Bütün gün burada oturup aklına gelen her türlü saçmalığı sayabilmek için. | Open Subtitles | حتّى يتسنّى لك الجلوس هنا وقول ما يخطر على بالك من تفاهات |
Onu acı veren gizli bir anısı olabileceği hiç aklına geldi mi? | Open Subtitles | ألم يخطر ببالك أنه قد يكون له ذكرى سريّة سببت له الندامة؟ |
Morallerin düşük olduğunu duyduğunda bir kaptanın Aklından geçen ilk şey şudur: | Open Subtitles | ما أول ما يخطر لبال الكابتن عندما يسمع بوجود تصرفات لا أخلاقية |
Aslında seni yok etmek istemiştim, ama işe yarayacağını tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | أعني، أني أردت تدميرك لكن لم يخطر ببالي أني سأدمّرك بالفعل |
Hiç böyle düşünmedim. Uçak benim çalıştığım yerdi. | Open Subtitles | لم يخطر ذلك لى من قبل,لقد كان هذا المكان مكتبى |
Tabi, bunu daha önce hiç düşünmemiştim. Evet, denedim, deniyorum. | Open Subtitles | لم يخطر ببالي هذا، أجل حاولت ذلك، وما زلت أحاول. |
Burada her şey çok iyi gidiyordu, hiç aklıma gelmedi. | Open Subtitles | بصراحة, كان كل شيء بخير لذا لم يخطر على بالي |
Bu sefer sadece beni istedikleri hiç gelmedi mi Aklında? | Open Subtitles | ألم يخطر ببالك بأنهم يريدونني فحسب هذه المرة ؟ |
Bilgili, dikkatli ve metodik olan bir zanlının DNA gibi açık bir delili suç mahallinde bırakmış olması size de ilginç gelmiyor mu? | Open Subtitles | هل يخطر لأي احد ان هذا غير متناسب ابدا بان مجرما معقدا و منهجيا قد يترك كومة من حمضه النووي في مسرح الجريمة؟ |
Diş perisini düşündüğünde böyle bir şey aklına bile gelmez. | Open Subtitles | و ليس شيء يخطر ببالك عندما تتظاهر بأنك جنية الأسنان |
aklına o an ne geliyorsa. Benim aklıma genelde Tanrı gelir. | Open Subtitles | أيّاً يكن ما يخطر لخلدك، بالنسبة ليّ غالبًا ما يكون الرب. |
Bunun kötü bir fikir olacağı hiç aklına gelmedi mi? | Open Subtitles | ألمْ يخطر لكِ أنّه لربّما كانت تلك فكرة سيئة حقاً؟ |
aklına hiç bu gibi durumların kendi yaptıklarının bir sonucu olabileceği gelmiyor mu? | Open Subtitles | ألم يخطر في بالك يومًا أنّ هذه الأوضاع هي صنيع أفعالك أنت أحيانًا؟ |
İsteğini kabul edip onu bize getirmek aklına gelmedi mi? | Open Subtitles | ألم يخطر ببالك أن تقبل ومن ثم تجعلنا نقبض عليه؟ |
Bana o piçi öldürmek Aklından hiç geçmedi mi diyorsun? | Open Subtitles | أنت تقول لي بأن قتل ذلك الوغد لم يخطر ببالك؟ |
...evine gidiyorsunuz, sevişiyorsunuz, ardından Aklından ne geçiyor? | Open Subtitles | ويذهبا إلى بيتها، يتطارحان، وبعد ذلك تعرفين ما يخطر ببالك؟ |
Tüm hayatında baktığın bir şey... asla tekrar görmeyeceğin şekilde Aklından geçiyor. | Open Subtitles | في كل مرة انظر فيها إلى حياتك يخطر في بالي انني لن أراك ثانية |
Onun ailesinden birinin, gerçekten birşey yapmış olabileceğini hiç tahmin edemezdim. | TED | لم يخطر ببالي أبداً أن أحد أفراد أسرته يمكنه في الواقع صنع شئ. |
Kesinlikle hiç düşünmedim. Aklımın ucundan bile geçmedi. | Open Subtitles | أنا قطعاً لم أفكر بذلك، لم يخطر ببالي أبداً |
Hiçbir zaman babanızın o kadar da iyi bir kısmet olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | هذا رائع, لم يخطر ببالي أن أبوك قد خبأ شيئاً بهذه الروعة |
O sıralar gerçekten yalnızlığın pençesindeydim. Bütün gün insanlarla iç içe olduğum hiç aklıma gelmedi. | TED | لقد كنت تحت قبضة الوحدة القاسية حينها، ولكنى كنت محاطًا بالناس طوال اليوم، لذا فلم يخطر هذا على بالي. |
Aklında bir şey olmasa bunu önermezdin. | Open Subtitles | ما كنت لتقترحي ذلك لو لَم يخطر أمر ببالك اكتشفناها عن طريق الصدفة كالعادة |
Kacırdıgın seyleri dusunmeye calısıyorum da, aklıma pek bir sey gelmiyor! | Open Subtitles | أحاول أن أتخيل ماذا فاتك ولكن لا شيء يخطر في بالي |
Nedense annemin de bir kadın olduğu aklıma hiç gelmemişti. | Open Subtitles | بطريقة ما, لم يخطر ببالي ابداً أن أمي امرأة أيضا |
Bu iki resme bakarsanız, aklınıza iki kelime gelir. | TED | اذا ألقينا نظرة على هذين الصورتين ، يخطر ببالك هذا النوع من الكلمات. |