Hayır. Senin kızmaya hakkın yok. Benim kızmaya hakkım var. | Open Subtitles | لا يحق لك ان تكون منزعجا انا يحق لي الانزعاج |
Benim de biraz dünyayı avlamaya hakkım var. | Open Subtitles | ألا يحق لي الاقتناص من هذا العالم قليلاً؟ |
Söylediğim her şeyi onaylaman gerek çünkü hayatımın bu evresinde hata yapma hakkım var! | Open Subtitles | يجب عليك مساندة كل ما اقوله وبسبب وصلي لهذه النقطة في حياتي يحق لي ان اكون على خطأ |
Kralım, bir şey demek bana düşmez ama meclis şu an beni dinlemek istiyor. | Open Subtitles | مولاي لا يحق لي أن أقول أي شيئ سوى ما يريده مني هذا المجلس |
Bunu söylemek belki bana düşmez ama Tom senden ayrılacağı için çıldırmış olmalı. | Open Subtitles | تعرفين قد لا يكون يحق لي ان أقول ذلك لكنني اظن ان توم مجنون لتخليه عنك |
JR: soru sorma hakkım -- K2: Nerede? Görmek istiyorum. | TED | راموس: نعم يحق لي حارس2: أين؟ أرني. راموس: إنّها هنا. |
Birini incitmediğim sürece bence buna iznim var. | Open Subtitles | وطالما أنني لا أؤذي أحدا أعتقد أنه يحق لي |
Yeni bir iş aramak zorundaysam, bunu bilmeye hakkım var. | Open Subtitles | إن كنت سأحتاج للبحث عن وظيفة يحق لي المعرفة |
- Baba! Daha yeni 2000 dolar verdim. Biraz bilgi almaya hakkım var. | Open Subtitles | أعطيتهما 2000 دولار للتو يحق لي طرح أسئلة |
Yakıcı bir ölümün birkaç santim üzerindeyim aklımdakini söyleme hakkım var. | Open Subtitles | مهلاً نحن على وشك أن نُحرق حتى الموت يحق لي أن أُفصح عما يدور في خلدي |
Tüzüğümüze göre kıdemli ortakların önünde oy çoğunluğu isteme hakkım var ve ben bunu kayıt ediyorum. | Open Subtitles | طبقاً للوائح، يحق لي بجلسة إستماع أمام لجنة قانونية من الشركاء الرئيسيين |
Bence, senin gibi muhteşem bir varlığa karşı üstün olmak için... kafanı karıştırmaya hakkım var. | Open Subtitles | لكن أظن أنه يحق لي أن أتحير عندما أكون أمام مخلوقٍ جميلٍ مثلك. |
Bu, hâlâ oğlumu görme hakkım var demek, değil mi? | Open Subtitles | هذا يعني أنه لا يزال يحق لي أن أرَ ابني, أليس كذلك؟ |
Tanığa eziyet ediyor. Sanığın mazeretini kanıtlayacak tanıkla konuşurken biraz serbestliğe hakkım var. | Open Subtitles | هذا شاهد رئيسي في عذر المتهم يحق لي السؤال بحرية |
Hobin işimize engel olmadığı sürece seni yargılamak bana düşmez. | Open Subtitles | ما دامت هوايتك لا تؤثر على عملنا، فلا يحق لي انتقادك. |
Söylemek bana düşmez ama sen çile çekiyorsun. | Open Subtitles | لا يحق لي أن أقول هذا ولكنك تعانين. |
Bunu söylemesi bana düşmez. | Open Subtitles | لا يحق لي أن أقول |
Bunu söylemesi bana düşmez. | Open Subtitles | لا يحق لي ان اقرر |
JR: soru sorma hakkım -- DT: Univision'a geri dön. Soru şu: | TED | ترامب: لا، لاحق لك. راموس: بلا يحق لي أن أسأل ترامب: عد إلى يونيفيجن. |
Kazara çocuk sahibi olduğum kadın için bunu söyleme iznim var mı? | Open Subtitles | هل يحق لي أن أقول هذا عن امرأة أنجبت طفلا معها بطريق الخطأ |