"وليس قبل" - Traduction Arabe en Turc

    • önce değil
        
    • öncesinde değil
        
    • önce olmaz
        
    Gerekirse başvururuz ama gerekince, daha önce değil! Open Subtitles سنقوم به عند الضروره عند الضروره فقط وليس قبل ذلك
    Önce askerler çekilsin, öyle konuşuruz. Daha önce değil. Open Subtitles سأتحدث معهم بعد انسحاب الجنود وليس قبل ذلك
    Ben aç dediğimde açacaksın, daha önce değil. Open Subtitles عندما أطلب منكِ فتحها ! تفتحينها وليس قبل ذلك
    Anlaştığımız zaman olduğu yeri sizinle paylaşırım daha öncesinde değil. Open Subtitles سأطلعكم على مكانه عندما أحصل على عرض وليس قبل ذلك
    Bu yüzden daha önce olmaz. Open Subtitles وليس قبل ذلك
    Ama şimdi yapıyorsunuz, savaştan önce değil. Open Subtitles وأنت تفعل ذلك الآن، وليس قبل الحرب.
    Ama bunu şimdi yapıyorsunuz, savaştan önce değil. Open Subtitles وأنت تفعل ذلك الآن، وليس قبل الحرب.
    Bonnie, "derhâl" dediğimde 5 saniye önce demektir, iki saat önce değil. Open Subtitles (بوني), عندما أقول "فوراً"، فإنني أعني قبل خمسة ثواني, وليس قبل ساعتين
    Lassiterlar doğması gereken zamanda doğarlar, bir gün önce değil. Open Subtitles يصل أطفال آل (لاسيتر) في الموعد المُحدد، وليس قبل ذلك.
    Dönüş zamanı geldiğinde ... daha önce değil Kriechbaum. Open Subtitles ... عندما يحين موعد عودتنا "وليس قبل ذلك "كريشبيـم
    Zamanı geldiğinde ... daha önce değil, Kriechbaum. Open Subtitles ... عندما يحين موعد عودتنا "وليس قبل ذلك "كريشبيـم
    Bunun önce değil de sonra olduğunu nereden biliyorsun? Open Subtitles -كيف تعلم أنها كانت بعد وليس قبل ؟
    Nasıl oluyorda bunu bize daha önce değil de şimdi söylüyorsun? Open Subtitles كيف تخبرنا الآن وليس قبل ذلك؟
    Olmasa iyi olur çünkü kurul söylediğinde gideriz daha önce değil. Open Subtitles من الأفضل لك ألا تكون لأننا سوف نذهب عندما يقول المجلس وليس قبل ذلك !
    Almadan bir dakika önce değil. Open Subtitles ‫وليس قبل ذلك بدقيقة
    Bunun önce değil de sonra olduğunu nereden biliyorsun? Open Subtitles -كيف تعلم أنها كانت بعد وليس قبل ؟
    Kelly'i buraya getirdikten sonra ortamı kontrol edeceğiz, öncesinde değil. Open Subtitles سأقوم بإحضار كيلي لخارج الركود عندما يكون لدينا سيطره على بيئتها وليس قبل ذلك
    Bunu sabah uyandığımda düşüneceğim, saniye öncesinde değil. Open Subtitles سنتحدث عن ذلك عندما أسيقظ في الصباح وليس قبل ذلك.
    Hazır olduğunda, öncesinde değil Open Subtitles عندما كنت على استعداد، وليس قبل.
    Ondan önce olmaz. Open Subtitles وليس قبل ذلك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus