İhanet edecek bir tip olmadığını biliyorum ama her ihtimale karşı kendimi sigortalattım. | Open Subtitles | اعلم أنك لست من النوع الذي يخون لكن, لقدّ آمنت نفسي فى القضية |
Çünkü nefret ettiğim insanlara ve de sevdiklerime ihanet etmek zorundayım. | Open Subtitles | لأنني يجب أن يخون سواء تلك التي أكره وتلك التي أحب. |
Karısını aldatıyor ve ben buna şaşırmadım. | Open Subtitles | إنه يخون زوجته. و أن لست مندهشة. و أنا لست مندهشة على الإطلاق. |
Chris evli ve çocuğu var. Karısını aldatan tiplerden değildir. | Open Subtitles | كريس متزوج لديه اطفال ليس من النوع الذي يخون زوجته |
Hatta sahip olduğu o şirin hatunu bile... başkasıyla aldatıyordu. | Open Subtitles | ولم يكتفي بما لديه من أشياء جيدة فقد كان يخون زوجته بإمرأة أخرى |
Milner'in üvey oğlu Davey Benson, Milner'ın annesini aldattığını biliyordu. | Open Subtitles | ربيب ميلنر ديفي بينسون .. علم أن ميلنر كان يخون أمه |
Babanı anneni aldatırken gördün ve bunu annene söylemedin. | Open Subtitles | رأيتي والدك و هو يخون والدتك و لم تخبريها |
Bir kadın bir erkeğe ihanet ettiğinde, onu küçük görür. | Open Subtitles | مرة واحدة امرأة يخون رجلا، انها يحتقر له. |
Bir katile dönüşerek ona bu vaftiz annesi perisi ilhamını veren bu duyguya ihanet etmiş olurdu. | Open Subtitles | أيمكن الآن ل ماكوين أن يعبر عن إعجابه حول جريمه قذره دون أن يخون الدماثه للسيده التى يمكن أن نطلق عليها أمه فى العماد ؟ |
Her seferinde bir kadına ihanet edebilir. Bu onun stili. | Open Subtitles | هو محترم، لا يخون إلا مع امرأة واحدة في كل مرة هذا أسلوبه |
Bağışlayın ama bir centilmen silah arkadaşlarına asla ihanet etmez. | Open Subtitles | صدقيني عندما أقول لك إنني آسف ولكن رجلاً مثلي لا يجوز أن يخون أخوته في السلاح |
Başka kadınlara ve öz çocuğuna ihanet ettiği gibi sana da ihanet edecek. | Open Subtitles | وقال انه سوف يخون ترغب انه خيانة المرأة وغيرها من النوع نفسه. |
Bu güvene ihanet edenler, şerefsiz ve lanetli ölsün. | Open Subtitles | وليمت من يخون هذه الثقة مكللاً بالخزي وملعوناً |
Sahte Müslüman, beyaz yobaz karısını korkak gay oğlanla aldatıyor. | Open Subtitles | مسلم يخون زوجته البيضاء الأصولية مع صبي شاذ جبان |
Tamam, yapılan son araştırmaların gösterdiğine göre her dört erkekten biri karısını aldatıyor. | Open Subtitles | حسناً,لقد أثبتت الدراسات أن رجل بين كل 4 رجال يخون زوجته |
En iyi arkadaşı benim en iyi arkadaşımı aldatıyor ve bana kiminle olduğunu söylemiyor. | Open Subtitles | صديقه الحميم يخون صديقتي الحميمة، ويأبى إخباري مع من |
Karısını aldatan mı yoksa öldüren adam mı? | Open Subtitles | أيستحق رجل يخون زوجته أكثر من رجل قتلها؟ |
-Karısı Amy'yi aldatıyordu. | Open Subtitles | كان يخون زوجته ايمي |
Bana babamın, yani tekeşliliğin aziz müdavimi Martin'in iki kadını birden aldattığını mı söylüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تقولون لي ان ابي مارتن شفيع الزواج الاحادي يخون مع امرأتين |
Bir adam eşini aldatırken ne söyleyeceğini asla bilemez. | Open Subtitles | عندما يخون رجل زوجته، لا يعرف أبداً ما يقول |
Ben diyorum ki herkes aldatır ve yalan söyler. | Open Subtitles | أنا فقط أقول أن الجميع يخون والجميع يكذب. |
Dünyanın zengin olduğunu, arada bir hile yapılabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | تؤمن بأنّ العالم خصب.. ويمكن للمرء أن يخون بعض الشيء. |
Sen, karısını aldatmış bir adam gibi hissetmek istemedin, ve ben, seni bu duruma düşüren kız olmak istemedim. | Open Subtitles | أنت لم ترد أن تكون ذلك الرجل الذي يخون زوجته و أنا لا أريد أن أكون تلك الفتاة التي تضعك في هذا الموقف من البداية |
Bilmen gereken tek çarpıcı bilgi şu, seni aldattı mı? | Open Subtitles | المعلومات الحقيقية التي تحتاجيها هي هل كان يخون ؟ |
- ... Kurt, Blaine'i aldatmaz. | Open Subtitles | أنا أخبركم بأن كورت لن يخون بلاين |
Ayrıca babamın annemi aldatması bu dileğe dahil değildi. Ne yapacağımı bilemedim, Kitty. | Open Subtitles | و هذه الامنية لم تكن تعني ان يخون أبي أمي |
Evet, elbette. Tatlım, sözüme güven, o seni aldatmıyor. | Open Subtitles | أجل بالطبع يا عزيزتي أعدك أنه كان يخون معك |
Erkek aldatıyorsa, bu ateşli birşey aradığı içindir. | Open Subtitles | عندما يخون الأولاد, دالك لأنهم بحاجة للإثارة |
Aslında iş ortaklarını aldatıyormuş. | Open Subtitles | كان يخون شريكه في العمل |