"يذهب إلى" - Traduction Arabe en Turc

    • gidip
        
    • gider
        
    • gitmek
        
    • gitmiyor
        
    • giden
        
    • gitmesi
        
    • gidecek
        
    • gitmedi
        
    • a gidiyor
        
    • gitmesini
        
    • gitmesine
        
    • gitti
        
    • gitmeden
        
    • gittiği
        
    • gidemez
        
    Hala birilerinin gidip onları almasını bekliyorum. - Duruşmadan söz etmedin mi ona? Open Subtitles لا, لا لم افعل, مازلتُ أنتظر شخصاً يذهب إلى هناك, ويأتي بها, نعم
    Her şey bir yerlere gider, ve ben de her yere girerim. Open Subtitles كل شيء يذهب إلى مكان ما و أنا أذهب إلى كل مكان
    Yanık hastam bu hafta sonu mezuniyet törenine gitmek istiyor. Open Subtitles يريد مريضي حقاً أن يذهب إلى حفلة تخرجه هذا الأسبوع
    Kimse bir yere gitmiyor, Raj. Hala güvenli olduğundan emin değiliz. Open Subtitles لا أحد يذهب إلى أي مكان، راج، حتى نعلم أنهُ آمن.
    Yatağa ilk giden, para ödemek zorundaydı. Open Subtitles من يذهب إلى الفراش أولاً عليه أن يدفع غرامة
    Aslan terbiyecisine falan gitmesi gerekiyordu. Open Subtitles من المفترض ان يذهب إلى مدرب الحيوانات في مكان ما
    Çünkü öyle zamanlar vardır ki, bir şeyler yapmak zorundasınızdır gidecek bir yeriniz olmalı mesela. Open Subtitles لأن الانسان تمر به لحظات لا مناص له فيها من أن يذهب إلى مكان ما
    Kardeşin Pakistan'a gitmedi... Open Subtitles أخوك لم يذهب إلى الباكستان .. لقد ذهب إلى الجنة
    Dokunursanız oyuncu faul çizgisine gidip iki serbest atış yapar. Open Subtitles الرامي يذهب إلى منطقة جزاء المخالف, و يلعب لعبتان حرتان.
    Ses sürekli aşağı gidip geri döner. TED فالصوت يذهب إلى الأعماق ويرتد، ثم يذهب إلى الأعماق ويرتد.
    Kutusunun yanına gidip bu küçük lastik bantlardan çıkardı bir torba. TED يذهب إلى الصندوق و يسحب كيساً من الأربطة المطاطية الصغيرة.
    - Ya şimdi? Şimdi düşünüyorum da buraya çok iyi gider. Open Subtitles الآن ، أظن بأنه يمكن أن يذهب إلى هنا بشكل جيد.
    Erkek arkadaşıma söyleseydim o herifin iş yerine gider bütün kemiklerini kırardı. Open Subtitles وإذاأخبرتُخليليّعنهذهالقصة.. سوف يذهب إلى مكتب ذلك الرجل ويقوم بتحطيم كل عظم بجسده
    Boş verin şapkayı. Kim yanına telefonu ve anahtarlarını almadan bir yere gider? Open Subtitles دعك ِمن القبعة ، من يذهب إلى أي مكان دون هاتفه و مفاتيحه؟
    Ben de tek başıma operaya gitmek istemiştim herkes oraya gider. Open Subtitles أردت الذهاب إلى الأوبرا الجميع يذهب إلى هناك
    Erkek Öğrenciler Birliği ile Milwaukee'deki Oktoberfest şenliğine gitmek istiyorum. Open Subtitles أنا أريد أن يذهب إلى مهرجان أكتوبر في ميلووكي مع الأخوة.
    - Farzet ki, Jacques Brunico'ya gitmiyor. Open Subtitles إفترض أن جاك لم يذهب إلى برونيكو ؟ إفترض إنه إكتشف خدعة إتصال مدير الشرطه ؟
    40 dakika sonra Londra'ya giden bir tren var. Ben seni Londra'ya götürürüm. Open Subtitles هناك قطار يذهب إلى لندن بعد أربعين دقيقة
    Avukatlara harcanan paranın doktorlara gitmesi gerek. Open Subtitles ذلك المال الذي يذهب إلى المحامين والذي يمكن أن يكون للمرضى
    Ya da diyor ki sen ve o bunu değiştiremezsiniz, basına gidecek. Open Subtitles أو يقول إذا لم تكونا على وفاق، خلاف هذا الشيء، سوف يذهب إلى الصحافة.
    Babam gitmedi. Benim yaşıma geldiğinde yoldaydı. Open Subtitles أبي لم يذهب إلى الجامعة ولكن مع الوقت كان بمستو ى تفكيري إنه كان على الطريق الصحيح
    Ben öldüm, Natalie'yi akıl hastanesine kapattılar, o da Keggers'a gidiyor, yeni fıstıklarla şansını deneyecek. Open Subtitles ..انا ميته ، وغرقت في البحيره وهو يذهب إلى الجامعه؟ ويحرز تقدم بتدريب الفتيات للتنس؟
    Ama cehenneme gitmesini istediğim asıl sensin. Open Subtitles لكن أنت أول شخص كنتُ أريده أن يذهب إلى الجحيم
    Huysuz çünkü, bu geceki konsere gitmesine izin vermedim. -Neden? Open Subtitles إنه غاضب فقط لأني لم أدعه يذهب إلى حفل الليلة
    Herhalde önceden belirlenmiş buluşma noktası olan Teksas Sineması'na gitti. Open Subtitles يذهب إلى مسرح تكساس ربما نقطة التقاء تم ترتيبها مسبقا
    Okumak için uzağa gitmeden önceki son yılında ihmal edilmiş hissetmesini ister miyiz? Open Subtitles هل تريدينه أن يشعر بالأهمال في سنته الأخيرة قبل أن يذهب إلى المدرسة؟
    Bak, onun hiçbir yere gittiği yok. Sana söz veriyorum. Open Subtitles إسمع، إنه لن يذهب إلى أي مكان هذا وعد مني
    O benim striptizcim, ve hiçbir yere gidemez bahşişleri toplamadan önce. Open Subtitles هو راقصي ولن يذهب إلى أي مكان حتى يحصل على البقشيش

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus