"يتشارك" - Traduction Arabe en Turc

    • ortak
        
    • paylaşır
        
    • paylaşmak
        
    • paylaştığını
        
    • paylaşan
        
    • paylaşılması
        
    • paylaştığında
        
    • paylaşıyor
        
    Demokrasi mükemmel eşitlik gerektirmez, Ama gerektirdiği şey, vatandaşların ortak bir yaşam paylaşmakta olmasıdır. TED الديموقراطية لا تتطلب المساواة الكاملة، لكنها تتطلب أن يتشارك المواطنون حياة مشتركة.
    Bunu yaparsa, düşman bir ülkeyle ortak olabilir. Ve onlara gereken silahları temin edebilir. Open Subtitles يمكن ان يتشارك مع البلاد المعاديه ويزودهم بالاسلحه.
    Son kuruşunu benimle paylaşır Milyonerlerde gözüm yoktur Open Subtitles يتشارك معي في دولارِه الأخيرِ أنا أُفضّلُ أَنْ آخذَه وله الـ15 في الإسبوع
    Tamam. Ama sen bir sürüngenle aynı odayı paylaşmak zorunda değilsin. Open Subtitles حسناً ، ولكنك لست من يتشارك غرفة مع حيوان زاحف
    Ekibin,... herşeyi paylaştığını söylemiştin. Open Subtitles لقد قلت ان الفريق يتشارك كل شيء
    Videoyu paylaşan herkesin mail adresi var. Videonun virüslü olduğuna dair kitlesel bir uyarı yapabilirim. Open Subtitles لدي لائحة بكل من يتشارك هذا الفيديو.يمكنني ان ارسل تحذيرا عاما ان هذا الفيديو هو فيروس
    Telefon kayıtlarından daha fazla ortak noktaları var. Open Subtitles يبدو أنّه يتشارك أكثر من سجلات الهاتف النقال.
    Pek çok farklılıklara rağmen ortak bir şey oldu. Open Subtitles بالرغم من إختلافاته إلا أنه يتشارك في نقطة
    Kyle, çapkın, gamsız biri ve James Wilson'la hiç ortak yönü yok. Open Subtitles كايل متمرد و بدون هموم و لا يتشارك بأي خصال مع جيمس ويلسون
    Ebeveynden birinin çocuğun ortak vesayetini istemesi davaları. Open Subtitles اعني عندما يتشارك الأهل في حضانة الطفل
    Bizim orada yemekler umumidir. Herkes her şeyi paylaşır. Open Subtitles حيث كل وجبة تكون جماعية الجميع يتشارك بكل شيىء
    Balıklar bu suları her türlü canlı ile paylaşır, Open Subtitles يتشارك السمك هذا الماء مع كلّ أنواع المخلوقات.
    Çift canlı, bedenin kontrolünü insan ruhuyla paylaşır. Open Subtitles المزدوج يتشارك السيطرة على الجسد مع الروح البشرية
    Bana üç bilet aldırdı. Bunu seninle paylaşmak istiyor. Open Subtitles أجبرني أن آخذ ثلاث تذاكر لأنه أراد ان يتشارك هذا معك
    Banyo yapmayan biriyle aynı evi paylaşmak zorunda olduğumdan, temiz havaya ihtiyaç duydum. Open Subtitles بما أنني الشخص الذي عليه .. أن يتشارك منزلاً مع الشخص الذي لا يريد الإستحمام أريد الهواء النقيّ
    Zavallı Jamie'm âşksız bir evliliğe hapsolup soğuk bir İngiliz kaltakla yatağını paylaşmak zorunda bırakıldı. Open Subtitles جايمي المسكين قد أحتجز في زواج خالي من الحب أجبر في ان يتشارك فراشه مع عاهره أنكليزيه
    Peki Andrew gerçek karısının ölmüş olup yatağını uyuşturucu bağımlısı bir sürtükle paylaştığını öğrenirse nasıl hisseder? Open Subtitles كيف سيشعر (أندرو) عندما يُدرك أنّ زوجته الحقيقية ميتة وأنّه يتشارك الفراش مع مُدمنة مُخدّرات، وراقصة تعرّي وعاهرة؟
    Hücresini bir ruhla paylaştığını iddia ediyormuş. Open Subtitles -كان يدّعي أنّه يتشارك زنزانته مع روح .
    Sadece kendi grubuyla bilgi paylaşan insanın eskiden bir seri katil olmasına kızmış olmama ne dersin? Open Subtitles ماذا عن كوني غاضبة من أنه يتشارك المعلومة الهامة التي تفيد بأنه كان سفاحًا مع حلقته الداخلية فقط؟
    Benimle bardakları ve kekleri paylaşan. Open Subtitles يتشارك الفناجين والكعك معي
    Hepimizle paylaşılması gereken bu taşı sen gidip kilit altında tutuyorsun. Open Subtitles يالها من خسارة. انت تبقي هذا الحجر بعيداً بينما من المفروض ان يتشارك به جميعنا.
    İki kişi bir hücreyi paylaştığında, her şey olabilir kuzen. Open Subtitles -أي شيء قد يحدث عندما يتشارك شخصين في زنزانة
    İşleri, Omar'ın tüfeğiyle son bulmuş olan 800 herifle... aynı yemekhaneyi paylaşıyor. Open Subtitles إنه يتشارك محتجزَهُ مع 800 رجل آخر وقعوا جميعهم تحت رحمة بندقيّته

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus