Mars elçisi çok mahcupmuş ve kongrede konuşmak istiyormuş. | Open Subtitles | يشعر السفير المريخى بالاسى ويريد ان يتحدث ألى الكونجرس |
Bir de çocuklar tüm yazı burada geçirmek istiyormuş. O yüzden bu konuyu konuşmalıyız. | Open Subtitles | ويريد الولدان قضاء الصيف هنا، لذا على الأرجح علينا مناقشة هذا الأمر |
Her konuda yalan söylemiş... şimdi de sözüne inanılmasını isteyen bir adam. | Open Subtitles | الرجل الذي كذب بشأن كل شيء ويريد الآن أن تؤخذ كلمته بصدق |
O inanılmaz bir deneyim yaşamak isteyen 23 yaşındaki bir çocuk. | Open Subtitles | إنه صبي في الثالثة والعشرين ويريد فقط أن يحظى بتجربة مذهلة |
Kendi silahı olmasını istedi. Ayrıca isimlerimiz yerine takma adlar kullanabilir miyiz diyor. | Open Subtitles | انه يريد مسدسه الخاص، ويريد أن يعلم اذا يمكن أن نستخدم أسماء مستعارة |
11 yıllık eğitimini tamamlamış, 12. sınıfı okumak istiyordu. | TED | أتم 11 سنة في المدرسة، ويريد أن يكمل عامه 12. |
Belki de yalnızca karısını kaybetmiş bir adamdır seninle yeniden başlamak istiyordur. | Open Subtitles | ربما يكون مجرد رجل فقد زوجته ويريد أن يبدأ من جديد معكِ |
Bir gün, delirmeden önceydi bana silahının tek arkadaşı olduğunu ve birlikte gömülmek istediğini söylemişti. | Open Subtitles | ذات مرة أخبرني بأن سلاحه هو صديقه الوحيد ويريد أن يدفن معه |
Senin aksine öğle yemeği randevunuzun harika gittiğini düşünmüş ve ilişkinizi biraz daha düşünmek istiyormuş. | Open Subtitles | فبخلافكِ, لقد ظنّ أن موعدكما على الغداء كان رائعًا، ويريد أن يكتشف مشاعركما إلى ما هو أبعد من ذلك. |
Kongre üyesi Furlong aradı, yüz yüze görüşmek istiyormuş. | Open Subtitles | السيناتور فرلنغ واتصل ويريد لقاء وجها لوجه. |
Pentagon'dan Albay Davis sizinle görüşmek istiyormuş. | Open Subtitles | إنه كولونيل يدعى ديفيس ويريد التحدث إليك من البنتاغون |
Ama hep hatırlayın, her birimiz bireyiz, kalbi atan bir insanoğlu, umursayan ve kendilerine özgü hayatlarını yaşamak isteyen. | TED | لكن تذكروا دائما، كل واحد منا هو فردٌ، إنسان يملك قلبا نابضا، يهتم ويريد عيش حياة حقيقية يريدها. |
Belki halen dışarda seni öldürmek isteyen birisi vardır. | Open Subtitles | ربما أحدهم مازال بالخارج ويريد قتلك أحد مازال بالخارج.. |
Cumaya kadar ödeme yapılmış ama daireyi şimdi isteyen birisi varmış. | Open Subtitles | ويريد أن يعرف لو بإمكانه المُضيّ قدماً وتأجير شقتها. |
Kendisi iyi bir çocuk. Bizimle o da gelmek istedi. | Open Subtitles | أنه فتي جيد للغاية ويريد أن يأتي للعمل أيضاً |
O zamana dek, bu gruptan bir öneri istedi. | Open Subtitles | من القمة الاقتصادية في آسيا الشرقية بعد 20 ساعة ويريد توصية من هذه المجموعة لدى وصوله |
Wald'u görmeye gidiyor. Mason'ın bilmesini istedi. | Open Subtitles | انه في طريقه الى والد ويريد ان يعلم ميسون بالامر |
Hırslıydı ve 40'ından önce yüzbaşı rütbesi almak istiyordu. | Open Subtitles | هو كان طموح ويريد أن يكون قائد قبل أن يبلغ الأربعون |
Korkmuştu ve kasabadan ayrılmak istiyordu muhtemelen Gracie ile birlikte. | Open Subtitles | هو خائف ويريد ترك البلدة، من المفترض مع جرايسي. |
Muhtemelen daha iyi bir iş bulmuştur ve sana sürpriz yapmak istiyordur. | Open Subtitles | ربما وجد وظيفة أفضل، ويريد أن بقدمها لكي كمفاجأة. |
Bana çok duygusal şeyler söyledi, yemekten tat alamadığını... ve üç çocuk istediğini. | Open Subtitles | وأخبرني عن كل تلك الاشياء عن انه لا يستطيع تذوق الطعام ويريد انجاب 3 اطفال |
Açıkçası korkuyormuş ve benimle tanışmak için biraz zamana ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | قائلاً أنه راوده التردد ويريد أخذ المزيد من الوقت قبل مقابلتي |
Erzakları israf etmeye ve istediği her şeyi yemeye çalıştı. | Open Subtitles | حاول ان يتخطى الحصص ويريد ان يأكل ما يريد فحسب. |
Bay Janoth bundan çok rahatsız oldu.' Görüşlerinizi duymak isteyecek. Oturun beyler, oturun. | Open Subtitles | ان السيد جانوث حزين جدا, ويريد افكار جديدة تفضلوا بالجلوس يا سادة |
Unger Akıl Sağlığı Enstitüsü'nün gururu, son lazımlığını boşalttı ve biraz eğlenmek istiyor. | Open Subtitles | رجل في أقوي صحة عقلية وبدنية وتخلص من كل شئ ويريد الإحتفال بشدة |