Eşek şakası yapan ya da kavga eden, geceyi hücrede geçirir. | Open Subtitles | من يتحرش أو يتشاجر فى المبنى سيقضى ليلة فى الحبس الإنفرادى |
Ve beni sevdiniz çünkü kavga etmediğiniz... tek kişi bendim, biliyor musunuz? | Open Subtitles | و أنتم تحبوني لأني الشخص الوحيد الذي لا يتشاجر معكم , أتفهمون؟ |
Ben kavga etmeye bayılıyorum! Eskisi gibi, o zamanlar ne kavga ediilirdi. | Open Subtitles | أحب المشاجرات ذلك يذكرني بالأيام الخوالي عندما كان يتشاجر في الشارع |
Ufak çaplı bir oyun yüzünden kavga çıkmış. O da silah çekmiş. | Open Subtitles | كان يتشاجر على 10 دولارات من المقامرة فسحب المسدس |
Bir ilişkinin ilk birkaç ayında kimse kavga etmez. | Open Subtitles | على الإطلاق؟ لا يتشاجر أحد في الأشهر الأولى من العلاقة |
Karı koca para yüzünden hep kavga ediyormuş. | Open Subtitles | يتشاجر الأزواج دائماً بشأن المال ليست مفاجأة |
Oğlum hergün kavga ediyor. | Open Subtitles | غير مقبول.ابني يتشاجر كل يوم الأطفال الجدد.. |
Anne, karı kocanın kavga etmesi normaldir. | Open Subtitles | أمــــي إنه من الطبيعي أن يتشاجر الزوجان, حسنا؟ |
İki insanın bu kadar çok kavga etmesinin ne anlama geldiğini biliyor musun? | Open Subtitles | عندما يتشاجر شخصان هكذا أتعرف ما يعنيه هذا؟ |
Her ağzımı açışımda, bu ailede birileri kavga ediyor. | Open Subtitles | كلمرةأفتحفيهافمي, أحد في هذه العائلة يتشاجر |
Arthur'la Tara'nın kavga ettiğini gördüm ve o günden beri saçma sapan rüyalar görüyorum. | Open Subtitles | رأيت آرثر يتشاجر مع تارا وبعدها صرت أحلم أحلام سخيفة |
Çocuklardan ikisi kavga ediyorlardı. Ve canıma tak etti. | Open Subtitles | كان يتشاجر طفلان، و نال ذلك منّي نوعاً ما |
kavga etmeyi bir yana bırak, edenleri de hemen ayırırdı. | Open Subtitles | ان الشجار بعيد عنه جدا ولكنه لايستطيع ان يرى شخصا يتشاجر |
Geç vakitte geliyor, kızlarla ulu orta kavga ediyor. | Open Subtitles | يبقى خارج المنزل لساعة متأخرة يتشاجر مع الفتيات في العلن |
Striptiz kulübünde kavga eder. | Open Subtitles | يتشاجر في ملهى تعرّي. ثم يلقون به للخارج.. |
Bu o. Bu o adam. Çocukla kavga eden adam bu. | Open Subtitles | هذا هو ، إنـّه الرّجل المقصود، هذا من كان يتشاجر مع الفتى. |
kavga etmek sorun değil dedim. Herkes arada bir kavga eder, özellikle yakın arkadaşlar. | Open Subtitles | لا بأس أن تتشاجر الجميع يتشاجر من وقت لآخر |
Hatta Adam, komşunun temizlikçisi ile kavga etti. | Open Subtitles | و أنتهى الأمر بآدام يتشاجر مع منظفة جيراننا. |
9 aydır bu konu hakkında kavga ediyorduk. | Open Subtitles | لقد كان يتشاجر معى بسبب ذلك الاسم منذ تسعة اشهر |
Öğretmenlerin yarısı geçiciydi ve öğrenciler ne zaman kavgaya girişse okul onları yerel ilçe cezaevine gönderiyordu. | TED | ومعظم المعلمين بها كانوا معلمين بدلاء وعندما يتشاجر الطلاب، ترسلهم المدرسة إلى السجن المحلي. |
Emily, Alex'in bir kadınla tartıştığını duymuş. | Open Subtitles | لقد قامت (إيميلي) بسماع (أليكس) يتشاجر مع امرأة |