Sizi birisi sormuştu. Ona borcunuz olduğunu söyledi ve Müdür Beyi aradı. | Open Subtitles | لقد جاء الى الجنازة رجل ما وقال أن دينك دفعه الشخص الخطأ |
Hapishanelerde içinde bulundukları durumu düşünmek istemeyen bir esirmiş gibi insanların olduğunu söyledi. Çünkü bu çok acı vericiydi. | TED | وقال أن هنالك في السجن أُناسٌ مثل العبيد، لا يحبون التفكير في أحوالهم، لأنها شديدة الألم. |
Mezarın çok büyük bir hazine barındırdığını, bunun ise sadece ufak bir parçası olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال أن المقبرة تحتوى على كنز ضخم وهذه جزء ضئيل منه. |
Dediğine göre, sana olan tutkusu delilikmiş. | Open Subtitles | وقال أن العاطفة التي كان يشعر بها نحوك ما هي إلا هوى طارئ |
Onun Dediğine göre bir adam bunun içinde kaybolabilir. Ve bir daha kimse ondan haber alamaz. | Open Subtitles | وقال أن الرجل قد يتيه هناك ولا يسمع عنه ثانية. |
Komutan bu sabah uçtu ve bir sorun olmadığını söyledi. | Open Subtitles | القائد حلق بها هذا الصباح وقال أن لا يوجد مشكلة |
Bir ilaç firmasında danışmanlık yapıyor,... .. bana ilgi çekici bir iş teklifinin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وهومستشارلشركةأدويةكبرى . وقال أن لديه مهمة مثيرة للاهتمام لي |
Kronos gemisiyle geldi ve gezegenimizin onun iktidarı altında olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كرونوس جاء بسفينتة وقال أن كوكبنا وقع ضمن سيطرته |
Sizinle özel olarak konuşmak istiyormuş ve acil olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يحتاج للتحدث معك على إنفراد وقال أن الأمر عاجل |
Randevularını sorduğumda özel olduğunu söyledi. | Open Subtitles | سألته عن حياته العاطفية وقال أن ذلك أمر خاص |
Onu kablo istiflerken yakaladık. Ev projesiyle ilgili olduğunu söyledi. | Open Subtitles | مسكناه متلبساً في تخزينها وقال أن هذا من أجل مشروع منزلي |
Ona sordum, panikledi, çok fazla detay olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد سألته,اهتاج غضبا وقال أن هناك الكثير من التفاصيل |
O iyi. Arabana bir şey olduğunu söyledi. | Open Subtitles | إنه بخير، وقال أن ثمة شيئاً ما حصل لسيارتكِ. |
Dün bir falcıya gittim annemin biriyle olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بالأمس ذهبتُ الى عرّاف, وقال أن والدتك لديها رجل. |
Bizi yaklaşık bir saat önce çağırdı ve kafasının içinde güçlü bir vurma sesi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد طلبنا منذ ساعة، وقال أن هناك نقر بصوتِ عالِ في رأسه |
Maskotun Dediğine göre, önünüzde 31 çektirmişsiniz. | Open Subtitles | مهلا, وقال أن التميمة أدلى يا رفاق له قبالة النطر في أمامك. فهل هذا صحيح؟ |
Dediğine göre iki gece sonra Cumberland'ın doğum günü için bir kutlama olacakmış. | Open Subtitles | وقال أن بعد ليلتين من الآن سيكون هناك أحتفال بعيد ميلاد كمبرلاند |
Dediğine göre Kaptan Flint yeni dünya korsanlarının başıymış. | Open Subtitles | وقال أن القبطان (فلينت) هو الأكثر شرًا من قراصنة العام الجديد |
Ama şansı ters gittiğinde, bankaya haber verip, borçların gerçek olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لكن عندما تغير الحظ إتصل بحافظ حسابه وقال أن التهم مخادعة |