"وفي ذلك" - Traduction Arabe en Turc

    • ve o
        
    • Ve bu
        
    • İşte o
        
    • İşte ancak o
        
    • sıralarda
        
    • o zamanlar
        
    ve o zaman, bana yumurta ve domuz rostosu koydu... Open Subtitles وفي ذلك الوقت, وضع البيض ولحم الخنزير المشوي في طبقي
    ve o tarihlerde, yeni bir yapının inşasında yerli materyaller kullanılırdı. Open Subtitles وفي ذلك الوقت, المواد الأصلية ربما استخدمت عند بناء هيكل جديد
    O sırada, ses modaydı Ve bu bana darbe yaptı ... TED وفي ذلك الوقت، كان الصوت يميل وهذا إذهلني كثيراً..
    Ve bu kadarlık bir hafızaya birileri tam teşekküllü bir uçuş simülasyonu programlamıştı. TED وفي ذلك الحجم من الذاكرة برمج أحدهم محاكي كامل للطيران
    İşte o gün demir alan hayallerimi ne fırtınalar ne de deniz canavarları rotadan saptıramadı. Open Subtitles وفي ذلك اليوم، وُجِّه قاربي على الطريق بأنّ لا العاصفة والسفينة الضخمة سوف توقفني.
    İşte ancak o gün, adamın gerçek yüzünü görürsünüz." Open Subtitles وفي ذلك اليوم ، سوف تقابل هذا الإنسان أخيراً "
    Bu sıralarda hayvanlarla ilgili araştırmalar saldırganlığa ve rakabete odaklanmıştı. TED وفي ذلك الوقت كان التركيز في الكثير من أبحاث الحيوانات حول العدوانية والتنافسية.
    o zamanlar, 15 yıl önce, canlı bir beynin içine bakma ve yaşam süresi içerisindeki gelişimini takip etme imkanına sahip değildik. TED وفي ذلك الوقت ، أي قبل 15 عاماً، لم يكن لدينا القدرة على النظر داخل دماغ إنسان حيّ ومتابعة التطور خلال حياته.
    ve o gün, senin gibi genç Amerikalılar gerçek özgürlüğü ele geçirmeliler. Open Subtitles وفي ذلك اليوم، الشباب الأميركيين مثلك يجب ان يغتنموا الفرصة للحرية الحقيقية
    ve o gün deniz fenerinin dışındaki yolun sonuna kadar yağmurda yürüdüm. Open Subtitles اوه لا وفي ذلك اليوم مشيت إلى ان وصلت المناره في المطر
    ve o yaşta dünyayı değiştirmek üzerinde düşünmüyordum; TED وفي ذلك الوقت, لم اكن افكر في تغيير العالم,
    ve o zamanlar, depresyonla ilgili çok az şey biliniyordu. TED وفي ذلك الوقت، لم يكن الأطباء يعرفون الكثير عن مرض الاكتئاب
    ve o zamanlar bu, bir mesajı bir kerede pek çok kişiye ulaştırmak için en iyi yöntemdi TED وفي ذلك الوقت، كانت هذه أفضل طريقة لإرسال رسالة لأناس كثيرين جميعهم مرة واحدة.
    ve o zaman onun görüşlerinde biraz şüphecilik vardı. TED وفي ذلك الوقت كان هناك قليلاً من التشكيك في وجهات نظره.
    Ve bu deneyim içinde onlara çocuk olabilecekleri bir zaman sunuyoruz. Yani, aşırı programlanmış hayatlarında eksik olan bir şeyi. TED وفي ذلك السياق، يمكننا تقديم الوقت للأطفال شيئاً يبدو قليلاً في المعروض في حياتهم المليئة بالأشغال
    Ve bu süre içinde Wisteria Lane'deki tüm kadınların düşmanı haline gelmişti. Open Subtitles وفي ذلك الوقت أصبح عدوا لكل امرأة في ويستيريا لين
    Ve bu zaman zarfında iki buçuk metre boya ulaşırlar. Open Subtitles وفي ذلك الوقتِ يَنْمو إثنان و نِصْف بِطولِ أمتارٍ.
    Gittikleri zaman bir zaman aralığı doğacak. İşte o vakit harekete geçeceğiz. Open Subtitles سيكون هناك وقت مناسب عند مغادرتهم وفي ذلك الوقت سوف نتحرّك
    İşte o zaman başka bilim kurgu kabusları gerçeğe dönüşebilir: serserileşen kalın kafalı robotlar veya kendi beynini yaratan ağlar hepimizi tehdit eder. TED وفي ذلك الوقت كوابيس الخيال العلمي الأخرى قد تتحول إلى حقيقة: روبوتات غبية تصبح شريرة، أو شبكة تطور عقلها بنفسها تشكل تهديدا لنا جميعا.
    İşte ancak o zaman, içindeki Seksi Noah'ı ortaya çıkarırsın. Open Subtitles وفي ذلك الحين ستحوّل نفسك إلى "نواه" الشقي.
    Bu sıralarda genomlarını dizilimlemek mümkün bir hâle geldi; görünmeyene bakabilecek ve genetik oluşumlarını inceleyecektik. TED وفي ذلك الوقت، أصبح من الممكن ترتيب تسلسل الجينوم الخاص بهم والنظر إلى تركيبتهم الجينية.
    derlerdi. Ben de o zamanlar, kafatası iskeletlerinin bilimsel toplanışının tarihi üzerinde çalışıyordum. TED وفي ذلك الوقت، كنت أعمل في قسم التاريخ الخاص بالمجموعات العلمية عن الجماجم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus