ما زلت أتوقع منك سداد القرض على ان يدفع كاملا وفي الوقت المحدد.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus