Biz bir grup bile değiliz. Neden sahneye çıkmamız gerekiyor? | Open Subtitles | نحن لسنا فرقة حتى لماذا يجب علينا أن نفعل هذا |
Asıl mesele de bu zaten. İşe inançtan başlamamız gerekiyor. | Open Subtitles | في عملنا هذا يجب علينا أن نبدأ بالثقة في الايمان |
- Biz gerçekten, bildiğiniz düzeltmek gerektiğini. - Hadi, kim peşinde? | Open Subtitles | يجب علينا أن نصلح هذا هيا ، من يسعى خلفك ؟ |
Tamam, Tüm yapmamız gereken kafatasını eve geri götürüp,Onu gömmek | Open Subtitles | لذا يجب علينا أن نأخذ الجمجمة إلى المنزل و ندفنها |
Şehirden gitmek zorundayız. Bir çocuk vardır, bana çok yardımı dokunmuştur. | Open Subtitles | يجب علينا أن نرحل عن المدينة لأجل ذلك الفتى الذي ساعدني |
Bu yüzden, tetiği çekerse torpidoyu başka yöne yöneltmemiz gerekir. | Open Subtitles | إذن, لو أنّه سحب الزناد يجب علينا أن نحوّل الطوربيد |
Bu durumda kendimize bazı sorular yöneltmemiz gerekiyor. | TED | وبالتالي، يجب علينا أن نطرح على أنفسنا بعض الأسئلة. |
Çünkü durmamız gerekiyor, birşeyler yapmamız gerekiyor birleşmeliyiz -- genç bir insan olarak benim kafamı karıştıran politika ve dinden ayrılmamız gerekiyor. | TED | لأنه يجب علينا أن نتوقف, علينا أن نفعل شيئا يجعلنا نتحد بعيدا عن كل السياسات والأديان والتي تحيرني كشاب |
Bizim bu genç insanlara ulaşmamız ve onlara rehberlik etmemiz gerekiyor, çünkü onlar sıradışı bir nesil. | TED | يجب علينا أن نشارك و أن نجد سبل لإرشاد هؤلاء الشباب، لأنهم ذرية استثنائية. |
Çünkü yaşam için daha fazla fırsatlar yaratmak için bu gezegenin kapasitesini arttırmamız gerekiyor. | TED | لأنه يجب علينا أن ننمى من قدرة هذا الكوكب لإيجاد فرص أكثر وأكثر للحياة. |
Ona, bir saat önce kaybolduğunu ve Onu bulmamız gerektiğini söyle. | Open Subtitles | أخبره أنه غادر منذ ساعة وكان يجب علينا أن نعثر عليه |
Tarih final projemiz için bir fikir bulmamız gerektiğini anlamalıyız. | Open Subtitles | فقط يجب علينا أن نفكر بموضوع لمشروع مادة التاريخ النهائي |
Yargıçların içgüdü ve deneyimlerini bu süreçten elememiz gerektiğini düşünmüyorum. | TED | إن الأمر ليس أنني أعتقد أنه يجب علينا أن نستقصي حدس القاضي و خبرته من العملية. |
Onu değil. Annenin evine gelmekle iyi ettik mi etmedik mi diye düşünüyordum. | Open Subtitles | كلا ، أنا أتسائل ما إذا كان يجب علينا أن نخبر أمك أولاً |
Fakat bunu gerçekleştirebilmek için niçin fizik kanunlarını yeniden yazmak zorundayız? | Open Subtitles | لكن لماذا يجب علينا أن نُعيد كتابة قوانين الفيزياء لننجز هذا؟ |
Kabul etmemiz gerekir ki en iyi düşünürlerin fikirleri hep yasaklanmıştır. | Open Subtitles | يجب علينا أن نرحب بخيرة المفكرين وهؤلاء الممنوعين من نشر أفكارهم |
O tatlı olsun çünkü çok şeker. - Partiye geri dönmemiz gerekmiyor mu? | Open Subtitles | إنها حلوى, لأنها حلوةً جداً. ألا يجب علينا أن نعود إلى الحفله ؟ |
İkinci ve üçüncü aşamaları da tamamlamalıyız. Bunun için birkaç yıl daha gerek. | TED | يجب علينا أن نصل إلى المرحلتين الثانية والثالثة وهذا سيستغرق منا بضع سنوات. |
Hakikatten, Bence rahmetli bir kongre salonunda karşımıza çırılçıplak mumyalanmış ve belinden çamaşırları düşmüş halde çıkmadan bunu yapmalıyız. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب علينا أن نقوم بالتشريح قبل تخزين الجثة عريانة، محنطة، و سحاب في بطنها في مركز مؤتمرات |
- Brutus, belki de biraz hava alsak iyi olur? | Open Subtitles | قف بروتس , ربما يجب علينا أن نشم الهواء ؟ |
Yüzbaşı buranın da farkı yok. Geri dönmemiz gerekecek. | Open Subtitles | .كابتن، لا يوجد أيّ تغيير هنا بالأعلى .يجب علينا أن نعود |
Bazı insanlar hiç hoşlanmaz. Ve seviyorsak eğer, bir karar vermeliyiz bu hedefler üzerinde ileride neler yapmak isteyeceğimizi. | TED | بعض الناس لا يحبونها. و إذا أحببناها، يجب علينا أن نقرر ما نريد أن نفعل بهذه الأهداف ونحن نمضي قدمًا. |
Bir verimsizlik olasılığı şudur ki ebeveynlere sadece çok konuşmalarını değil aslında çocuklarıyla daha fazla sohbet etmelerini öğretiyor olmalıyız. | TED | لذا أحد الإمكانيات المثيرة هي أنه يجب علينا أن نعلم الأبوين ألا يتحدثوا كثيرا فحسب وإنما أن يحاوروا أطفالهم أكثر. |
ama seçilmiş temsilcilerimizi aramalı ve bu değişiklikleri talep etmeliyiz. | TED | يجب علينا أن نتكلم مع ممثلينا المُنتخبين وأن نطالب بالتغيير. |
Neyse, bizim kaçmamız lazım. Kendine iyi bak. Bol şans. | Open Subtitles | حسناً يا رجل, يجب علينا أن نذهب, تمهل حظاً موفقاً |