Çikolatanın şişmanlatması kabul edilemezdir Ama ben hakkımı yedim. Tahmin edin ne oldu? | Open Subtitles | من غير المقبول أن هذه الصدمة قد جعلتك غاضباً و لكنني سأدلي برأيي |
Her neyse seni tutmak isterdim Ama ben birini bekliyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أتمنى الانضمام اليك و لكنني حقاً أنتظر شخصاً |
3 çeşniyle birlikte getiriyorlar, Ama ben domates çeşnisi istiyorum. | Open Subtitles | . إنها تأتي بثلاث أنواع و لكنني أريد بطعم الطماطم |
- Sonunu merak edersin. - Fakat ben zaten biliyorum nasıl bittiğini. | Open Subtitles | و تريدين أن يعرف كيف تنتهي و لكنني أعرف مسبقاً كيف تنتهي |
Üzgünüm Ancak size kızınızın uyuşturucu sorunları hakkında sorular sormalıyım. | Open Subtitles | و لكنني أريد أن أسألكم عن مشكلات ابنتكم مع المخدرات |
Hayır, Ama bir yemek randevusu ayarlayabilirim tabi ingilizce konusmayı öğrendiğin zaman. | Open Subtitles | لا، و لكنني أود تحديد موعد الغذاء عندما تتعلّم كيف تتحدث الإنجليزية |
Hayır, henüz yok. Ama seni Ancak yakalanana kadar saklayabilirim. | Open Subtitles | لا ليس بعد و لكنني لا يمكنني التغطية عليك طويلاً |
Ama ben oldukça sıkıcı biriyim ve bununla gurur duyuyorum. | Open Subtitles | و لكنني شخصياً مملة للغاية و أنا فخورة جداً بذلك |
Sizi bilmem Ama ben her zaman solucan deliğini ya da boyutlar arası giriş kapısını bulmuş gibi hissederim. | TED | الآن، لا أدري عنكم و لكنني دائما أشعر أنني وجدت هذا الثقب أو هذا المدخل بين الأبعاد |
Ama ben, teknolojinin başka bir açıklamasıyla daha ilgiliyim. | TED | و لكنني كنت مهتما بتعريف آخر للتكنولوجيا |
Ama ben robotumun satranç oyuncusu gibi değil de, daha tezcanlı olmasını, hop diye işe katılmasını istedim. | TED | و لكنني اردت ان يكون روبوتي اقل من لاعب شطرنج و اكثر من منفذ يقوم بالنقر و يعمل معا |
Biliyorum başkaları daha kötüsüne de dayanır... Ama ben böyle zorlularla hiç karşılaşmadım... bu yüzden bunun hakkında konuşamam. | Open Subtitles | .أعلمأن الآخرينتحمّلواماهو أسوأ. و لكنني لم أرى قط أيّ شُهداء أو صرخات لذلك; |
Rakibim müşterilerimi kapmaya çalışıyor, Ama ben ilktim. | Open Subtitles | منافسيني اسرعوا في البناء و لكنني كنت الاسرع الناس مخلصين |
Belki emin olmak için fazla erken, Fakat sanırım katilimiz Çinli. | Open Subtitles | ربما من المبكر تأكيد هذا و لكنني أظن أن القاتل صيني |
Fakat, size daha fazla anlam ifade edeceğini bildiğimden bunu siz almalısınız. | Open Subtitles | و لكنني أعرف أنها ستعني أكثر بالنسبة لكم و يجب أن تأخذوها |
Ben sizlere dünyanın çok olumlu bir imajını gösterdiğim için eleştirildim, Fakat bunun böyle olduğunu düşünmuyorum. | TED | لقد تم إنتقادي لأنني أريكم صورة إيجابية مبالغ فيها للعالم, و لكنني لا أعتقد أنه كذلك. |
Ancak hiç felsefemin tüm bu yönlerini bir anda test etmek zorunda kalmamıştım, ta ki geçen ocak ayına dek. | TED | و لكنني لم أضطر أبدا سابقا لوضع جميع هذه الجوانب لفلسفتي تحت الإختبار مرة واحدة حتى شهر يناير الماضي. |
Bana verdiğin harita vardı Ama bir şey anlamadım. Bunu sen mi yaptın? | Open Subtitles | معي تلك التي اعطيتني اياها و لكنني لم افهمها |
Çok zayıf görünüyorsun Ama seni gördüğüme sevindim. | Open Subtitles | أنت تبدو نحيفا للغاية و لكنني مسرورة لرؤيتك علي اي حال |
Seni de özlüyorum demek istemem Ama sana karşı kötü hislerim olmadı. | Open Subtitles | و لا أقصد أنني أفتقدك أنت بدوركي أيضا و لكنني لا أحمل أي مشاعر سيئة تجاهكي |
Bir kaç şey aldım, yani, neler isteyeceğini tam olarak bilmiyorum ama, o kadar heyecanlıydım ki her şeyden yedişer tane aldım. | Open Subtitles | لقد حزمت لك بعض الأغراض أقصد أنا لم أعرف ما الذي تريديه بالضبط و لكنني كنت متحمساً و حزمت كل شيء تقريباً |
Ona kimi zaman tokat atmak istemiş olabilirim Ama onu ben öldürmedim. | Open Subtitles | قد أكون فكرت بصفعه بين الحين و الأخر و لكنني لم أقتله |
Yani, bilgisayarlar bana göre değil, ama anlıyorum. | Open Subtitles | أقصد بان الحواسيب ليست من أجلي و لكنني أفهمها |