"يحفر" - Traduction Arabe en Turc

    • kazıyor
        
    • kazı
        
    • kazar
        
    • kazan
        
    • kazmaya
        
    • kazıp
        
    • kazmasını
        
    • kazıyordu
        
    • kazmak
        
    • kazmış
        
    • kazdığı
        
    • kazmıyor
        
    • kazmasına
        
    • kazdı
        
    • sondaj
        
    Baş düşmanı ise saatte 320 km. Hızla 10 dakikadır tünel kazıyor. Open Subtitles عدوّه اللدود يحفر نفق جنوباً بسرعة 200 ميل في الساعة لمدة 10 دقائق
    Tek elle veya değil, bence bizim amele de burada kazıyor olmalı. Ne dersin? Open Subtitles سواء كانت يده مقطوعة أم لا أظن أنه يجب أن يحفر معنا، صحيح؟
    Birileri kazı yapıyor mu veya dinamit patlatıyor mu... biliyor musunuz? Open Subtitles هل تعملوا إذا ما كان هناك أحد يحفر قريبا ً من هنا ؟ أو أي شيء من هذا القبيل ؟
    Oraya bir dizi çeyrek dolar serpmeli, böylece bize bir havuz kazar. Open Subtitles يجب ان أنثر أرباعاً على شكل دائرة هناك سوف يحفر لنا بركة
    Zamaninda mezar kazan çocuktan hiç farkin yok. Open Subtitles أنت لا يمكنك سوى أن تكون ذلك الفتى الذي يحفر القبور
    İlk tüneli kazmaya başladığı gibi Jawa'dan çıkmıştı. Veya Orkney Adaları'ndan çıkardı. Open Subtitles ما أن يحفر حفرة في مكان حتى يغادرها ويحفر في مكان آخر
    Tüm araziyi kazıp bulduğu her şeyi benimle paylaşmak istiyor. Open Subtitles يريد أن يحفر الأرض و يقتسم معي كل ما يجده
    Şu andan itibaren, herkesin kendi çukurunu kazmasını istiyorum. Open Subtitles حسناً إعتباراً من الآن كل شخص يحفر حفرته هل هذا واضح ؟
    Bunu destekleyen kanıtımız var komşunun köpeği Karen'ın arkabahçesini kazıyordu. Open Subtitles لدينا أدلة تقترح أن كلب الجيران كان يحفر في الساحة الخلفية
    Bir aydan fazla zamandır deli gibi kazıyor. Open Subtitles لقد مر أكثر من شهر ومازال يحفر مثل المجنون
    Hani bilmesem, şu anda mezar kazıyor derdim yani. Open Subtitles لو لم أكن أعرف أكثر، لقلتُ أنّه الآن يحفر قبراً
    Ross Peterson beni parmaklamaya çalıştığında bozuk para aramak için kazıyor gibiydi. Open Subtitles عندما حاول روس بيترسون وصعه اصبعه فيني كان كأنه يحفر
    Sadece toprağın üstünü kazımıyor, daha derini kazıyor. Ve bıçağın açısından dolayı toprağı ters döndürüyor. Open Subtitles لا يحرث سطح الأرض فقط، بل يحفر أعمق، وبسبب زاوية النصل، يقلّب التربة.
    Bomba çıkarmak için kazı yapan adama bu söylenir mi şimdi? Open Subtitles أتدرين , إنه لكلام قاس تقولينه للرجل اللطيف الذي يحفر من اجل قنبلة
    Ve kim, sabah saat 3:00'te mezarlığı kazar? Open Subtitles ولم يحفر أحدهم الساعة الثالثة صباحا في المقبرة؟
    KÖSTEBEK Köstebek yer altında tüneller kazan bir hayvandır... Open Subtitles حيوان الخلد يحفر الأنفاق تحت الأرض
    İşte bu nedenle biz uzay gemileri ve katedraller yapabildik dünyanın geri kalanı karınca çıkarmak için çöplerle toprağı kazmaya devam ederken. TED لأجل هذا نبني المراكب الفضائية والكاثدرائيات بينما بقية العالم مازال يحفر الأرض بالعصي ليستخرج الأرضة.
    Kendi mezarını kazıp içine atlamaktan korkmuyor. Open Subtitles لا يخشى أن يحفر قبره بيده ومن ثم يقفز فيه
    Woody'nin delik kazmasını izlemek epey içimi yaktı. Open Subtitles مشاهده وودي يحفر حفراً جعلني عطشاً تماماً
    Metal tozları kürekle uyuyor. Birileri mezarlığı kazıyordu. Open Subtitles البقايا المعدنية تتلائم مع المجرفة أحدهم كان يحفر في المقبرة
    İşte burada. Bazen aradığını bulmak için daha derin kazmak gerekir. Open Subtitles ها هي , أحيانا على المرء أن يحفر بعمق حتى يعثر على ما يبحث عنه
    İnsanların kazmış olduğu bir yeri bulmak için burada olduğumu söyleyebilir misin? Open Subtitles هلّا أخبرته أنني هنا لإيجاد المكان الذي كان يحفر فيه الناس؟
    Köpeğin kazdığı yer. Şu çiçeklere bir bakın. Open Subtitles المكان الذى كان الكلب يحفر فية إنظرى إلى تلك الزهور
    Kimse mezarını kazmıyor. Open Subtitles لا أحد يحفر أية قبور
    Alet edevatı ve kazmasına yardım edecek ne varsa taşımak için bir şeye ihtiyacı vardı. Open Subtitles لم يكن لديه سيارة كان بحاجة لشيء يحمل به الأغراض إضافةً لما كان يحفر لأجله
    Sonra yanlış yeri kazdı. Open Subtitles لاحقاً رأيته يحفر في المكان الخاطئ وليس في نفس المكان
    Parası olan ve kuyu açmak isteyenine rastlasanız bile sondaj yapmayı hiç bilmiyor olabilir. Open Subtitles حتى اذا وجدت رجلا عنده المال ويريد ان يحفر ربما لا يعرف شيئا عن التنقيب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus