"وقلت له" - Traduction Arabe en Turc

    • ben de
        
    • ve ona
        
    • dedim ki
        
    • şöyle dedim
        
    • " dedim
        
    • söylemiştim
        
    • takmıyorsunuz diye
        
    • ve dedim
        
    • aradım ve
        
    ben de “Ama birileri bunlar için para ödemez mi?” diye sordum. Babam “Belki” dedi. Unutmayın, 10 yaşında – yani 34 yıl önce TED وقلت له .. هل يمكن ان نبيعها لاحد ما .. فقال .. ربما كنت في 10 من عمري فحسب .. واليوم وبعد 34 عاما
    ben de yumruk attım ve ona, arkadaş ya da değil, hemen o parayı hesaba geri yatırmasını yoksa bir daha yürüyemeyeceğini söyledim. Open Subtitles لذا قمتُ بلكمه، وقلت له صديق أو لست صديق، من الأفضل أن تُعيد تلك الأموال إلى حسابي، وإلاّ فإنّك لن تمشي من جديد.
    Onu aradım ve dedim ki, “Dinle, bir yarış koştum ve kazandım ve TED لقد اتصلت به وقلت له: اسمعني، لقد ركضت في اول سباقاتي وفزت و..
    Birkaç ay sonra ona ulaşıp şöyle dedim: ''Mark, sınıfıma gelmek ister misin? TED وبعد شهرين، اتصلت به، وقلت له: "أتحب أن تأتي إلى فصلي يا مارك؟
    En zengin müşterimin kim olduğunu sormuştu. Bankaları hiç sevmeyen ve evinde hiç durmayan biri olduğunu söylemiştim. Open Subtitles أجل سألني عن أكثر العملاء ثراءً وقلت له أنه لا يحب البنوك
    14 tane kapasitörü neden geri takmıyorsunuz diye... Open Subtitles وقلت له تحتاج إلى 14 حساس
    Ve ben de onları görmek üzere oldukları şeye yeterince hazırlamadığımızı söyledim. Open Subtitles وقلت له إنّنا لم نقم بتحضيرهم بما يكفي لِما كانوا سيستمعون إليه،
    ve ona dedim ki, "Bir yol bulalım, 10 çocuğu haftada bir kez dışarı çıkarabileyim ve yazın arazide bisiklete binelim." TED وقلت له .. جد لي طريقة استطيع أن .. أأخذ 10 أطفال مرة في كل اسبوع لكي أجول معهم في جولة على الدراجات الهوائية في الريف
    Yanına gittim ve ona ve inançlarına hayranlığımı belirttim ben ona teşekkür ederken o bana pavurya sevip sevmediğimi sordu. Open Subtitles جئت اليه وقلت له انني اقدره وما يؤمن به وعندما كنت اشكره سألني ما اذا اعجبني السراطين
    O gece, bütün eşyalarımı çantama koydum, babamın odasına girdim ve dedim ki: "Yarın sabah bir otobüs gelecek, TED في تلك الليلة حزمت امتعتي في حقيبة ومشيت لغرفة ابي وقلت له غدا صباحا الباص سوف يأتي
    Ona şöyle dedim: "Bay Brahimi, evrensel bir ateşkesi denemek sizce çılgınlık mı? TED وقلت له " سيد ابراهيمي هل الحصول على هدنة عالمية ضرب من الجنون ؟
    O gece ayakta dikilirken derin bir nefes aldım ve Deah'a bakarak şöyle dedim: "Seninle hiç bu kadar gurur duymamıştım." TED واقفين هناك في تلك اليلة أخذت نفسًا عميقًا ونظرت إلى ضياء وقلت له "لم أكن فخورة بك أبدًا أكثر من هذه اللحظة"
    "Daha önce ona yazdıklarımda İmparatorun görevime sempatiyle baktığını söylemiştim ama korkarım öyle değil." Open Subtitles لقد كتبت له مسبقا، وقلت له لقد بأنني وجدت الإمبراطور متعاطفا جدا لمهمتي لكن لاخوف من ذلك
    Adamın kucağına çıkıp Noel'de ne istediğimi söylemiştim. Open Subtitles لقد تسلقت على كتف ذلك الرجل وقلت له ماذا أريد كهدية في عيد الميلاد
    14 tane kapasitörü neden geri takmıyorsunuz diye... Çok şaşırdı ve bana sordu. Open Subtitles وقلت له تحتاج إلى 14 حساس
    Kavga etmekten usandım, bu yüzden avukatımı aradım ve talep ettiğin miktarda evlilik desteğini vermesini istedim. Open Subtitles لقد سئمت من الشجارّ لذا أتصلت بالمحامي وقلت له أن يسلمكِ طلباتكِ لنفقات الزواج

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus