Ama illaki de duralım dersen tek yapman gereken yere uzanmak, dede. | Open Subtitles | لكن تريد التوقف ما يجب عليك فعله هو أن تسقط أيها العجوز |
Tatlım, önemli bir şeyin zamanı geldin. yapman gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك أمر هام استجد يا عزيزى هناك شيئ يجب عليك فعله |
Şimdi neden acı duyduğumu ve ne yapman gerektiğini söyleyeceğim. | Open Subtitles | الآن سأخبرك عن سبب حزنى و ما يجب عليك فعله |
Roma'daki tüm İtalyanların tepesini attırdık, git ve Yapman gerekeni yap. | Open Subtitles | ولالن قد تبولنا على كل الايطاليين في روما افعل ما يجب عليك فعله |
Daha çok senin işin. Belki sen yapmalısın. | Open Subtitles | هذا أقرب لاختصاصك لَرُبَّمَا يجب عليك فعله |
Yapmak zorunda olduğun; | Open Subtitles | ما يجب عليك فعله هو جعل والدك وأختك فخورين |
Daha sonra, eğer uygunsuz bir hareket yaptığımı düşünüyorsan, ne yapman gerekiyorsa yapabilirsin. | Open Subtitles | بعد ذلك, اذا كنت تشعر أننى تصرفت بشكل غير مناسب, افعل ما يجب عليك فعله |
yapman gereken, bir ajansı arayıp bir düzen kurana kadar, oradan bir garson ayarlamak. | Open Subtitles | ما يجب عليك فعله هو الذهاب إلى وكالة ما وإحضار نادلة إلى هنا للقيام بالعمل حتى تتدبر أمورك |
Tek yapman gereken onlara sorular sorup anlattıklarını dinlemek. | Open Subtitles | كلّ ما يجب عليك فعله هو سؤالهم بعض الأسئلة |
Tek yapman gereken onlara sorular sorup anlattıklarını dinlemek. | Open Subtitles | كلّ ما يجب عليك فعله هو سؤالهم بعض الأسئلة |
Doğru. Tek yapman gereken çeneni kapalı tutmaktı. | Open Subtitles | هذا صحيح, أغلق فمك اللعين هذا ما يجب عليك فعله |
Evet, aslında bir bakıma öyle. Çünkü yapman gereken de bu. | Open Subtitles | بلى, في الواقع, في طريقةٍ ما, إنه كذلك, لأن ذلك ما يجب عليك فعله. |
İçindeki o şeyden kurtulmak için ne yapman gerektiğini anlıyor musun? | Open Subtitles | تفهم ما يجب عليك فعله للتخلص من ذلك الشيء الذي بداخلك؟ |
İkinizi de huzura erdirmek için ne yapman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم ما يجب عليك فعله لتحصلا أنتما الإثنان على بعض الطمأنينة |
Aşkımızın önündeki asıl engeli biliyorsun, ne yapman gerektiğini de. | Open Subtitles | أنت تعلمين من يشكل خطرا حقيقيا على حبنا. و تعلمين ما يجب عليك فعله. |
Pekala. Yapman gerekeni yap. | Open Subtitles | حسنا , لتقوم بما يجب عليك فعله ولكن بسرعة |
Hoş bir şey olmayabilir ama birtakım durumlarda Yapman gerekeni yapmalısın. | Open Subtitles | قد لا تكون جميله ، ولكن في معظم الاوقات ، يجب ان تفعل ما يجب عليك فعله |
Harry, Yapmak zorunda olduğun şeyi yapman gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | هاري ، أعرف أنك يجب أن تفعل ما يجب عليك فعله |
Ne yapman gerekiyorsa onu yap ama ben saygılı bir şekilde dışında kalacağım. | Open Subtitles | أفعل ما يجب عليك فعله لكني خارج هذا الأمر |
Mm- hm. Ne yapacağını söylemeye çalışmıyorum. | Open Subtitles | انا لا احاول ان املى عليك ما تفعله افعل ما يجب عليك فعله |
yapmanız gereken şey, insanların saçmalıklara inanmasını sağlamak. | TED | ما يجب عليك فعله هو حث الناس على تصديق السخافات. |
Ve başka ne yapman gerekiyor biliyor musun? | Open Subtitles | وتعلم مالذي يجب عليك فعله ايضا ؟ |
Daha sık olarak ise aslında ne yapmanız gerektiğini gösterir. | TED | في كثير من الأحيان يظهر لك بالضبط ما يجب عليك فعله. |