Herşey gacır gucur ediyor ve kırmızı ışık beynimi yakıyor. | Open Subtitles | طوال الليل، هناك صرير وتكسير وذلك الضوء الأحمر يحرق دماغي. |
Elektrikli arabaları seven bir adama göre, çok fazla roket yakıtı yakıyor. | Open Subtitles | بالنسبة لرجل يحبّ السيارات الكهربائية هو بالتأكيد يحرق الكثير من وقود الصواريخ |
Bu yüzden pul biber ağzınızı, wasabi ise burnunuzu yakar. | TED | لهذا السبب: يحرق الفلفل الحار فمك، بينما الوسّابي يحرق أنفك. |
Minik Jacob Harlow'a yaptığımız gibi o ki şu andan cehennem ateşinde Yanıyor. | Open Subtitles | الطريقة التي تعامل بها مع يعقوب هارلو من يحرق في جهنم ونحن نتكلم |
Barış zamanında olsaydık bunun için seni hapse atardık ama Shibata'nın ordusu hapishaneyi yaktı. | Open Subtitles | كنت سأضعك بالسجن لو أنه لم يحرق كاملا خلال الحرب |
Bütün vücudunuz enerji yakıp ısı açığa çıkarıyor. | Open Subtitles | كل عضو من أجسامكم يحرق الطاقة وينتجالحرارة. |
Tam şu anda, biri benim Ermenegildo Zegna takımımı, Armani kravatımı, Dolce Gabbana gömleğimi ve Gucci ayakkabılarımı yakıyor. | Open Subtitles | في تلك اللحظه, شخص ما يحرق "حلّه "إرمينيوغيلدا زينا "ربطه عنق "أرماني", قميص "دولش و غابانا "و أحذيه "غوتشي |
Emzirdiğim için. Çok kalori yakıyor. | Open Subtitles | إنه بسبب الإرضاع فهو يحرق الكثير من السعرات الحرارية |
Ceset parçalarını dondurmak için kullanmıştım. Son derece etkili. Ve adamın parmağını fena yakıyor. | Open Subtitles | أستخدمه لتجميد أعضاء الجسم، إنّه فعّال للغاية، ولكنه يحرق بشدّة |
Ama aşağıya sürmeye kalkma, çok fena yakıyor. | Open Subtitles | ولكن لا تحاول وضع شي منه في الاسفل انه يحرق |
Sanırım itfaiyeci de 50 yıl önce yaktığı yerlerin aynılarını yakıyor. | Open Subtitles | اسمع، أظنّ أنّ رجل الاطفاء ربما يحرق الأمكنة ذاتها التي أحرقها منذ 50 عاماً |
Gaz İrisi yakar ve ne yapacağını bilemez hale gelir, kontrol edilemez bir şekilde ağlamaya başlar. | TED | يحرق الغاز أيريس، وفجأة لا تستطيع منع نفسها، تبدأ في البكاء دون قدرة على التوقف. |
- Sıcak su bebeği yakar. - Lütfen. Lütfen. | Open Subtitles | ــ الماء الساخن يحرق الطفل ــ أرجوك، أرجوك |
Bazen, cam boru o kadar ısınır ki, eli yakar. Bu da geride, deri bırakır. | Open Subtitles | أحياناً أنبوب الزجاج يصبح ساخناً جداً يحرق البشرة مما يترك خلفه أنسجة الخدش |
Sence kaloriler Yanıyor mudur? | Open Subtitles | هل تعتقدين ان هذا يحرق السعرات الحراريّة ؟ |
İçine girdiklerinde, Yanıyor mu? | Open Subtitles | هل عندما يقذفون بداخلكي , فإن السائل يحرق ؟ لا |
Hastanenin dışında çocuğun vücudu enerji için protein ve karbonhidratları yaktı. | Open Subtitles | خارج المستشفى يحرق جسده البروتين و الكربوهيدرات للطاقة |
Dokunuşu insanları yakıp kavuruyormuş. | Open Subtitles | أحبّه قليلاً , لمسه بشكل حرفى يمكن أن يحرق الأنسانية منك |
Bir ara stüdyosuna gittim, birkaç tablosunu yakıyordu. | Open Subtitles | ذهبت إلى الاستديو الخاص به ذات مرة وكان يحرق بعض اللوحات |
Keyfine insanları diri diri yakan babası kraldı diye mi? | Open Subtitles | لأن والدها الذي كان يحرق الناس أحياء للترفيه، كان ملكاً؟ |
Etrafımda gaz kokusuyla büyüdüm kömür yağı, gazyağı, yanan her şey. | Open Subtitles | لقد نشأت على رائحة الجازولين تلك نفط، كيروسين أي شيء قد يحرق |
Kendisini ateşe verme niyetiyle elindeki bir kova benzinle fabrika kapılarına yürüdü. | TED | ذهب إلى بوابات ذلك المصنع مع دلو من البنزين فى يديه، معتزمًا أن يحرق نفسه. |
Hiçbir akıllı insan sanat uğruna kendisini yakmaya izin vermez. | Open Subtitles | لا يوجد شخص عاقل سيدع نفسه يحرق حيا لأجل الفن |
Ciğerlerine gittiğinde cehennem gibi yakacak, ama bilincini hemen kaybetmeyecek. | Open Subtitles | سوف يحرق كالجحيم عندما يصل إلى رئتيه ولكنه لن يفقد الوعي على الفور |
Bay Yagami'den defteri yakmasını istedim ki tekrar asla kullanılamasın. | Open Subtitles | لقد طلبت منه أن يحرق مذكرة الموت لأن لا تستخدم المذكرة مرة أخرى |
Çünkü korku ateş gibidir ve içten içe yanar. | Open Subtitles | لأن الخوف مثل تلك النار يمكنه أن يحرق بعمق |